Sinéad O’Connor – Troy İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I’ll remember it
– Hatırlarım
And Dublin in a rainstorm
– Ve Dublin bir yağmur fırtınasında
And sitting in the long grass in summer
– Ve yaz aylarında uzun çimlerde oturuyor
Keeping warm
– Sıcak tutmak
I’ll remember it
– Hatırlarım
Every restless night
– Her huzursuz gece
We were so young then
– O zaman çok gençtik
We thought that everything
– Biz her şeyi düşündüm
We could possibly do were the right
– Hakkı muhtemelen yapabiliriz edildi
Then we moved
– Sonra taşındık
Stolen from our very eyes
– Gözlerimizden çalındı
And I wondered where you went to
– Ve nereye gittiğini merak ettim
Tell me when did the light die
– Söyle bana ışık ne zaman öldü
You will rise
– Sen yükseleceksin
You’ll return
– Geri dönersin
The phoenix from the flame
– Alevden anka kuşu
You will learn
– Öğreneceksin
You will rise
– Sen yükseleceksin
You’ll return
– Geri dönersin
Being what you are
– Olduğun gibi olmak
There is no other Troy
– Başka Troy yok
For you to burn
– Yanman için

And I never meant to hurt you
– Ve seni asla incitmek istemedim
I swear I didn’t mean
– Yemin ederim öyle demek istemedim.
Those things I said
– Söylediğim şeyler
I never meant to do that to you
– Bunu sana yapmak istememiştim.
Next time I’ll keep my hands to myself instead
– Bir dahaki sefere ellerimi kendime saklayacağım.
Oh, does she love you
– Oh, seni seviyor mu
What do you want to do?
– Ne yapmak istiyorsun?
Does she need you like I do?
– Benim gibi sana ihtiyacı var mı?
Do you love her?
– Onu seviyor musun?
Is she good for you?
– Senin için iyi mi?
Does she hold you like I do?
– Seni benim gibi tutuyor mu?

Do you want me?
– Beni istiyor musun?
Should I leave?
– Bırakayım mı?
I know you’re always telling me
– Bana her zaman söylediğini biliyorum.
That you love me
– Beni sevdiğini
Just sometimes I wonder
– Sadece bazen merak ediyorum
If I should believe
– Eğer inanmam gerekiyorsa
Oh, I love you
– Oh, seni seviyorum
God, I love you
– Seni çok seviyorum
I’d kill a dragon for you
– Senin için bir ejderha öldürürdüm
I’ll die
– Öleceğim
But I will rise
– Ama ben yükseleceğim
And I will return
– Ve geri döneceğim
The Phoenix from the flame
– Alevden anka kuşu
I have learned
– Ben öğrendim
I will rise
– Yükseleceğim
And you’ll see me return
– Ve geri döndüğümü göreceksin
Being what I am
– Ben olduğum gibi olmak
There is no other Troy
– Başka Troy yok
For me to burn
– Yanmam için

And you should’ve left the light on
– Ve ışığı açık bırakmalıydın
You should’ve left the light on
– Işığı açık bırakmalıydın.
Then I wouldn’t have tried
– O zaman denemezdim.
And you’d never have known
– Ve sen asla bilemezdin
And I wouldn’t have pulled you tighter
– Ve seni daha sıkı çekmezdim
No I wouldn’t have pulled you close
– Hayır, seni yaklaştırmazdım.
I wouldn’t have screamed
– Çığlık atmazdım.
No I can’t let you go
– Gitmene izin veremem
And the door wasn’t closed
– Ve kapı kapalı değildi
No I wouldn’t have pulled you to me
– Hayır, seni bana çekmezdim.
No I wouldn’t have kissed your face
– Hayır, yüzünü öpmezdim.
You wouldn’t have begged me to hold you
– Sana sarılmam için bana yalvarmazdın.
If we hadn’t been there in the first place
– Eğer en başta orada olmasaydık
Ah but I know you wanted me to be there oh oh
– Ah ama orada olmamı istediğini biliyorum oh oh
Every look that you threw told me so
– Attığın her bakış bana öyle dedi
But you should’ve left the light on
– Ama ışığı açık bırakmalıydın.
You should’ve left the light on
– Işığı açık bırakmalıydın.
And the flames burned away
– Ve alevler yandı
But you’re still spitting fire
– Ama hala ateş tükürüyorsun.
Make no difference what you say
– Ne söylediğin önemli değil
You’re still a liar
– Hala yalancısın.
You’re still a liar
– Hala yalancısın.
You’re still a liar
– Hala yalancısın.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın