Sody – Nothing Ever Changes İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

You’re a monster and you drink
– Sen bir canavarsın ve içiyorsun
But nobody has the guts to tell you
– Ama kimsenin sana söyleyecek cesareti yok.
That you’re a monster when you drink
– İçtiğin zaman bir canavar olduğunu
And now I’m picking up the pieces
– Ve şimdi parçaları topluyorum
It’s not a complicated question
– Bu karmaşık bir soru değil
You either care or you don’t
– Ya umursuyorsun ya da umursamıyorsun
You take so long to answer
– Bu kadar uzun cevap alırsın
Don’t think you even know
– Bildiğini bile sanma.
I’m saying all the things I’ve wanted to say
– İstediğim şeyleri söylemek için söylüyorum
You don’t have the money to pay
– Ödeyecek paran yok.
For what you did to me
– Bana yaptıkların için
For what you did to me
– Bana yaptıkların için
I just wanted you to say something, anything at all
– Sadece bir şey söylemeni istedim, herhangi bir şey
To put my mind at ease that you’re a good man after all
– Ne de olsa iyi bir adam olduğun fikrimi rahatlatmak için
But nothing ever changes
– Ama hiçbir şey değişmez
You don’t even want to talk
– Bunu konuşmak bile istemiyorsun
Maybe it’s a good thing you won’t see me anymore
– Belki de artık beni görmemen iyi bir şeydir.
I’m leaving this forever, I’ve gone to pack my things
– Bunu sonsuza dek bırakıyorum, eşyalarımı toplamaya gittim
Do you remember that I’m only eighteen?
– Sadece on sekiz yaşında olduğumu hatırlıyor musun?
But nothing ever changes, you don’t even want to talk
– Ama hiçbir şey değişmez, konuşmak bile istemezsin
Maybe it’s a good thing you won’t see me anymore
– Belki de artık beni görmemen iyi bir şeydir.
You’re still selfish when you’re sober
– Ayık olduğunda hala bencilsin.
It’s always about you
– Her zaman seninle ilgili
And even though it’s all over
– Ve her şey bitmiş olsa bile
You keep hiding from the truth
– Gerçeklerden saklanmaya devam et
I’m saying all the things I’ve wanted to say
– İstediğim şeyleri söylemek için söylüyorum
You don’t have the money to pay
– Ödeyecek paran yok.
For what you did to me
– Bana yaptıkların için
For what you did to me
– Bana yaptıkların için
I just wanted you to say something, anything at all
– Sadece bir şey söylemeni istedim, herhangi bir şey
To put my mind at ease that you’re a good man after all
– Ne de olsa iyi bir adam olduğunu aklımdan çıkarmamak için
But nothing ever changes
– Ama hiçbir şey değişmez
You don’t even want to talk
– Bunu konuşmak bile istemiyorsun
Maybe it’s a good thing that you won’t see me anymore
– Belki de beni bir daha göremeyeceğin iyi bir şeydir.
I’m leaving this forever, I’ve gone to pack my things
– Bunu sonsuza dek bırakıyorum, eşyalarımı toplamaya gittim
Do you remember that I’m only eighteen?
– Sadece on sekiz yaşında olduğumu hatırlıyor musun?
But nothing ever changes, you don’t even want to talk
– Ama hiçbir şey değişmez, konuşmak bile istemezsin
Maybe it’s a good thing you won’t see me anymore
– Belki de artık beni görmemen iyi bir şeydir.
You can’t buy love or laughter or happiness
– Aşk, kahkaha ya da mutluluk satın alamazsınız
You can’t buy love or laughter or happiness
– Aşk, kahkaha ya da mutluluk satın alamazsınız
No you can’t buy love or laughter or happiness
– Hayır, aşk, kahkaha ya da mutluluk satın alamazsınız
No you can’t buy love or laughter or happiness
– Hayır, aşk, kahkaha ya da mutluluk satın alamazsınız
You can’t buy my love, my laughter, my happiness
– Aşkımı, kahkahalarımı, mutluluğumu satın alamazsın.
You can’t buy my love, my laughter, my happiness
– Aşkımı, kahkahalarımı, mutluluğumu satın alamazsın.
You can’t buy my love, my laughter, my happiness
– Aşkımı, kahkahalarımı, mutluluğumu satın alamazsın.
You can’t buy my love
– Benim sevgimi satın alabilirsiniz
You’re a monster and you drink
– Sen bir canavarsın ve içiyorsun
And now I’m picking up the pieces
– Ve şimdi parçaları topluyorum




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın