On a assez pleuré ensemble, on a sué
– Birlikte yeterince ağladık, terledik
Assez souffer ensemble, faut oublier
– Birlikte yeterince acı çekmeliyiz, unutmalıyız
Et pas le temps de leur dire “bye bye” (Mm, hmm-hmm, mm)
– Ve onlara “güle güle” diyecek zaman yok (Mm, hmm-hmm, mm)
Toi et moi, c’est la vida
– Sen ve ben, ben la vida.
Pas le temps de leur dire “bye bye” (Mm, hmm-hmm, mm)
– Onlara “güle güle” diyecek zaman yok (Mm, hmm-hmm, mm)
Faut qu’on oublie nos malheurs (Oh, yeah, dale)
– Talihsizliklerimizi unutmalıyız (Oh, evet, dale)
Dis-moi juste on va où, va où, va où? (Baow)
– Söyle bana nerede, nerede, nerede? (Baow)
Bébé, je veux quitter Paris
– Bebeğim, Paris’ten ayrılmak istiyorum.
Dis-moi juste on va où, va où, va où?
– Söyle bana nerede, nerede, nerede?
Laisse-moi un peu changer ta vie
– Hayatını biraz değiştirmeme izin ver.
Si demain on s’en va (Ouh, ouh)
– Yarın gidersek (Hop, hop)
En Afriquе ou en Asie, laisse lеs regarder nos vies (Ouh, ouh)
– Afrika’da veya Asya’da, hayatlarımıza bakmalarına izin verin (Ooh, ooh)
Si demain on s’en va (Ouh, ouh)
– Yarın gidersek (Hop, hop)
À LA ou Bali, bébé, fait des valises
– Los Angeles veya Bali’de, bebeğim, paketlenmiş
T’sais qu’on a le biff’ d’un Maracana (Boom)
– Bir Maracana biff’imiz olduğunu biliyorsun (Boom)
Et qu’on peut finir au Dominicana (Dale)
– Ve Dominicana’da bitirebiliriz (Dale)
Et tu sais que t’es fraiche, donc tu te pavanes
– Ve taze olduğunu biliyorsun, bu yüzden çalım çalıyorsun
On a beaucoup souffert, donc on dit, “ça va”
– Çok acı çektik, biz de ” sorun değil.”
J’claque plus qu’un salaire en Versace, t’es belle, yeah (Yeah)
– Versace’de maaştan fazlasını tokatlıyorum, sen güzelsin, evet (Evet)
J’regardes tes yeux, j’regarde pas le prix de c’que je t’achète, yeah
– Gözlerine bakıyorum, sana aldıklarımın fiyatına bakmıyorum, evet
On a assez pleuré ensemble, on a sué
– Birlikte yeterince ağladık, terledik
Assez souffer ensemble, faut oublier
– Birlikte yeterince acı çekmeliyiz, unutmalıyız
Et pas le temps de leur dire “bye bye” (Bye)
– Ve onlara “güle güle” diyecek zaman yok (Güle güle)
Toi et moi, c’est à mille à l’heure
– Sen ve ben, saatte bin dolar
Pas le temps de leur dire “bye bye”
– Onlara “güle güle” diyecek zaman yok.
Faut qu’on oublie nos malheurs (Dale)
– Talihsizliklerimizi unutmalıyız (Dale)
Dis-moi juste on va où, va où, va où?
– Söyle bana nerede, nerede, nerede?
Bébé, je veux quitter Paris
– Bebeğim, Paris’ten ayrılmak istiyorum.
Dis-moi juste on va où, va où, va où?
– Söyle bana nerede, nerede, nerede?
Laisse-moi un peu changer ta vie
– Hayatını biraz değiştirmeme izin ver.
Si demain on s’en va
– Yarın gidersek
En Afrique ou en Asie, laisse les regarder nos vies
– Afrika ya da Asya’da, hayatlarımızı izlemelerine izin verin
Si demain on s’en va
– Yarın gidersek
À LA ou Bali, bébé, fait des valises (Ouh, yeah)
– LA ou Bali’de, bebeğim, toplanıyor (Ooh, evet)
Et si la vibe change, tu vas faire quoi? (Baow)
– Ve eğer vibe değişirse, ne yapacaksın? (Baow)
J’peux enfin tout t’offrir, God bless (Baow, baow)
– Sonunda sana her şeyi sunabilirim, Tanrı seni korusun (Baow, baow)
J’ai investi dans la pierre, on peut partir
– Stone’a yatırım yaptım, gidebiliriz.
T’inquiètes pas ça va rentrer
– Merak etme eve gidiyor.
Je sais enfin c’que c’est qu’la vida loca (Me gusto)
– Sonunda bunun ne olduğunu biliyorum la vida loca (Me gusto)
J’ai déjà mit le plein dans la caisse, yeah (Yeah, yeah, yeah)
– Sandığı çoktan doldurdum, evet (Evet, evet, evet)
Oh, baby, ouais t’es trop belle en Gucci, laisse-moi payer
– Bebeğim, evet, Gucci’de çok güzelsin, izin ver ödeyeyim.
On a assez pleuré ensemble, on a sué (Oh, yeah)
– Birlikte yeterince ağladık, terledik (Oh, evet)
Assez souffer ensemble, faut oublier
– Birlikte yeterince acı çekmeliyiz, unutmalıyız
Et pas le temps de leur dire “bye bye” (Mm, hmm-hmm, mm)
– Ve onlara “güle güle” diyecek zaman yok (Mm, hmm-hmm, mm)
Toi et moi, c’est à mille à l’heure
– Sen ve ben, saatte bin dolar
Pas le temps de leur dire “bye bye” (Mm, hmm-hmm, mm)
– Onlara “güle güle” diyecek zaman yok (Mm, hmm-hmm, mm)
Faut qu’on oublie nos malheurs (Dale)
– Talihsizliklerimizi unutmalıyız (Dale)
Dis-moi juste on va où, va où, va où? (Où, où?)
– Söyle bana nerede, nerede, nerede? (Nerede, nerede?)
Bébé, je veux quitter Paris (Ouh, ah, ah)
– Bebeğim, Paris’ten ayrılmak istiyorum (Ooh, ah, ah)
Dis-moi juste on va où, va où, va où? (Où, oh, oh)
– Söyle bana nerede, nerede, nerede? (Nerede, oh, oh)
Laisse-moi un peu changer ta vie
– Hayatını biraz değiştirmeme izin ver.
Si demain on s’en va
– Yarın gidersek
En Afrique ou en Asie, laisse les regarder nos vies
– Afrika ya da Asya’da, hayatlarımızı izlemelerine izin verin
Si demain on s’en va
– Yarın gidersek
À LA ou Bali, bébé, fait des valises (Ouh, yeah)
– LA ou Bali’de, bebeğim, toplanıyor (Ooh, evet)
Mm-hmm, mm, mm-hmm, mm, mm-mm, mm-hmm, mm
– Mm-mm, mm – mm, mm – mm, mm – mm, mm
Mm-hmm, mm, mm-hmm, mm, mm-mm, mm-hmm, mm
– Mm-mm, mm – mm, mm – mm, mm – mm, mm
Mm-hmm, mm, mm-hmm, mm, mm-mm, mm-hmm, mm
– Mm-mm, mm – mm, mm – mm, mm – mm, mm
Mm-hmm, mm, mm-hmm, mm, mm-mm, mm-hmm, mm
– Mm-mm, mm – mm, mm – mm, mm – mm, mm
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.