J’aurais aimé voyager à travers le temps
– Zamanda yolculuk yapmak isterdim.
J’aurais aimé voyager à travers le temps
– Zamanda yolculuk yapmak isterdim.
Si j’avais eu le pouvoir de Hiro Nakamura
– Hiro Nakamura’nın gücüne sahip olsaydım
Je serais parti revivre la naissance de Lenny et d’Inaya
– Lenny ve Inaya’nın doğumunu yeniden yaşamaya giderdim.
J’aurais été à Sanaa
– Sanaa’da olurdum.
Boycotter le décollage de l’A310 de la Yemenia
– Yemenya’dan A310’un kalkışını boykot edin
J’aurais été voir mon grand-père une dernière fois
– Büyükbabamı son bir kez görmeye giderdim.
Dire que je m’occupe de sa fille, qu’il ne s’inquiète pas
– Kızıyla ilgilendiğimi, endişelenmediğini söylemek için.
Je serais parti voir Martin Luther King
– Martin Luther King’i görmeye giderdim.
Après son discours, lui montrer la photo de Barack Obama
– Konuşmasından sonra ona Barack Obama’nın fotoğrafını göster
J’aurais été au temple d’Harlem
– Harlem Tapınağı’nda olurdum.
Pousser Malcolm de la scène avant qu’une balle l’atteigne
– Bir kurşun isabet etmeden önce Malcolm’u sahneden itmek
J’aurais été dans la cellule de Mandela
– Mandela’nın hücresinde olurdum.
Pour lui dire tiens le coup, tes idées seront président du Sud-Africa
– Ona tutunmasını söylemek için fikirleriniz Güney Afrika Başkanı olacak.
Amoureux de lady Diana
– Leydi Diana’ya aşık
J’aurais créé un gigantesque bouchon sous le pont de l’Alma
– Alma köprüsü’nün altında devasa bir mantar yaratırdım.
J’aurais été aux Bahamas
– Bahamalar’da olurdum.
Pas pour les vacances mais pour vider la soute de l’avion d’Aaliyah
– Tatil için değil, Aaliyah’ın uçağının ambarını boşaltmak için.
J’aurais aimé voyager à travers le temps
– Zamanda yolculuk yapmak isterdim.
J’aurais aimé voyager à travers le temps
– Zamanda yolculuk yapmak isterdim.
J’aurais aimé voyager à travers le temps
– Zamanda yolculuk yapmak isterdim.
Si j’avais eu le pouvoir de Hiro Nakamura
– Hiro Nakamura’nın gücüne sahip olsaydım
J’aurais été au combat de Mohamed Ali à Kinshasa
– Kinşasa’da Muhammed Ali’nin savaşında olurdum.
Puis, j’aurais été fêter l’indépendance de mes Comores
– O zaman Komorlarımın bağımsızlığını kutluyor olurdum.
Dans les bras de mon grand-père avant sa mort
– Ölmeden önce büyükbabamın kollarında
Puis,un petit tour au Paris-Dakar en pleine savane
– Ardından, savannah’ın ortasındaki Paris-Dakar’a kısa bir yolculuk
Pour boycotter l’hélico de Daniel Balavoine
– Daniel Balavoine’in helikopterini boykot etmek için
Moi qui aime les vérités de ceux qui portent un nez rouge
– Kırmızı burun takanların gerçeklerini seven ben
J’aurais été crever les pneus de la moto à Coluche
– Coluche’deki motosikletin lastiklerini deliyor olurdum.
J’aurais été accueillir Mahomet à Médine
– Muhammed’e Medine’de hoş geldin demek isterdim.
Puis aller voir la Mer Rouge, laisser passer Moïse
– Öyleyse Kızıldeniz’i görmeye git, Musa’nın geçmesine izin ver
J’aurais été à la naissance du fils à Marie
– Meryem’in oğlunun doğumunda olurdum.
Deux heures après, faire la marche du sel avec Gandhi
– İki saat sonra Gandhi ile tuz yürüyüşü yapın.
J’aurais été m’asseoir auprès de Rosa Parks
– Rosa Parks’ın yanında oturuyor olurdum.
Puis à Woodstock pour vivre un live de Jimi Hendrix
– Sonra Woodstock’a Jimi Hendrix’in canlı performansını yaşamak için
J’aurais été à l’anniversaire de la Motown
– Motown yıldönümünde olurdum.
Pour aller voir Mickael nous faire le moonwalk
– Mickael’in bizim için ay yürüyüşünü yapmasını görmeye
J’aurais été à New-York
– New York’ta olurdum.
Pour déclencher à 7 h une alerte à la bombe dans les 2 tours
– 2 Kulede sabah 7’de bomba alarmı tetiklemek için.
J’aurais été en Irak
– Irak’ta olurdum.
Apprendre aux journalistes à mieux viser avec leur chaussure
– Gazetecilere ayakkabılarıyla daha iyi nişan almayı öğretmek
J’aurais été en Afghanistan
– Afganistan’da olurdum.
Jeter les caméras de la dernière interview du commandant Massoud
– Komutan Mesut’un son röportajının kameralarını atın
J’aurais été en Angola
– Angola’da olurdum.
Pour aller dire à l’équipe d’Adebayor de ne pas prendre la route
– Gidip Adebayor’un ekibine yollara düşmemesini söylemek
J’aurais été à Clichy-sous-Bois
– Clichy-sous-Bois’te olurdum.
Débrancher le transfo d’EDF avant que Zyed et Bouna arrivent
– Zyed ve Bouna gelmeden önce EDF transformatörünün fişini çekin
J’aurais été chez Kunta Kinte ou sur Gorée
– Kunta Kinte’de ya da Gorée’de olurdum.
Pour leur donner des fusils avant que les colons arrivent
– Yerleşimciler gelmeden önce onlara silah vermek için
J’aurais été voir les tirailleurs africains
– Afrikalı tüfekçileri görmek isterdim.
Pour leur dire qu’on traite leurs enfants de sales immigrés
– Çocuklarına kirli göçmenler dediğimizi söylemek için
J’aurais été en Autriche
– Avusturya’da olurdum.
J’aurais tout fait pour que les parents d’Adolf Hitler ne se rencontrent jamais
– Adolf Hitler’in ailesi hiç karşılaşmasın diye her şeyi yapardım.
Même si j’avais eu le pouvoir de Nakamura
– Nakamura’nın gücüne sahip olsam bile
Qu’aurais-je pu pour Haïti, le tsunami ou Katrina?
– Haiti, tsunami veya Katrina için ne yapabilirdim?
Qu’aurais-je pu pour l’Alaska?
– Alaska için ne yapabilirdim?
Tout ce que la nature nous a donné
– Doğanın bize verdiği her şey
La nature le reprendra
– Doğa onu geri alacak
Tellement de choses que j’aurais voulu changer ou voulu vivre
– Değiştirmek istediğim ya da yaşamak istediğim o kadar çok şey vardı ki
Tellement de choses que j’aurais voulu effacer ou revivre
– Silmek ya da yeniden yaşamak istediğim o kadar çok şey var ki
Mais tout cela est impossible ami
– Ama bütün bunlar imkansız.
Donc j’inspire un grand coup et je souffle sur ma 30ème bougie…
– Bu yüzden büyük bir darbe alıyorum ve 30. mumumu üfliyorum…
J’aurais aimé voyager à travers le temps
– Zamanda yolculuk yapmak isterdim.
Mais on ne peut vivre que le présent
– Ama sadece şimdiki zamanda yaşayabiliriz.
On ne peut vivre que le présent
– Sadece şimdiki zamanda yaşayabiliriz.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.