Soso Maness Feat. Dinos – À l’aube Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Nul ne peut atteindre l’aube sans passer par l’obscurité de la nuit
– Gecenin karanlığından geçmeden kimse şafağa ulaşamaz.
À l’aube, tu peux finir à l’ombre, à l’aube, les taupes, ils tombent à la réalité
– Şafakta, gölgede kalabilirsin, şafakta, benler, gerçeğe düşerler
À l’aube, j’ai pris la route, j’ai roulé dans la ville mais sans savoir où aller
– Şafakta yola çıktım, şehirde dolaştım ama nereye gideceğimi bilmiyordum.
Ils ont extrait mon frère à l’aube, ils lui ont mis dix piges en ressortant du palais
– Şafakta kardeşimi çıkardılar, saraydan çıktığında üzerine on güvercin koydular.
À l’aube, il y en a qui s’lèvent pour faire soupe, à l’aube, il y en a qui dessaoulent
– Şafakta, çorba yapmak için kalkanlar var, şafakta, uyuyanlar var
À l’aube, il y en a qui payent pour de l’amour puis celles qui arrêtent sur le trottoir les allers-retours
– Şafakta, sevginin bedelini ödeyenler ve sonra kaldırımda durup ileri geri gidenler var
À l’aube, tout est possible; tu peux être le meilleur et même sortir du trou noir
– Şafakta her şey mümkündür; en iyisi olabilir ve hatta kara delikten çıkabilirsiniz
Alors tu peux être pris pour cible par une équipe de crapules cachée dans le brouillard
– O zaman sisin içinde gizlenmiş bir alçaklar takımı tarafından hedef alınabilirsin.

À l’aube, j’vois des migrants postés devant Brico dépôt
– Şafakta, göçmenlerin Brico deposunun önüne yerleştirildiğini görüyorum.
À l’aube, j’vois des brigands prêts à monter au braco’
– Şafakta braco’ya tırmanmaya hazır soyguncular görüyorum.
L’aube nargue la nuit qui s’en va et fait l’aumône au jour qui se lève
– Şafak, çıkış gecesiyle alay eder ve şafak gününe sadaka verir
À l’aube, j’ai rêvé de la trêve, à l’aube, à l’aube
– Şafakta, ateşkesi hayal ettim, şafakta, şafakta

Crépuscule, aube, quand la nuit m’donne des conseils mauvais, mauvais (oh)
– Alacakaranlık, şafak, gece bana kötü, kötü tavsiyeler verdiğinde (oh)
Faut ranger l’love, sortir le Glock pour faire des lovés, lovés
– Aşkı ortadan kaldırmalıyız, sevişmek için Glock’u çıkarmalıyız, sevmeliyiz
Crépuscule, aube, quand la nuit m’donne des conseils mauvais, mauvais (oh)
– Alacakaranlık, şafak, gece bana kötü, kötü tavsiyeler verdiğinde (oh)
Faut ranger l’love, sortir le Glock pour faire des lovés, lovés
– Aşkı ortadan kaldırmalıyız, sevişmek için Glock’u çıkarmalıyız, sevmeliyiz

140 sur l’périph’ mais c’est pas d’la drill
– periph’te 140′ ama bu d’la tatbikatı değil.
Diamants sur le lobe, on va briller la nuit et prier à l’aube
– Lobdaki elmaslar, geceleri parlayacağız ve şafakta dua edeceğiz
Les gens meurent avant d’vivre, ça pue l’kérosène
– İnsanlar yaşamadan ölür, gazyağı kokar
J’crois pas qu’la paix revienne, ça revend la péruvienne
– Barışın geri geleceğine inanmıyorum, Peru’yu satıyor.
À l’aube, j’ai l’cœur brûlé, la vie c’est dur
– Şafakta kalbim yandı, hayat zor
Y a des gens qui seraient soulagés d’se faire fumer
– Sigara içmek için rahatlayacak insanlar var.
Peur d’la race humaine donc j’ai pas sommeil
– İnsan ırkından korkuyorum, bu yüzden uykum yok
À l’aube, j’arrive en Louis comme le Roi Soleil
– Şafakta Louis’e Güneş Kralı gibi varıyorum.
Ouais, à l’aube, j’suis avec Soso, on est à Allauch
– Evet, şafakta, Soso’yla birlikteyim, Allauch’tayız.
J’passe à la Caste’ mais trop parano, j’serais à Aubagne à l’aube
– Kasta gidiyorum ama çok paranoyak, şafakta Aubagne’de olurdum.
J’vois des junkies et des jeunes qui sortent de la Jonquera, sourire de Joker, han
– Hurdalıktan çıkan bağımlıları ve gençleri görüyorum, Joker gülümse, han
Dans mes cauchemars tout le monde pleure quand la nuit tombe
– Kabuslarımda herkes ağlar gece düştüğünde
Le Diable rêve de m’faire des passes en profondeur
– Şeytan beni derin geçitler yapmayı hayal ediyor
À l’aube, ma mère lit les paroles divines
– Şafakta annem ilahi sözleri okur
On d’mande tout à Dieu, on ne fait pas d’cagnotte Letchi
– Tanrı’dan her şeyi istiyoruz, Letchi potu yapmıyoruz.

À l’aube, je vis, à l’aube, j’ai peur
– Şafakta yaşıyorum, şafakta korkuyorum
À l’aube, je crie, les flics m’écœurent, la ville se meurt
– Şafakta çığlık atıyorum, polisler midemi bulandırıyor, şehir ölüyor
À l’aube, police, à l’aube, précuis, à l’aube, frayeur
– Şafakta, polis, şafakta, precuis, şafakta, korku
À l’aube, je fuis, le jour se lève, essuie tes pleurs
– Şafakta, kaçıyorum, gün doğuyor, gözyaşlarını sil

Crépuscule, aube, quand la nuit m’donne des conseils mauvais, mauvais (oh)
– Alacakaranlık, şafak, gece bana kötü, kötü tavsiyeler verdiğinde (oh)
Faut ranger l’love, sortir le Glock pour faire des lovés, lovés
– Aşkı ortadan kaldırmalıyız, sevişmek için Glock’u çıkarmalıyız, sevmeliyiz
Crépuscule, aube, quand la nuit m’donne des conseils mauvais, mauvais (oh)
– Alacakaranlık, şafak, gece bana kötü, kötü tavsiyeler verdiğinde (oh)
Faut ranger l’love, sortir le Glock pour faire des lovés, lovés
– Aşkı ortadan kaldırmalıyız, sevişmek için Glock’u çıkarmalıyız, sevmeliyiz

Pour faire des lovés, lovés
– Sarmal, sarmal yapmak için
Pour faire des lovés, lovés
– Sarmal, sarmal yapmak için
Pour faire des lovés, lovés
– Sarmal, sarmal yapmak için
Pour faire des lovés, lovés
– Sarmal, sarmal yapmak için




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın