Good day in my mind, safe to take a step out
– Aklımda iyi günler, bir adım atmak için güvenli
Get some air now, let your edge out
– Şimdi biraz hava al, kenarını serbest bırak
Too soon, I spoke, you be heavy in my mind
– Çok erken, konuştum, aklımda ağır ol
Can you get the heck out?
– Heck dışarı çıkarabilir misin?
I need rest now, got me bummed out
– Şimdi dinlenmeye ihtiyacım var, beni hayal kırıklığına uğrattı
You so, you so, you, baby, baby, babe
– Seni çok, seni çok, seni, bebeğim, bebeğim, bebeğim
I’ve been on my empty mind shit
– Boş kafamda bok oldum
I try to keep from losin’ the rest of me
– Geri kalanımı kaybetmemeye çalışıyorum.
I worry that I wasted the best of me on you, baby
– Sen benim en iyi harcadım diye çok korkuyorum, bebek
You don’t care
– Umrunda değil
Said, “Not tryna be a nuisance, it’s just urgent”
– Dedi ki, “hassas, duygusal ve kırılgan bir rahatsızlık Değil, sadece çok acil”
Tryna make sense of loose change
– Tryna yapmak sense arasında loose change
Got me a war in my mind
– Kafamda bir savaş var
Gotta let go of weight, can’t keep what’s holdin’ me
– Kilodan kurtulmalıyım, beni tutan şeyi tutamıyorum
Choose to watch
– İzlemek için seçin
While the world break up and fall on me
– Dünya dağılıp bana düşerken
All the while, I’ll await my armored fate with a smile
– Tüm bu süre boyunca, zırhlı kaderimi bir gülümsemeyle bekleyeceğim
Still wanna try, still believe in (good days), good days, always
– Hala denemek istiyorum, hala inanıyorum (iyi günler), iyi günler, her zaman
Always inside
– Her zaman içeride
Good day living in my mind
– İyi günler aklımda yaşamak
Tell me I’m not my fears, my limitations
– Korkularım, sınırlarım olmadığımı söyle.
I disappear, if you let me
– Eğer izin verirsen ortadan kaybolurum.
Feelin’ like, feelin’ like Jericho
– Kendimi gibi hissediyorum Jericho gibi’
Feelin’ like Job when he lost his shit
– Bokunu kaybettiğinde iş gibi hissediyorum.
Gotta hold my own, my cross to bear alone, I
– Kendimi tutmalıyım, haçımı yalnız taşımalıyım, ben
Ooh, played and dipped, way to kill the mood
– Ooh, oynadı ve daldı, ruh halini öldürmek için bir yol
Know you like that shit getting good with it babe
– Bu boku sevdiğini biliyorum bebeğim
Baby, heavy on my empty mind shit
– Bebeğim, boş kafamda ağır bok
I gotta keep from losin’ the rest of me (rest of me)
– Geri kalanımı kaybetmekten uzak durmalıyım (geri kalanım)
Still worry that I wasted the best of me on you, baby
– Sen benim en iyi harcadım hala endişe, bebek
You don’t care
– Umrunda değil
Said, “Not tryna be a nuisance, it’s just urgent” (urgent)
– Dedi ki:” bir sıkıntı olmaya çalışmayın, sadece acil ” (acil)
Tryna make sense of loose change
– Tryna yapmak sense arasında loose change
Got me a war in my mind (my mind)
– Aklımda bir savaş var (aklım)
Gotta let go of weight, can’t keep what’s holding me
– Kiloyu bırakmalıyım, beni tutan şeyi tutamıyorum
Choose to watch
– İzlemek için seçin
While the world break up and fall on me
– Dünya dağılıp bana düşerken
All the while, I’ll await my armored fate with a smile
– Tüm bu süre boyunca, zırhlı kaderimi bir gülümsemeyle bekleyeceğim
Still wanna try, still believe in (good days), good days, always
– Hala denemek istiyorum, hala inanıyorum (iyi günler), iyi günler, her zaman
Sunny inside
– Güneşli içinde
Good day living in my mind
– İyi günler aklımda yaşamak
Gotta get right, tryna free my mind before the end of the world
– Doğru, hassas, duygusal ve kırılgan aklım özgür dünyanın sonu gelmeden
I don’t miss no ex, I don’t miss no text
– Eski sevgilimi özlemiyorum, mesajımı özlemiyorum.
I choose not to respond
– Cevap vermemeyi seçiyorum.
I don’t regret, just pretend shit never happened
– Hiç pişman olmamış bir bok biliyormuş gibi davranmıyorum
Half of us layin’ waste to our youth, it’s in the present
– Yarımız gençliğimizi mahvediyor, şimdiki zamanda
(Na-na, na-na, na-na, na)
– (Na-na, na-na, na-na, na)
Half of us chasin’ fountains of youth and it’s in the present right now
– Yarımız gençlik çeşmelerini takip ediyor ve şu anda şu anda
Always in my mind, always in my mind, mind
– Hep aklımda, hep aklımda, zihin
You’ve been making me feel like I’m
– Bana öyle hissettiriyorsun.
Always in my mind, always in my mind, mind
– Hep aklımda, hep aklımda, zihin
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.