You may find yourself living in a shotgun shack
– Kendinizi bir av tüfeği kulübesinde yaşarken bulabilirsiniz
And you may find yourself in another part of the world
– Ve kendinizi dünyanın başka bir yerinde bulabilirsiniz
And you may find yourself behind the wheel of a large automobile
– Ve kendinizi büyük bir otomobilin direksiyonunda bulabilirsiniz
You may find yourself in a beautiful house, with a beautiful wife
– Sen güzel bir eş ile, güzel bir evde kendinizi bulabilirsiniz
You may ask yourself, “Well, how did I get here?”
– Kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: “buraya nasıl geldim?”
Letting the days go by, let the water hold me down
– Bir gün gitmek icar, su bana tutun izin
Letting the days go by, water flowing underground
– Günlerin geçmesine izin vermek, yeraltında akan su
Into the blue again, after the money’s gone
– Para gittikten sonra tekrar maviye
Once in a lifetime, water flowing underground
– Hayatta bir kez, su yeraltına akar
And you may ask yourself, “How do I work this?”
– Ve kendinize şunu sorabilirsiniz: “bunu nasıl yaparım?”
And you may ask yourself, “Where is that large automobile?”
– Ve kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: “bu büyük araba nerede?”
And you may tell yourself, “This is not my beautiful house”
– Ve kendinize şöyle diyebilirsiniz: “Bu benim güzel evim değil”
And you may tell yourself, “This is not my beautiful wife”
– Ve kendinize şöyle diyebilirsiniz: “bu benim güzel karım değil”
Letting the days go by, let the water hold me down
– Bir gün gitmek icar, su bana tutun izin
Letting the days go by, water flowing underground
– Günlerin geçmesine izin vermek, yeraltında akan su
Into the blue again, after the money’s gone
– Para gittikten sonra tekrar maviye
Once in a lifetime, water flowing underground
– Hayatta bir kez, su yeraltına akar
Same as it ever was, same as it ever was, same as it ever was
– Şimdiye kadar olduğu gibi, şimdiye kadar olduğu gibi, şimdiye kadar olduğu gibi, aynı aynı aynı
Same as it ever was, same as it ever was, same as it ever was
– Şimdiye kadar olduğu gibi, şimdiye kadar olduğu gibi, şimdiye kadar olduğu gibi, aynı aynı aynı
Same as it ever was, same as it ever was
– Şimdiye kadar olduğu gibi, şimdiye kadar olduğu gibi, aynı, aynı
Water dissolving and water removing
– Su eritme ve su çıkarma
There is water at the bottom of the ocean
– Okyanusun dibinde su var
Under the water, carry the water
– Su altında, su taşımak
Remove the water from the bottom of the ocean
– Okyanusun dibinden suyu çıkarın
Water dissolving and water removing
– Su eritme ve su çıkarma
Letting the days go by, let the water hold me down
– Bir gün gitmek icar, su bana tutun izin
Letting the days go by, water flowing underground
– Günlerin geçmesine izin vermek, yeraltında akan su
Into the blue again, into the silent water
– Tekrar maviye, sessiz suya
Under the rocks and stones, there is water underground
– Kayaların ve taşların altında yeraltında su var
Letting the days go by, let the water hold me down
– Bir gün gitmek icar, su bana tutun izin
Leting the days go by, water flowing underground
– Günler geçiyor, su yeraltına akıyor
Into the blue again, after the money’s gone
– Para gittikten sonra tekrar maviye
Once in a lifetime, water flowing underground
– Hayatta bir kez, su yeraltına akar
You may ask yourself, “What is that beautiful house?”
– Kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: “bu güzel ev nedir?”
You may ask yourself, “Where does that highway go to?”
– Kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: “bu otoyol nereye gidiyor?”
You may ask yourself, “Am I right, am I wrong?”
– Kendinize sorun, “ben haklıyım olabilir, yanılıyor muyum?”
You may say to yourself, “My God! What have I done?”
– Kendinize şöyle diyebilirsiniz: “Tanrım! Ben ne yaptım?”
Letting the days go by, let the water hold me down
– Bir gün gitmek icar, su bana tutun izin
Letting the days go by, water flowing underground
– Günlerin geçmesine izin vermek, yeraltında akan su
Into the blue again, into the silent water
– Tekrar maviye, sessiz suya
Under the rocks and stones, there is water underground
– Kayaların ve taşların altında yeraltında su var
Letting the days go by, let the water hold me down
– Bir gün gitmek icar, su bana tutun izin
Letting the days go by, water flowing underground
– Günlerin geçmesine izin vermek, yeraltında akan su
Into the blue again, after the money’s gone
– Para gittikten sonra tekrar maviye
Once in a lifetime, water flowing underground
– Hayatta bir kez, su yeraltına akar
Same as it ever was, same as it ever was
– Şimdiye kadar olduğu gibi, şimdiye kadar olduğu gibi, aynı, aynı
Same as it ever was, look where my hand was
– Her zamanki gibi, bak elim neredeydi
Time isn’t holding up, time isn’t after us
– Zaman tutmuyor, zaman bizden sonra değil
Same as it ever was, same as it ever was
– Şimdiye kadar olduğu gibi, şimdiye kadar olduğu gibi, aynı, aynı
Same as it ever was, same as it ever was
– Şimdiye kadar olduğu gibi, şimdiye kadar olduğu gibi, aynı, aynı
Same as it ever was, same as it ever was
– Şimdiye kadar olduğu gibi, şimdiye kadar olduğu gibi, aynı, aynı
Same as it ever was, hey let’s all twist our thumbs
– Her zamanki gibi, hey hepimiz başparmaklarımızı bükelim
Here comes the twister
– İşte twister geliyor
Letting the days go by
– Günlerin geçmesine izin vermek
Letting the days go by
– Günlerin geçmesine izin vermek
Once in a lifetime
– Hayatta bir kez
Let the water hold me down
– Suyun beni tutmasına izin ver
Letting the days go by
– Günlerin geçmesine izin vermek
Talking Heads – Once In A Lifetime İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.