Tank – Can’t Let It Show İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

How did I lose you? (How did I lose you?)
– Seni nasıl kaybettim? (Seni nasıl kaybettim?)
How did I blow that? How can we go back?
– Bunu nasıl mahvettim? Nasıl geri dönebiliriz?
Why did I not choose you? Oh-oh
– Neden seni seçmedim? Oh-oh
Instead of a good time I wasted your good time
– İyi vakit geçirmek yerine, iyi zamanınızı boşa harcadım

I shoulda been everything I promised
– Söz verdiğim her şey olmalıydım.
I shoulda not had to learn it from this
– Bunu bundan öğrenmek zorunda kalmamalıydım.
You shoulda been first
– Birinci olmalıydın
I know it’s emotional, but you’re not emotional, she said
– Duygusal olduğunu biliyorum, ama sen duygusal değilsin, dedi

I should be crying but I just can’t let it show
– Ağlamalıyım ama göstermesine izin veremem.
I should be crying but I can’t stop thinking
– Ağlamalıyım ama düşünmeden edemiyorum.
All the things we should’ve said that you never said
– Hiç söylememiş olman gereken her şeyi söylemeliydik.
All the things you should’ve done that you never did
– Hiç mi gerekirdi tüm işlerin yapılması
Always said, “I don’t know what I should be feeling”
– Her zaman şöyle derdi: “ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum”
Oh, darling
– Oh, sevgilim

I been stupid, thoughtless
– Aptal, düşüncesizdim.
I been useless, heartless
– İşe yaramazdım, kalpsizdim
I’ve been violent and thinking it was never gonna get good
– Şiddet uyguladım ve asla iyi olmayacağını düşündüm.
I wasn’t never gonna fess up, and that’s real
– Asla PES etmeyecektim ve bu gerçek

I shoulda been everything I promised
– Söz verdiğim her şey olmalıydım.
I shoulda not had to learn it from this
– Bunu bundan öğrenmek zorunda kalmamalıydım.
You shoulda been first
– Birinci olmalıydın
I know it’s emotional, but you’re not emotional, she said
– Duygusal olduğunu biliyorum, ama sen duygusal değilsin, dedi

I should be crying but I just can’t let it show
– Ağlamalıyım ama göstermesine izin veremem.
I should be crying but I can’t stop thinking
– Ağlamalıyım ama düşünmeden edemiyorum.
All the things we should’ve said that you never said
– Hiç söylememiş olman gereken her şeyi söylemeliydik.
All the things you should’ve done that you never did
– Hiç mi gerekirdi tüm işlerin yapılması
Always said, “I don’t know what I should be feeling”
– Her zaman şöyle derdi: “ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum”
Oh, darling
– Oh, sevgilim

Please (cry), shoulda known you’re feeling something
– Lütfen (ağla), bir şey hissettiğini bilmeliydim
Please (cry), ’cause if it hurts, I know you still care
– Lütfen (ağla), çünkü eğer acıtıyorsa, hala umursadığını biliyorum
(Cry) ’cause if you don’t, I know you’re over it
– Çünkü eğer yapmazsan, bunu aştığını biliyorum.
(Cry) oh, please, girl
– (Cry) oh, lütfen, kız
(Cry) so that I know you’re feeling something
– (Ağla) böylece bir şey hissettiğini biliyorum
Please (cry), ’cause if it hurts I know you still care
– Lütfen (ağla), çünkü eğer acıtıyorsa, hala umursadığını biliyorum
(Cry) ’cause if you don’t, then I know you’re over it
– (Ağla) çünkü eğer yapmazsan, o zaman bunun üstesinden geldiğini biliyorum
(Cry) oh, she said, she said, she said
– Oh, dedi, dedi, dedi, dedi

I should be crying but I just can’t let it show
– Ağlamalıyım ama göstermesine izin veremem.
I should be crying but I can’t stop thinking
– Ağlamalıyım ama düşünmeden edemiyorum.
All the things we should’ve said that you never said
– Hiç söylememiş olman gereken her şeyi söylemeliydik.
All the things you should’ve done that you never did
– Hiç mi gerekirdi tüm işlerin yapılması
Always said, “I don’t know what I should be feeling”
– Her zaman şöyle derdi: “ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum”
Oh, darling
– Oh, sevgilim

Make it go
– Yap gitsin
Make it go away
– Bırak gitsin




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın