(A-a-a-ah)
– (A-a-a-ah)
Feel your eyes watchin’ me
– Gözlerinin beni izlediğini hisset
So I’m movin’ on him just so you can see
– Bu yüzden sadece görebilmen için onun üzerine gidiyorum
Told you I was gonna get you right back (right back)
– Seni hemen geri getireceğimi söylemiştim (hemen geri)
Oh, you don’t really like that?
– Bundan gerçekten hoşlanmadın mı?
I’m yours again when you walk away
– Sen çekip gittiğinde ben yine seninim
You know if you leave, I ain’t gonna stay
– Eğer gidersen, kalmayacağımı biliyorsun.
When I’m doin’ good, you get me off track
– İyi olduğum zaman, beni yoldan çıkarırsın
And I guess I kinda like that
– Ve sanırım bu hoşuma gitti
You make me really, really good at makin’ bad decisions
– Kötü kararlar vermede beni çok ama çok iyi yapıyorsun.
All my friends know where to look every time I go missin’
– Bütün arkadaşlarım nereye bakacağımı bilir her gittiğimde özlüyorum
Seven texts and two missed calls
– Yedi mesaj ve iki cevapsız çağrı
Know I can’t ignore ’em all
– Hepsini görmezden gelemeyeceğimi biliyorum
Said that I’m gonna be sleepin’ at mine
– Benimkinde uyuyacağımı söyledi.
I lied (O-oh)
– Yalan söyledim (O-oh)
Uh-oh, I couldn’t help myself
– Kendime engel olamadım.
I’m almost at your house again, again
– Neredeyse yine senin evindeyim, yine
Uh-oh, I’m one foot in the door
– Uh-oh, kapıdan bir adım uzaktayım
My clothes are on your floor again, again
– Elbiselerim yine senin katında, yine
I get a littlе drunk and it’s all I want
– Biraz sarhoş oluyorum ve tek istediğim bu
Tomorrow I’ll be sick, but tonight I’m numb
– Yarın hasta olacağım ama bu gece uyuşmuşum
Uh-oh, now we can just pretеnd
– Şimdi numara yapabiliriz.
We won’t do it again, again, again
– Bir daha yapmayacağız, bir daha, bir daha
Roll your eyes like you do
– Gözlerini yuvarladığın gibi
Should have known it’s always the same with you
– Seninle her zaman aynı olduğunu bilmeliydim.
Tryin’ not to feel our connection, yeah
– Bağlantımızı hissetmemeye çalışıyorum, evet
But oh my god, it’s kinda temptin’
– Ama aman tanrım, bu biraz baştan çıkarıcı
You said, “can we leave now?”
– “Artık gidebilir miyiz?”
I don’t think we should
– Bence yapmamalıyız.
Through the back door
– Arka kapıdan
That won’t end good
– Sonu iyi bitmeyecek.
How ’bout my place?
– Benim evime ne dersin?
Shit, you know I would
– Kahretsin, yapardım biliyorsun.
Gonna follow you out when nobody looks
– Kimse bakmadığında seni takip edeceğim
You make me really, really good at makin’ bad decisions
– Kötü kararlar vermede beni çok ama çok iyi yapıyorsun.
All my friends know where to look every time I go missin’
– Bütün arkadaşlarım nereye bakacağımı bilir her gittiğimde özlüyorum
Seven texts and two missed calls
– Yedi mesaj ve iki cevapsız çağrı
Make you wait before I fall
– Düşmeden önce seni bekleteceğim
Said that I’m gonna be sleepin’ at mine
– Benimkinde uyuyacağımı söyledi.
I lied (O-oh)
– Yalan söyledim (O-oh)
Uh-oh, I couldn’t help myself
– Kendime engel olamadım.
I’m almost at your house again, again
– Neredeyse yine senin evindeyim, yine
Uh-oh, I’m one foot in the door
– Uh-oh, kapıdan bir adım uzaktayım
My clothes are on your floor again, again
– Elbiselerim yine senin katında, yine
I get a little drunk and it’s all I want
– Biraz sarhoş oluyorum ve tek istediğim bu
Tomorrow I’ll be sick, but tonight I’m numb
– Yarın hasta olacağım ama bu gece uyuşmuşum
Uh-oh, now we can just pretend
– Şimdi numara yapabiliriz.
We won’t do it again, again, again
– Bir daha yapmayacağız, bir daha, bir daha
(Again, again)
– (Tekrar, tekrar)
Again, again
– Tekrar, tekrar
Again, again
– Tekrar, tekrar
Tate McRae – uh oh İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.