We were both young when I first saw you
– Seni ilk gördüğümde ikimiz de gençtik.
I close my eyes and the flashback starts
– Gözlerimi kapatıyorum ve geri dönüş başlıyor
I’m standing there
– Orada duruyorum.
On a balcony in summer air
– Yaz havasında bir balkonda
See the lights, see the party, the ball gowns
– Işıkları gör, partiyi gör, balo elbiselerini gör
See you make your way through the crowd
– Kalabalığın arasından geçerken görüşürüz.
And say “Hello”
– Ve “Merhaba” de.
Little did I know
– Çok az şey biliyordum
That you were Romeo, you were throwing pebbles
– Romeo olduğunu, çakıl taşı attığını
And my daddy said, “Stay away from Juliet”
– Babam da “Juliet’ten uzak dur” dedi.
And I was crying on the staircase
– Ve merdivenlerde ağlıyordum
Begging you, “Please don’t go”
– Yalvarıyorum, “Lütfen gitme”
And I said
– Ve dedim ki
“Romeo take me somewhere we can be alone
– “Romeo beni yalnız olabileceğimiz bir yere götür
I’ll be waiting, all there’s left to do is run
– Bekliyor olacağım, yapacak tek şey kaçmak
You’ll be the prince, and I’ll be the princess
– Sen prens olacaksın, ben de prenses olacağım.
It’s a love story, baby, just say yes”
– Bu bir aşk hikayesi bebeğim, sadece evet de. “
So I sneak out to the garden to see you
– Seni görmek için bahçeye gizlice girdim.
We keep quiet ’cause we’re dead if they knew
– Sessiz kalırız çünkü öldük eğer bilselerdi
So close your eyes
– O yüzden gözlerini kapat
Escape this town for a little while, oh, oh
– Bir süreliğine bu kasabadan kaç, oh, oh
‘Cause you were Romeo, I was a scarlet letter
– Çünkü sen Romeo’ydun, ben kırmızı bir harftim
And my daddy said, “Stay away from Juliet”
– Babam da “Juliet’ten uzak dur” dedi.
But you were everything to me
– Ama sen benim her şeyimdin
I was begging you, “Please don’t go”
– Sana yalvarıyordum, “Lütfen gitme”
And I said
– Ve dedim ki
“Romeo, take me somewhere we can be alone
– “Romeo, beni yalnız kalabileceğimiz bir yere götür.”
I’ll be waiting, all there’s left to do is run
– Bekliyor olacağım, yapacak tek şey kaçmak
You’ll be the prince, and I’ll be the princess
– Sen prens olacaksın, ben de prenses olacağım.
It’s a love story, baby, just say yes”
– Bu bir aşk hikayesi bebeğim, sadece evet de. “
Romeo, save me, they’re trying to tell me how to feel
– Romeo, kurtar beni, bana nasıl hissedeceğimi söylemeye çalışıyorlar
This love is difficult, but it’s real
– Bu aşk zor, ama gerçek
Don’t be afraid, we’ll make it out of this mess
– Korkma, bu karmaşadan kurtulacağız.
It’s a love story, baby, just say yes
– Bu bir aşk hikayesi bebeğim, sadece evet de
Oh, oh-oh
– Oh, oh-oh
I got tired of waiting
– Beklemekten yoruldum
Wondering if you were ever coming around
– Hiç gelip gelmediğini merak ediyorum
My faith in you was fading
– Sana olan inancım azalıyordu.
When I met you on the outskirts of town
– Seninle şehrin dışında tanıştığımda
And I said
– Ve dedim ki
“Romeo, save me, I’ve been feeling so alone
– “Romeo, kurtar beni, kendimi çok yalnız hissediyorum
I keep waiting for you, but you never come
– Seni beklemeye devam ediyorum ama sen hiç gelmiyorsun
Is this in my head? I don’t know what to think”
– Bu kafamın içinde mi? Ne düşüneceğimi bilmiyorum”
He knelt to the ground and pulled out a ring
– Yere diz çöktü ve bir yüzük çıkardı
And said
– Ve dedi ki
“Marry me, Juliet, you’ll never have to be alone
– “Evlen benimle Juliet, asla yalnız kalmak zorunda kalmayacaksın
I love you, and that’s all I really know
– Seni seviyorum ve gerçekten bildiğim tek şey bu
I talked to your dad, go pick out a white dress
– Babanla konuştum, git beyaz bir elbise seç.
It’s a love story, baby, just say yes”
– Bu bir aşk hikayesi bebeğim, sadece evet de. “
Oh, oh-oh
– Oh, oh-oh
Oh, oh-oh, oh
– Oh, oh-oh, oh
‘Cause we were both young when I first saw you
– Çünkü seni ilk gördüğümde ikimiz de gençtik.
Taylor Swift – Love Story (Taylor’s Version) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.