They asked me how I knew
– Bana nasıl bildiğimi sordular
My true love was true
– Gerçek aşkım doğruydu
I, I of course replied…
– Ben, elbette cevap verdim…
“Something here inside cannot be denied”
– “Olamaz, içimde bir şeyler engellendi “
They said, “Someday, you’ll find
– Dediler ki: “bir gün göreceksin.”
All who love are blind
– Seven herkes kördür
Oh-oh, when your heart’s on fire
– Oh-oh, kalbin yandığında
You must realize
– Farkına varmalısın
Smoke gets in your eyes”
– Duman gözlerine giriyor”
So, I chaffed them and I gaily laughed
– Bu yüzden onları salladım ve çok güldüm
To think they could doubt my love
– Aşkımdan şüphe edebileceklerini düşünmek için
Yet today, my love has flown away
– Ama bugün, aşkım uçup gitti
I am without my love (without my love)
– Ben aşkım olmadan (aşkım olmadan)
Now laughing friends deride
– Şimdi gülüyor arkadaşlar alay
Tears I cannot hide
– Gizleyemediğim gözyaşları
Oh-oh, so, I smile and say
– Oh-oh, yani, gülümsüyorum ve diyorum ki
“When a lovely flame dies
– “Güzel bir alev öldüğünde
Smoke gets in your eyes” (Smoke gets in your eyes)
– Duman gözlerine girer “(Duman gözlerine girer)
Smoke gets in your eyes
– Duman gözlerine giriyor
Smoke gets in your eyes
– Duman gözlerine giriyor

The Platters – Smoke Gets In Your Eyes İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.