I’m still alive but I’m barely breathing
– Hala hayattayım ama zar zor nefes alıyorum.
Just prayed to a God that I don’t believe in
– İnanmadığım bir tanrıya dua ettim.
‘Cause I got time while she got freedom
– Özgürlük var iken ‘neden zaman var
‘Cause when a heart breaks, no, it don’t breakeven
– Çünkü bir kalp kırıldığında, hayır, başabaş olmaz.
Her best days will be some of my worst
– En iyi günlerini biraz kötü olacak
She finally met a man that’s gonna put her first
– Sonunda onu ilk sıraya koyacak bir adamla tanıştı.
While I’m wide awake she’s no trouble sleeping
– Ben uyanıkken uyumakta zorluk çekmiyor.
‘Cause when a heart breaks no it don’t breakeven
– Çünkü bir kalp kırıldığında hayır başabaş olmaz
Even, no
– Yok bile
What am I supposed to do
– Ne yapacağım ben
When the best part of me was always you?
– Beni en iyi parçası her zaman oldu sana?
And what am I supposed to say
– Ve ne söylemem gerekiyor
When I’m all choked up and you’re OK?
– Tamamen boğulduğumda ve sen iyi olduğunda mı?
I’m falling to pieces, yeah
– Paramparça oluyorum, Evet
I’m falling to pieces
– Parçalara düşüyorum
They say bad things happen for a reason
– Kötü şeylerin bir sebebi olduğunu söylüyorlar.
But no wise words gonna stop the bleeding
– Ama hiçbir akıllıca söz kanamayı durduramaz.
‘Cause she’s moved on while I’m still grieving
– Hala çok üzgün olduğum sürece o çünkü hayatıma devam
And when a heart breaks no it don’t breakeven
– Ve bir kalp kırıldığında hayır başabaş olmaz
Even, no
– Yok bile
And what am I gonna do
– Ve ben ne yapacağım
When the best part of me was always you?
– Beni en iyi parçası her zaman oldu sana?
And what am I supposed to say
– Ve ne söylemem gerekiyor
When I’m all choked up and you’re OK?
– Tamamen boğulduğumda ve sen iyi olduğunda mı?
I’m falling to pieces, yeah
– Paramparça oluyorum, Evet
I’m falling to pieces, yeah
– Paramparça oluyorum, Evet
I’m falling to pieces
– Parçalara düşüyorum
(Ones still in love while the other one’s leaving)
– (Diğeri ayrılırken hala aşık olanlar)
I’m falling to pieces
– Parçalara düşüyorum
(‘Cause when a heart breaks, no, it don’t breakeven)
– (Çünkü bir kalp kırıldığında, hayır, başabaş olmaz)
Oh, you got his heart and my heart and none of the pain
– Oh, onun kalbini ve benim kalbimi aldın ve acının hiçbirini
You took your suitcase, I took the blame
– Sen bavulunu aldın, ben suçu üstlendim.
Now I’m tryna make sense of what little remains, ohh
– Şimdi geriye kalanları anlamaya çalışıyorum, ohh
‘Cause you left me with no love, with no love to my name
– Çünkü beni sevgisiz bıraktın, adıma sevgisiz
I’m still alive but I’m barely breathing
– Hala hayattayım ama zar zor nefes alıyorum.
Just prayed to a God that I don’t believe in
– İnanmadığım bir tanrıya dua ettim.
‘Cause I got time while she got freedom
– Özgürlük var iken ‘neden zaman var
‘Cause when a heart breaks, no, it don’t break
– Çünkü bir kalp kırıldığında, hayır, kırılmaz
No, it don’t break
– Hayır, sakın kırma onu
No, it don’t breakeven, no
– Hayır, başabaş değil, hayır
What am I gonna do
– Ne yapacağım
When the best part of me was always you?
– Benim en iyi yanım hep sen olduğun zaman mı?
And what am I supposed to say
– Ve ne söylemem gerekiyor
When I’m all choked up and you’re OK?
– Tamamen boğulduğumda ve sen iyi olduğunda mı?
(Oh glad you’re okay now)
– (Şimdi iyi olduğuna sevindim)
I’m falling to pieces, yeah
– Paramparça oluyorum, Evet
I’m falling to pieces, yeah
– Paramparça oluyorum, Evet
(Oh I’m fallin’, fallin’)
– (Oh fallin’, fallin’değilim)
I’m falling to pieces
– Parçalara düşüyorum
(Ones still in love while the other one’s leaving)
– (Diğeri ayrılırken hala aşık olanlar)
I’m falling to pieces
– Parçalara düşüyorum
(‘Cause when a heart breaks, no, it don’t breakeven)
– (Çünkü bir kalp kırıldığında, hayır, başabaş olmaz)
Oh, it don’t breakeven, no
– Oh, başabaş değil, hayır
Oh, it don’t breakeven, no
– Oh, başabaş değil, hayır
Oh, it don’t breakeven, no
– Oh, başabaş değil, hayır
The Script – Breakeven İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.