The Smiths – There Is A Light That Never Goes Out İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

Take me out tonight
– Bu gece beni dışarı çıkar
Where there’s music and there’s people
– Müziğin ve insanların olduğu yerde
And they’re young and alive
– Ve onlar genç ve hayattalar
Driving in your car
– Arabanızda sürüş
I never, never want to go home
– Asla, asla eve gitmek istemiyorum
Because I haven’t got one
– Çünkü bende yok
Anymore
– Artık

Take me out tonight
– Bu gece beni dışarı çıkar
Because I want to see people
– Çünkü insanları görmek istiyorum.
And I want to see life
– Ve hayatı görmek istiyorum
Driving in your car
– Arabanızda sürüş
Oh please, don’t drop me home
– Lütfen beni eve bırakma.
Because it’s not my home, it’s their home
– Çünkü burası benim evim değil, onların evi
And I’m welcome no more
– Ve artık rica ederim

And if a double-decker bus
– Ve eğer çift katlı bir otobüs
Crashes into us
– Bize çarpıyor
To die by your side
– Senin yanında ölmek
Is such a heavenly way to die
– Ölmek için cennet gibi bir yol mu
And if a ten tonne truck
– Ve eğer on tonluk bir kamyon
Kills the both of us
– İkimizi de öldürüyor.
To die by your side
– Senin yanında ölmek
Well, the pleasure, the privilege is mine
– O zevk, o ayrıcalık benim.

Take me out tonight
– Bu gece beni dışarı çıkar
Take me anywhere
– Beni herhangi bir yere götür
I don’t care, I don’t care, I don’t care
– Umurumda değil, umurumda değil, umurumda değil
And in the darkened underpass
– Ve karanlık bir alt geçitte
I thought, ‘Oh God, my chance has come at last!’
– Düşündüm ki, ‘ Tanrım, şansım sonunda geldi!’
But then a strange fear gripped me
– Ama sonra garip bir korku beni kavradı
And I just couldn’t ask
– Ve ben sadece soramadım

Take me out tonight
– Bu gece beni dışarı çıkar
Oh take me anywhere
– Oh beni her yere götür
I don’t care, I don’t care, I don’t care
– Umurumda değil, umurumda değil, umurumda değil
Driving in your car
– Arabanızda sürüş
I never, never want to go home
– Asla, asla eve gitmek istemiyorum
Because I haven’t got one
– Çünkü bende yok
Oh, I haven’t got one
– Oh, bende yok

And if a double-decker bus
– Ve eğer çift katlı bir otobüs
Crashes into us
– Bize çarpıyor
To die by your side
– Senin yanında ölmek
Is such a heavenly way to die
– Ölmek için cennet gibi bir yol mu
And if a ten tonne truck
– Ve eğer on tonluk bir kamyon
Kills the both of us
– İkimizi de öldürüyor.
To die by your side
– Senin yanında ölmek
Well, the pleasure, the privilege is mine
– O zevk, o ayrıcalık benim.

Oh, there is a light and it never goes out
– Oh, bir ışık var ve asla sönmüyor
There is a light and it never goes out
– Bir ışık var ve asla sönmüyor
There is a light and it never goes out
– Bir ışık var ve asla sönmüyor
There is a light and it never goes out
– Bir ışık var ve asla sönmüyor

There is a light and it never goes out
– Bir ışık var ve asla sönmüyor
There is a light and it never goes out
– Bir ışık var ve asla sönmüyor
There is a light and it never goes out
– Bir ışık var ve asla sönmüyor
There is a light and it never goes out…
– Bir ışık var ve asla sönmüyor…




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın