The Weeknd & Gesaffelstein – I Was Never There İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

What makes a grown man wanna cry?
– Hangi yetişkin insan, ister bir ağlatır?
(Cry, cry, cry, cry)
– (Cry, Cry, cry, cry)
What makes him wanna take his life? Ah, ah (Yeah)
– Canını almak istemesine neden olan nedir? Ah, ah (Evet)
His happiness is never real
– Onun mutluluğu asla gerçek değildir
(Real, real, real, real)
– (Gerçek, gerçek, gerçek, gerçek)
And mindless sex is how he feels, ooh, he heals
– Ve akılsız seks onun nasıl hissettiğidir, ooh, iyileşir

When it’s time, when it’s time, when it’s time
– Zaman zaman, zaman, zaman, zaman
It won’t matter (It don’t matter)
– Değil (önemli değil)önemli değil
It won’t matter (Matter)
– Önemli değil (Önemli)
When it’s time, when it’s time, when it’s time (Time, it’s time, babe)
– (Zaman)zaman zaman, zaman, zaman, zaman, zaman, bebeğim
It won’t matter (It won’t matter, babe)
– Önemli değil (Önemli değil bebeğim)
It won’t matter (Ya!)
– Ben Seni fark etmeyecek!)

It was like he was never there (It was like he was never there)
– Hiç orada olmamış gibiydi (Hiç orada olmamış gibiydi)
It was like he was gone in thin air (Oh!)
– Sanki havaya uçmuş gibiydi (Oh!)
When it’s time, when it’s time, when it’s time, oh, baby
– Zamanı geldiğinde, zamanı geldiğinde, zamanı geldiğinde, oh, bebeğim
It won’t matter (It won’t matter, baby)
– (Onlar önemli Değil, bebek)önemli değil
It won’t matter
– Önemi olmayacak

(When it’s time, when it’s time, when it’s time)
– (Zaman, zaman zaman zaman zaman)
(It won’t matter, it won’t matter)
– (Önemli değil, önemli değil)
(When it’s time, when it’s time, when it’s time)
– (Zaman, zaman zaman zaman zaman)
(It won’t matter, it won’t matter)
– (Önemli değil, önemli değil)
(It was like he was never there)
– (Sanki hiç orada olmamış gibiydi)
(It was like he was gone in thin air)
– (Sanki havaya uçmuş gibiydi)
(When it’s time, when it’s time, when it’s time)
– (Zaman, zaman zaman zaman zaman)
(It won’t matter, it won’t matter)
– (Önemli değil, önemli değil)

(When it’s time, when it’s time, when it’s time)
– (Zaman, zaman zaman zaman zaman)
(It won’t matter, it won’t matter)
– (Önemli değil, önemli değil)
(When it’s time, when it’s time, when it’s time)
– (Zaman, zaman zaman zaman zaman)
(It won’t matter, it won’t matter)
– (Önemli değil, önemli değil)

Ooh, now I know what love is
– Artık aşkın ne olduğunu biliyorum.
And I know it ain’t you for sure
– Ve eminim sen değilsindir
You’d rather something toxic
– Zehirli bir şey tercih edersin.
So, I poison myself again, again
– Bu yüzden kendimi tekrar zehirliyorum.
‘Til I feel nothing
– Hiçbir şey hissetmeyene kadar
In my soul (In my soul)
– Ruhumda (Ruhumda)
I’m on the edge of something breakin’
– Bir şeylerin kırılmasının eşiğindeyim.
I feel my mind is slowly fadin’
– Zihnimin yavaş yavaş kaybolduğunu hissediyorum.
If I keep goin’, I won’t make it
– Eğer devam edersem, başaramayacağım.
If I keep goin’, I won’t make it
– Eğer devam edersem, başaramayacağım.

And it’s all because of you
– Ve hepsi senin yüzünden
It’s all because of you
– Hepsi senin yüzünden
It’s all because of you
– Hepsi senin yüzünden
It’s all because of you
– Hepsi senin yüzünden
Woah, woah
– Woah, woah

Don’t you, baby, hey
– Yapma bebeğim, hey
It won’t matter, baby
– Fark etmez bebeğim.
Don’t you know?
– Bilmiyor musun?
Don’t you know?
– Bilmiyor musun?
Ooh, no
– Ooh, hayır




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın