You’ve applied the pressure to have me crystalised
– Kristalleşmem için baskı uyguladın.
And you’ve got the faith, that I could bring paradise
– Ve cenneti getirebileceğime inancın var.
I’ll forgive and forget before I’m paralysed
– Felç olmadan önce affedeceğim ve unutacağım.
Do I have to keep up the pace to keep you satisfied?
– Seni tatmin etmek için ayak uydurmam mı gerekiyor?
Ay, ay
– Ay, ay
Things have gotten closer to the sun, and I’ve done things in small doses
– İşler güneşe yaklaştı ve ben küçük dozlarda bir şeyler yaptım.
So don’t think that I’m pushing you away when you’re the one that I’ve kept closest
– Bu yüzden en yakın tuttuğum kişi sen olduğun zaman seni uzaklaştırdığımı düşünme.
Ay, ay, ay
– Ay, ay, ay
Ay, ay, ay
– Ay, ay, ay
Ay, ay, ay
– Ay, ay, ay
Ay, ay, ay
– Ay, ay, ay
You don’t move slow, I’m taking steps in my direction
– Sen yavaş hareket etme, ben kendi yönüme doğru adımlar atıyorum.
The sound resounds, echo, does it lessen your affection? No
– Ses yankılanıyor, yankılanıyor, sevgini azaltıyor mu? Hayır
You say I’m foolish for pushing this aside
– Bunu bir kenara ittiğim için aptal olduğumu söylüyorsun.
But burn down our home, I won’t leave alive
– Ama evimizi yakıp kül et, buradan sağ çıkmayacağım.
Ay, ay, ay
– Ay, ay, ay
Glaciers have melted to the sea, I wish the tide would take me over
– Buzullar eridi denize, keşke gelgit beni ele geçirseydi
I’ve been down on my knees, and you just keep on getting closer
– Dizlerimin üstüne çöktüm ve sen yaklaşmaya devam et
Ay, ay, ay
– Ay, ay, ay
Ay, ay, ay
– Ay, ay, ay
Ay, ay, ay
– Ay, ay, ay
Ay, ay, ay
– Ay, ay, ay
Glaciers have melted to the sea (things have gotten closer to the sun)
– Buzullar denize eridi (işler güneşe yaklaştı)
I wish the tide would take me over (and I’ve done things in small doses)
– Keşke gelgit beni ele geçirseydi (ve küçük dozlarda şeyler yaptım)
I’ve been down onto my knees (so don’t think that I’m pushing you away)
– Dizlerimin üstüne çöktüm (bu yüzden seni uzaklaştırdığımı düşünme)
And you just keep on getting closer (when you’re the one that I’ve kept closest)
– Ve sen sadece yaklaşmaya devam et (en yakın tuttuğum kişi olduğunda)
Go slow, go slow, woah-oh
– Yavaş git, yavaş git, woah-oh
Go slow, go slow, woah-oh
– Yavaş git, yavaş git, woah-oh
Go slow
– Ağırdan almak

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.