Han-han-han-han
– Han-han-han-han
Tu m’as laissé dans le flou comme les mecs d’à côté
– Beni yandaki adamlar gibi bulanık bıraktın.
Donc je prends sur moi, je me pose des questions toute la noche
– Bu yüzden kendime alıyorum, kendime tüm noche’lere sorular soruyorum.
Bébé, j’ai du temps pour nous mais faut qu’ça reste entre nous
– Bebeğim, bizim için zamanım var ama bunu aramızda tutmalıyız.
Donne-moi juste un rendez-vous, j’privatiserai Dolce (oh-oh-oh)
– Bana bir randevu ver, Dolce’yi özelleştireceğim (oh-oh-oh)
Les autres veulent s’en mêler, t’as l’p’tit cœur scellé
– Diğerleri karışmak istiyor, küçük kalbi mühürledin.
J’pourrais sortir l’milli’, moi aussi, j’veux m’mêler
– Ben de milli’yi çıkarabilirim, ben de karışmak istiyorum.
Bébé, j’ai du temps pour nous mais faut qu’ça reste entre nous
– Bebeğim, bizim için zamanım var ama bunu aramızda tutmalıyız.
Donne-moi juste un rendez-vous, j’privatiserai Dolce
– Bana bir randevu ver, Dolce’yi özelleştireyim.
En cas d’blèmes, je n’ai pas peur de mettre moi-même (non, non)
– Sorun olması durumunda, kendimi koymaktan korkmuyorum (hayır, hayır)
Si je me donne la peine, c’est pour que tu sois la mienne (mmh-mmh)
– Eğer rahatsız edersem, sen benimsin (mmh-mmh)
C’est danger quand tu pull up
– Yukarı çekince tehlikeli oluyor.
Je sais qu’t’es chant-mé sans ton make-up
– Makyajsız şarkı söylediğini biliyorum.
Bébé, tu décors l’décor, mes billets sont mauves comme les Lakers
– Bebeğim, sahneyi sen kuruyorsun, biletlerim Lakers gibi mor
Les autres veulent s’en mêler (s’en mêler), t’as l’p’tit cœur scellé
– Diğerleri dahil olmak istiyor (dahil olmak), küçük kalbin mühürlendi
J’pourrais sortir l’milli’, moi aussi, j’veux m’mêler
– Ben de milli’yi çıkarabilirim, ben de karışmak istiyorum.
Le monde est à nous, à nous, à nous, à nous et fuck les autres
– Dünya bizim, bizim, bizim, bizim ve diğerleri
Car ils ne sont pas des nôtres, tu es enfin des nôtres (oh nan)
– Çünkü onlar bizim değil, sonunda bizimsin (oh nan)
Elle veut qu’on s’entende, elle est consentante
– Anlaşmamızı istiyor, istekli.
Et de temps en temps, elle veut prendre mon temps
– Ve arada sırada zamanımı almak istiyor.
Elle fait pas semblant, elle fait pas semblant
– Numara yapmıyor, numara yapmıyor.
Elle veut qu’on s’entende, elle est consentante
– Anlaşmamızı istiyor, istekli.
Et de temps en temps, elle veut prendre mon temps
– Ve arada sırada zamanımı almak istiyor.
Elle fait pas semblant, elle fait pas semblant
– Numara yapmıyor, numara yapmıyor.
Tu m’as laissé dans le flou comme les mecs d’à côté
– Beni yandaki adamlar gibi bulanık bıraktın.
Donc je prends sur moi, je me pose des questions toute la noche
– Bu yüzden kendime alıyorum, kendime tüm noche’lere sorular soruyorum.
Bébé, j’ai du temps pour nous mais faut qu’ça reste entre nous
– Bebeğim, bizim için zamanım var ama bunu aramızda tutmalıyız.
Donne-moi juste un rendez-vous, j’privatiserai Dolce (oh-oh-oh)
– Bana bir randevu ver, Dolce’yi özelleştireceğim (oh-oh-oh)
Les autres veulent s’en mêler, t’as l’p’tit cœur scellé
– Diğerleri karışmak istiyor, küçük kalbi mühürledin.
J’pourrais sortir l’milli’, moi aussi, j’veux m’mêler
– Ben de milli’yi çıkarabilirim, ben de karışmak istiyorum.
Bébé, j’ai du temps pour nous mais faut qu’ça reste entre nous
– Bebeğim, bizim için zamanım var ama bunu aramızda tutmalıyız.
Donne-moi juste un rendez-vous, j’privatiserai Dolce (Tiako’ La Mélo’)
– Sadece bana bir randevu ver, Dolce’yi özelleştireceğim (Tiako ‘Melo’)
De base, j’suis venu pour soigner mes punch
– Basic, yumruğumu iyileştirmeye geldim.
J’suis pas venu pour passer d’l’amour à la haine
– Aşktan nefrete gitmeye gelmedim.
Intérieurement moi, je sais pas où j’en suis
– İçimde, nerede olduğumu bilmiyorum
Enfermé à Bois-d’Arcy ou Fresnes?
– Bois-d’arcy’de mi yoksa Fresnes’de mi kilitli?
C’était la tess ma go, c’était l’amour de trop (oh-oh-oh)
– Tess’e gittim, çok fazla aşktı (oh-oh-oh)
Ice ou Mask Off, il fallait bien qu’j’me couvre
– Buz ya da Maske Kapalı, kendimi örtmek zorunda kaldım
Et même si plus rien ne va entre nous, on va quand même s’retrouver
– Ve artık aramızda hiçbir şey geçmese bile, yine de birbirimizi bulacağız
Les problèmes, j’les ai étouffés (‘touffés)
– Sorunlar, onları boğdum (‘tepeli)
Peut-être qu’on est allé trop vite (trop vite)
– Belki çok hızlı gittik (çok hızlı)
Elle n’avait pas de patience
– Hiçbir sabır vardı
Donc j’lui ai dit “Calme-toi”, j’lui ai dit “Calme-toi”
– Bu yüzden “Sakin ol onu” dedim, “Sakin ol söyledim”
Pas de coup sinon, tu vas finir comme eux (comme eux)
– Aksi halde darbe yok, onlar gibi olacaksın (onlar gibi)
Elle veut qu’on s’entende, elle est consentante (oh-oh-oh)
– Anlaşmamızı istiyor, istekli (oh-oh-oh)
Et de temps en temps, elle veut prendre mon temps
– Ve arada sırada zamanımı almak istiyor.
Elle fait pas semblant (oh-oh-oh), elle fait pas semblant
– Rol yapmıyor (oh-oh-oh), rol yapmıyor
Elle veut qu’on s’entende, elle est consentante (oh-oh-oh)
– Anlaşmamızı istiyor, istekli (oh-oh-oh)
Et de temps en temps, elle veut prendre mon temps
– Ve arada sırada zamanımı almak istiyor.
Elle fait pas semblant (oh-oh-oh), elle fait pas semblant
– Rol yapmıyor (oh-oh-oh), rol yapmıyor
Tu m’as laissé dans le flou comme les mecs d’à côté
– Beni yandaki adamlar gibi bulanık bıraktın.
Donc je prends sur moi et j’me pose des questions toute la noche
– Bu yüzden kendime alıyorum ve kendime tüm noche’lere sorular soruyorum
Bébé, j’ai du temps pour nous mais faut qu’ça reste entre nous
– Bebeğim, bizim için zamanım var ama bunu aramızda tutmalıyız.
Donne-moi juste un rendez-vous, j’privatiserai Dolce (oh-oh-oh)
– Bana bir randevu ver, Dolce’yi özelleştireceğim (oh-oh-oh)
Les autres veulent s’en mêler, t’as l’petit cœur scellé
– Diğerleri karışmak istiyor, küçük kalbi mühürledin.
J’pourrais sortir l’milli’, moi aussi, j’veux m’mêler
– Ben de milli’yi çıkarabilirim, ben de karışmak istiyorum.
Bébé, j’ai du temps pour nous mais faut qu’ça reste entre nous
– Bebeğim, bizim için zamanım var ama bunu aramızda tutmalıyız.
Donne-moi juste un rendez-vous, j’privatiserai Dolce
– Bana bir randevu ver, Dolce’yi özelleştireyim.
Elle veut qu’on s’entende, elle est consentante
– Anlaşmamızı istiyor, istekli.
Et de temps en temps (ouh-ouh-ouh-ouh), elle veut prendre mon temps
– Ve her şimdi ve sonra (ooh-ooh-ooh-ooh) zamanımı almak istiyor
Elle fait pas semblant, elle fait pas semblant
– Numara yapmıyor, numara yapmıyor.
Elle veut qu’on s’entende, elle est consentante
– Anlaşmamızı istiyor, istekli.
Et de temps en temps (ouh-ouh-ouh-ouh), elle veut prendre mon temps
– Ve her şimdi ve sonra (ooh-ooh-ooh-ooh) zamanımı almak istiyor
Elle fait pas semblant, elle fait pas semblant
– Numara yapmıyor, numara yapmıyor.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.