Tkay Maidza – Syrup İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

Thick, sweet, sick
– Kalın, tatlı, hasta
Syrup, syrup, syrup (yeah)
– Şurup, şurup, şurup (Evet)

My bars like chocolate, silky, milky, smooth
– Çikolata gibi benim barlar, ipeksi, sütlü, pürüzsüz
Fuck with it, new world parliaments
– Siktir et, Yeni Dünya parlamentoları
Yeah, I end the argument before you even started it
– Evet, tartışmayı sen başlamadan bitiriyorum.
Own it, never just a part of it
– Sahip ol, asla sadece bir parçası değil
Goddess like Artemis
– Artemis gibi tanrıça
Big boss, walkin’ big boss, cross and bows
– Büyük patron, yürüyen büyük patron, Haç ve yaylar
Big rocks, talkin’ big glocks, what you know?
– Büyük kayalar, büyük glock’lar, ne biliyorsun?
Used to be the kid that took the front of the bus
– Eskiden otobüsün önüne çıkan çocuktu.
Now my tour bus get the miles with a plus, trust
– Şimdi benim tur otobüsü bir artı ile mil olsun, güven
Gettin’ cheese is a must
– Peynir almak bir zorunluluktur
Done with all the honeys, put the bees in the dust
– Tüm balları bitirdikten sonra, arıları toza koyun
Shift the paradigm with the pentagon rhymes, I’m the Optimus Prime
– Pentagon tekerlemeleri ile paradigmayı değiştir, Ben Optimus Prime’ım
If you order, it’s prime on time
– Eğer sipariş ederseniz, o zaman tam zamanında

Obvious, better now, never later, it’s for all of us
– Açıkçası, şimdi daha iyi, daha sonra değil, hepimiz için
I want it all, can’t apologize
– Hepsini istiyorum, özür dileyemem
I’ll take the cake and the kitchen knife
– Pastayı ve mutfak bıçağını alacağım.

I just wanna be rich
– Sadece zengin olmak istiyorum
Thick, sweet, sick
– Kalın, tatlı, hasta
Syrup, syrup, syrup
– Şurup, şurup, şurup

I just wanna get low
– Sadece alçalmak istiyorum.
Woah, dope, sweet
– Woah, uyuşturucu, tatlı
Syrup, syrup, syrup
– Şurup, şurup, şurup
I just wanna be
– Sadece olmak istiyorum

Big, big, big when I grow up
– Büyüdüğümde büyük, büyük, büyük
Lipstick sick with the glow up
– Ruj kızdırma ile hasta
Tryna be, I’ma be lyrically fit with the blow-up
– Hassas, duygusal ve kırılgan olması, Yukarı darbe ile coşkulu bir şekilde uyum olayım-
Double backflip with the co-op
– Co-op ile çift backflip
Queen Amazona, say a couple wishes, I might see you later
– Kraliçe Amazona, birkaç dilek söyle, Sonra görüşürüz
Homie wants the best but he can’t pay my rate, yuh
– Dostum en iyisini istiyor ama ücretimi ödeyemiyor, yuh
Small body Hilfiger on the dater
– Dater küçük vücut Hilfiger
Small money thinker, I’m a never cater (ooh)
– Küçük para düşünür, ben asla bir cater değilim (ooh)

And that’s the tea, Arizona
– Ve bu çay, Arizona
I’ma ride it, Winona (ooh)
– Bineceğim, Winona (ooh)
I go hard, I’m a boner
– Ben sert gitmek, ben bir gaf değilim
Up the hill like I’m Jonah, on time
– Ben Jonah’mışım gibi tepeye, zamanında

Obvious, better now, never later, it’s for all of us
– Açıkçası, şimdi daha iyi, daha sonra değil, hepimiz için
I want it all, can’t apologize
– Hepsini istiyorum, özür dileyemem
I’ll take the cake and the kitchen knife
– Pastayı ve mutfak bıçağını alacağım.

I just wanna be rich
– Sadece zengin olmak istiyorum
Thick, sweet, sick
– Kalın, tatlı, hasta
Syrup, syrup, syrup
– Şurup, şurup, şurup

I just wanna get low
– Sadece alçalmak istiyorum.
Woah, dope, big
– Woah, uyuşturucu, büyük
Smoke, smoke, smoke
– Duman, Duman, Duman

I just wanna be rich
– Sadece zengin olmak istiyorum
Thick, sweet, sick
– Kalın, tatlı, hasta
Syrup, syrup, syrup
– Şurup, şurup, şurup
Sick
– Hasta

Syrup
– Şurup
Syrup
– Şurup
Syrup
– Şurup
Syrup
– Şurup




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın