Whoa-whoa, whoa-whoa (oh-oh)
– Hop-hop, hop-hop (oh-oh)
Whoa-whoa, whoa-whoa (oh-oh)
– Hop-hop, hop-hop (oh-oh)
영원이란 말 위에 못질해 관뚜껑을 덮어
– Sonsuzluk kelimesini geçemezsin, tabutun kapağını kapat.
넌 약해빠졌었던 날 완전히 바꿔놨어
– Zayıf olduğun günü tamamen değiştirdin.
난 네가 되고 싶어, 종일 거울 앞에 서서
– Bütün gün aynanın karşısında duran sen olmak istiyorum.
얼굴을 할퀴어, 심장을 삼켜 (whoa-whoa, oh)
– Yüz yüze, yutmak için kalp (whoa-whoa, oh)
나를 버리던 너에게 꼬릴 흔들었던 내 past
– Geçmişim beni terk edene kuyruğumu salladı
I just killed me with all that stress
– Sadece tüm bu stres beni öldürdüm
이젠 다 상관없어 난 (whoa-whoa, oh)
– Artık bir önemi yok. Ben (whoa-whoa, oh)
부서진 기분은 왠지 나쁘지 않아
– Bozuk ruh hali fena değil.
(Whoa-whoa, whoa-whoa, oh)
– (Hop-hop, hop-hop, oh)
한심했던 날들보다
– Günlerden daha acıklı.
Watch, watch, gotta watch, watch me, yeah
– İzle, izle, izlemeliyim, beni izle, evet
(난 날 죽여 죽여놔)
– (Öldür beni. Öldür beni.)
다 내다 버려, good boys gone bad
– Sonra söndürün, iyi çocuklar kötü gitti
다 버려, good boys gone bad
– Bırak şunu, iyi çocuklar kötü gitti
널 사랑했던, good boys gone bad
– iyi çocuklar kötü gitti, seni kim sevdi
Now (더 날 부숴, 부숴놔)
– Şimdi (Beni daha fazla kır, beni kır)
내 가슴팍엔 흉터 gone bad
– Göğüslerim kötü gitti yaralı
심장을 긋고 gone dead
– Kalp çekildi ve öldü
네가 알던 that good boy’s gone bad
– o iyi çocuk kötüye gitti biliyorsun
Now (난 날 죽여, 죽여놔)
– Şimdi (Öldür beni, öldür beni)
Good boy gone bad (good boy gone bad, good boy gone bad)
– İyi çocuk kötü gitti (iyi çocuk kötü gitti, iyi çocuk kötü gitti)
(Good boy gone bad, good boy gone bad)
– (İyi çocuk kötü gitti, iyi çocuk kötü gitti)
Good boy gone bad (good boy gone bad, good boy gone bad)
– İyi çocuk kötü gitti (iyi çocuk kötü gitti, iyi çocuk kötü gitti)
(Good boy gone bad, good boy gone bad)
– (İyi çocuk kötü gitti, iyi çocuk kötü gitti)
네 안의 소년을 지워낸 다음
– İçindeki çocuğu sil ve sonra
망가진 내 모습을 채워놔
– Kırık bakışlarımı doldur.
난 마치 zombie처럼 dead alive
– Zombi gibiyim, ölü canlı.
사랑의 무덤 위에 태어나 (whoa, whoa)
– Aşkın mezarının üstünde doğmuş (vay, vay)
솔직히, 더 맘에 드네, 완전히 달라진 내 face
– Dürüst olmak gerekirse, bundan daha çok hoşlanıyorum, yüzüm tamamen farklı
I just killed me with all that pain
– Beni o kadar acıyla öldürdüm ki
이젠 다 상관없어 난 (eh, eh)
– Artık bir önemi yok. Ben (eh, eh)
눈감은 절망의 밤은 왠지 달콤해
– Umutsuzluk gecesi tatlıdır.
(Whoa-whoa, whoa-whoa, oh)
– (Hop-hop, hop-hop, oh)
오히려 자유로워 난
– Oldukça özgürüm.
Watch, watch, gotta watch, watch me, yeah
– İzle, izle, izlemeliyim, beni izle, evet
(난 날 죽여 죽여놔)
– (Öldür beni. Öldür beni.)
다 내다 버려, good boys gone bad
– Sonra söndürün, iyi çocuklar kötü gitti
다 버려, good boys gone bad
– Bırak şunu, iyi çocuklar kötü gitti
널 사랑했던, good boys gone bad (yeah, yeah)
– iyi çocuklar kötü gitti (evet, evet)
Now (더 날 부숴, 부숴놔)
– Şimdi (Beni daha fazla kır, beni kır)
내 가슴팍엔 흉터 gone bad
– Göğüslerim kötü gitti yaralı
심장을 긋고 gone dead
– Kalp çekildi ve öldü
네가 알던 that good boy’s gone bad
– o iyi çocuk kötüye gitti biliyorsun
Now (난 날 죽여 죽여놔)
– Şimdi (Öldür beni)
Good boy gone bad
– İyi çocuk kötü gitti
네 자국을 뜯어낸 맘, 너의 흔적들이 흘러나와
– İzlerinizi kopardınız, izleriniz çıkıyor.
Love is a lie, I loved that lie
– Aşk bir yalan, bu yalanı sevdim
태워버려, burn it out
– Yak onu
집어치워, love, 개나 줘 forever
– Bırak onu aşkım, köpeği bana sonsuza dek ver.
피 대신 흘러 monochrome diamonds
– Tek renkli elmaslar yerine kan akıyor
Killed it, I killed it myself, 곤두박질 부러진 날개로
– Öldürdüm, kendim öldürdüm, kırık kanatlarla kıllandım
추락해도 아프지 않아 anymore (하하하, I like being bad)
– Artık kaza yaparsam zarar vermem (Hahaha, kötü olmayı seviyorum)
다 내다 버려, good boys gone bad (bad)
– Sonra söndürün, iyi çocuklar kötü gitti (kötü)
다 버려, good boys gone bad
– Bırak şunu, iyi çocuklar kötü gitti
널 사랑했던 good boys gone bad (oh, yeah)
– seni seven iyi çocuklar kötü gitti (oh, evet)
Now (더 날 부숴 부숴놔)
– Şimdi (Beni daha fazla parçala)
내 가슴팍엔 흉터 gone bad (yeah)
– Göğsümdeki yara kötü gitti (evet)
심장을 긋고 gone dead (gone dead)
– öldüm (öldüm)
네가 알던 that good boy’s gone bad
– o iyi çocuk kötüye gitti biliyorsun
Now (난 날 죽여 죽여놔)
– Şimdi (Öldür beni)
Good boy gone bad (good boy gone bad, good boy gone bad)
– İyi çocuk kötü gitti (iyi çocuk kötü gitti, iyi çocuk kötü gitti)
(Good boy gone bad, good boy gone bad, brrrr)
– (İyi çocuk kötü gitti, iyi çocuk kötü gitti, brrrr)
Good boy gone bad (good boy gone bad, good boy gone bad)
– İyi çocuk kötü gitti (iyi çocuk kötü gitti, iyi çocuk kötü gitti)
(Good boy gone bad, good boy gone bad)
– (İyi çocuk kötü gitti, iyi çocuk kötü gitti)
Good boy gone bad
– İyi çocuk kötü gitti
TOMORROW X TOGETHER – Good Boy Gone Bad Korece Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.