Treasure
– Hazine
잡힐 듯 잡히지 않는 신기루 같아 넌
– Yakalanmayan bir serap gibi.
(Ooh-ooh-ooh-ooh-ooh-ooh)
– (Ooh-ooh-ooh-ooh-ooh-ooh)
월 화 수 목 금 토 일 네 생각에 난 미쳐가
– Pzt Sal Çar Per Cum Otur güneş Senin düşüncelerinde deliyim
I’m addicted to your love
– Aşkının bağımlısıyım
I’m on fire, 불붙은 이 감정 멈출 순 없어
– Yanıyorum, bu yanan duyguyu durduramam.
깊게 빠져, 천천히 네 안에 잠기고 싶어
– İçten içe, yavaş yavaş seni kendime öğrenmek istiyorum.
이건 중독이야, I just can’t get enough
– Bu bağımlılık, yeterince alamıyorum
난 너를 향해 diving, 전부 all in, 헤어날 수 없는 끌림
– Sana doğru dalıyorum, hepsi ayrılmaz bir cazibe içinde
You’re the one, 기다려왔어
– O sensin, seni bekliyordum.
바라볼수록 아름다워
– Daha bakarsanız bakın, bu daha güzel.
You’re the sun, 가릴 수 없어
– Sen güneşsin, onu kapatamam.
두 눈이 멀어도
– İkiniz de kör olsanız bile.
너에게로 직진 (hoo-ooh-ooh-ooh-ooh)
– Doğruca sana git (hoo-ooh-ooh-ooh-ooh)
직진 (whoo), 너에게로 직진
– doğruca yanına git.
(Ooh-ooh-ooh-ooh-ooh) 직진
– (Ooh-ooh-ooh-ooh-ooh) Düz
Pedal to the metal, hoo
– Metale pedal çevir, hoo
Yo, 너에게로 직진, 사랑에 미침
– Doğruca sana, aşık deli
다른 녀석들은 싹 다 비키라
– Diğer adamların hepsi tomurcuk.
동에 번쩍 나타난 내 반쪽
– Dong benim yarımda parladı
그 눈부신 웃음에 홀려 (yeah)
– O göz kamaştırıcı kahkaha tarafından çekildi (evet)
난 여느 길치와는 다름 (baow)
– Başka bir yoldan farklıyım (baow)
헛디디지 않는 발걸음 (ah)
– Düzensiz adımlar (ah)
이미 정답은 너 정해져 어쩔 수 없잖아, what’s up?
– Zaten doğru cevaba sahipsin, bu yüzden yardım edemezsin, ne oldu?
그냥 직진, no rules, no 지침 (oh, God)
– Sadece düz git, kural yok, talimat yok (oh, Tanrım)
내 감정에 기름을 부어
– Duygularıma yağ dök
심장 엔진은 더블로, go vroom
– Kalp motoru çift fırın, vroom’a git
I’m on fire, 불붙은 이 감정 멈출 순 없어
– Yanıyorum, bu yanan duyguyu durduramam.
깊게 빠져, 천천히 네 안에 잠기고 싶어
– İçten içe, yavaş yavaş seni kendime öğrenmek istiyorum.
이건 중독이야, I just can’t get enough
– Bu bağımlılık, yeterince alamıyorum
난 너를 향해 diving, 전부 all in, 헤어날 수 없는 끌림
– Sana doğru dalıyorum, hepsi ayrılmaz bir cazibe içinde
You’re the one, 기다려왔어
– O sensin, seni bekliyordum.
바라볼수록 아름다워
– Daha bakarsanız bakın, bu daha güzel.
You’re the sun, 가릴 수 없어
– Sen güneşsin, onu kapatamam.
두 눈이 멀어도
– İkiniz de kör olsanız bile.
너에게로 직진 (hoo-ooh-ooh-ooh-ooh)
– Doğruca sana git (hoo-ooh-ooh-ooh-ooh)
직진 (whoo), 너에게로 직진
– doğruca yanına git.
(Ooh-ooh-ooh-ooh-ooh) 직진
– (Ooh-ooh-ooh-ooh-ooh) Düz
Pedal to the metal, hoo
– Metale pedal çevir, hoo
Can’t nobody see us, 우린 하늘 위로
– Kimse bizi göremez, gökyüzündeyiz.
본능만 일깨워 이성은 저 뒤로
– Sadece içgüdü uyandır. Sebep arkada.
We gon’ ride, 소리쳐 지구 끝까지 들리게
– Bineceğiz, bağıracağız, seni dünyanın sonuna kadar duyayım.
내 손 꽉 잡아, no turning back
– Ellerimi sıkı tut, geri dönüş yok
너에게로 직진 (ooh-ooh-ooh-ooh-ooh)
– Doğruca sana git (ooh-ooh-ooh-ooh-ooh)
Pedal to the metal, wow
– Metale pedal çevir, vay canına
(Ooh-ooh-ooh-ooh-ooh)
– (Ooh-ooh-ooh-ooh-ooh)
너에게로 직진
– Doğruca sana
Don’t stop, 앞만 보고 달려 돌진
– Durma, önüne bak ve acele et.
Oh, let’s go (pedal to the metal, ooh)
– Hadi gidelim (metale pedal çevir, ooh)
Won’t stop, 앞만 보고 달려 직진
– Durmayacak, önüne bak ve dümdüz koş
Oh, let’s go, 너에게로 직진
– Hadi gidelim, doğruca sana.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.