Twenty One Pilots – Tear In My Heart İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

An-nyŏng-ha-se-yo
– An-nyngng-ha-se-yo

Sometimes you gotta bleed to know
– Bazen bilmek için kanaman gerekir.
That you’re alive and have a soul
– Hayatta olduğunu ve bir ruha sahip olduğunu
But it takes someone to come around
– Ama birinin gelmesi gerekiyor.
To show you how
– Nasıl olduğunu göstermek için

She’s the tear in my heart
– Kalbimdeki gözyaşı o.
I’m alive
– Yaşıyorum
She’s the tear in my heart
– Kalbimdeki gözyaşı o.
I’m on fire
– Yanıyorum
She’s the tear in my heart
– Kalbimdeki gözyaşı o.
Take me higher
– Beni daha yükseğe götür.
Than I’ve ever been
– Hiç olmadığım kadar

The songs on the radio are okay
– Radyodaki şarkılar iyi.
But my taste in music is your face
– Ama müzikteki zevkim senin yüzün.
And it takes a song to come around
– Ve etrafta dolaşmak için bir şarkı gerekir
To show you how
– Nasıl olduğunu göstermek için

She’s the tear in my heart
– Kalbimdeki gözyaşı o.
I’m alive
– Yaşıyorum
She’s the tear in my heart
– Kalbimdeki gözyaşı o.
I’m on fire
– Yanıyorum
She’s the tear in my heart
– Kalbimdeki gözyaşı o.
Take me higher
– Beni daha yükseğe götür.
Than I’ve ever been
– Hiç olmadığım kadar

Than I’ve ever been
– Hiç olmadığım kadar
Than I’ve ever been
– Hiç olmadığım kadar
Than I’ve ever been
– Hiç olmadığım kadar

You fell asleep in my car, I drove the whole time
– Sen benim arabamda uyuya kaldın, ben hep sürdüm
But that’s okay, I’ll just avoid the holes so you sleep fine
– Ama sorun değil, deliklerden uzak duracağım, böylece iyi uyursun.
I’m driving here I sit, cursing my government
– Buraya gidiyorum, oturuyorum, hükümetime küfrediyorum.
For not using my taxes to fill holes with more cement
– Vergilerimi delikleri daha fazla çimentoyla doldurmak için kullanmadığım için

You fell asleep in my car, I drove the whole time
– Sen benim arabamda uyuya kaldın, ben hep sürdüm
But that’s okay, I’ll just avoid the holes so you sleep fine
– Ama sorun değil, deliklerden uzak duracağım, böylece iyi uyursun.
I’m driving here I sit, cursing my government
– Buraya gidiyorum, oturuyorum, hükümetime küfrediyorum.
For not using my taxes to fill holes with more cement
– Vergilerimi delikleri daha fazla çimentoyla doldurmak için kullanmadığım için

Sometimes you gotta bleed to know, oh, oh
– Bazen bilmek için kanaman gerekir, oh, oh
That you’re alive and have a soul, oh, oh
– Hayatta olduğunu ve bir ruha sahip olduğunu, oh, oh
But it takes someone to come around
– Ama birinin gelmesi gerekiyor.
To show you how
– Nasıl olduğunu göstermek için

She’s the tear in my heart
– Kalbimdeki gözyaşı o.
I’m alive
– Yaşıyorum
She’s the tear in my heart
– Kalbimdeki gözyaşı o.
I’m on fire
– Yanıyorum
She’s the tear in my heart
– Kalbimdeki gözyaşı o.
Take me higher
– Beni daha yükseğe götür.
Than I’ve ever been
– Hiç olmadığım kadar

My heart is my armor
– Kalbim zırhım
She’s the tear in my heart
– Kalbimdeki gözyaşı o.
She’s a carver
– O bir oymacı
She’s a butcher with a smile
– Gülümseyen bir kasap.
Cut me farther
– Beni daha uzağa kes
Than I’ve ever been
– Hiç olmadığım kadar
Than I’ve ever been
– Hiç olmadığım kadar
Than I’ve ever been
– Hiç olmadığım kadar
Oh, than I’ve ever been
– Oh, hiç olmadığım kadar

My heart is my armor
– Kalbim zırhım
She’s the tear in my heart
– Kalbimdeki gözyaşı o.
She’s a carver
– O bir oymacı
She’s a butcher with a smile
– Gülümseyen bir kasap.
Cut me farther
– Beni daha uzağa kes
Than I’ve ever been
– Hiç olmadığım kadar




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın