Johnny, take a walk with your sister the moon
– Johnny, ay kardeşinle yürüyüşe çık.
Let her pale light in to fill up your room
– Odanızı doldurmak için soluk ışığına izin verin
You’ve been living underground, eating from a can
– Yeraltında yaşıyorsun, bir kutudan yemek yiyorsun
You’ve been running away, from what you don’t understand (Look)
– Kaçıyorsun, anlamadığın şeyden (bak)
She’s slippy, you’re sliding down
– O kaygan, sen aşağı kayıyorsun
She’ll be there, when you hit the ground
– Yere düştüğünde orada olacak.
It’s all right, it’s all right, it’s all right
– Sorun değil, sorun değil, sorun değil
She moves in mysterious ways
– Gizemli bir şekilde hareket ediyor
It’s all right, it’s all right, it’s all right
– Sorun değil, sorun değil, sorun değil
She moves in mysterious ways, oh
– Gizemli bir şekilde hareket ediyor, oh
Johnny, take a dive with your sister in the rain
– Johnny, kız kardeşinle yağmurda dalış yap.
Let her talk about the things you can’t explain
– Açıklayamayacağın şeyler hakkında konuşmasına izin ver
To touch is to heal, to hurt is to steal
– Dokunmak iyileşmek, incitmek çalmaktır
If you want to kiss the sky, better learn how to kneel
– Gökyüzünü öpmek istiyorsanız, diz çökmeyi öğrenmek daha iyidir
On your knees, boy
– Dizlerinin üstüne çök, evlat.
She’s the wave, she turns the tide
– O bir dalga, o bir dalga
She sees the man inside the child
– Çocuğun içindeki adamı görüyor.
It’s all right, it’s all right, it’s all right
– Sorun değil, sorun değil, sorun değil
She moves in mysterious ways, yeah
– Gizemli bir şekilde hareket ediyor, Evet
It’s all right, it’s all right, it’s all right
– Sorun değil, sorun değil, sorun değil
She moves in mysterious ways, yeah, oh, ah
– Gizemli bir şekilde hareket ediyor, Evet, oh, ah
It’s all right, it’s all right, it’s all right
– Sorun değil, sorun değil, sorun değil
Lift my days, light up my nights, oh
– Günlerimi Kaldır, gecelerimi aydınlat, oh
One day you’ll look back, and you’ll see
– Bir gün geriye bakacaksın ve göreceksin
Where you were held now by this love
– Şimdi bu aşk tarafından tutulduğun yer
While you could stand there
– Orada durabilirken
You could move on this moment
– Bu anı devam ettirebilirsin
Follow this feeling
– Bu duyguyu takip et
It’s all right, it’s all right, it’s all right
– Sorun değil, sorun değil, sorun değil
She moves in mysterious ways
– Gizemli bir şekilde hareket ediyor
It’s all right, it’s all right, it’s all right
– Sorun değil, sorun değil, sorun değil
She moves in mysterious ways, oh
– Gizemli bir şekilde hareket ediyor, oh
(It’s all right, it’s all right, it’s all right)
– (Tamam, tamam, tamam)
(She moves in mysterious ways)
– (Gizemli şekillerde hareket eder)
Move you, spirits move you (It’s all right, it’s all right, it’s all right)
– Hareket, ruhlar (Tamam)hareket, sorun değil, sorun değil
Move, spirits move you, oh, yeah (She moves in mysterious ways)
– Hareket et, ruhlar seni hareket ettiriyor, oh, evet (gizemli şekillerde hareket ediyor)
Does it move you, she moves with it (It’s all right, it’s all right, it’s all right)
– Sen hareket ediyor, onunla (Tamam)hareket ediyor, sorun değil, sorun değil
Lift my days, and light up my nights, oh
– Günlerimi Kaldır ve gecelerimi aydınlat, oh
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.