Ivory Madonna, dying in the dust
– Fildişi Madonna, toz içinde ölüyor
Waiting for the manna coming from the west
– Batıdan gelen kudret helvasını bekliyorum
Barren is her bosom, empty as her eyes
– Kısır onun koynunda, gözleri kadar boş
Death a certain harvest scattered from the skies
– Ölüm gökten dağılmış belli bir hasat
Skin and bones is creeping, doesn’t know he’s dead
– Deri ve kemikler sürünüyor, öldüğünü bilmiyor
Ancient eyes are peeping, from his infant head
– Eski gözler bebek kafasından gözetliyor
Politicians argue sharpening their knives
– Politikacılar bıçaklarını keskinleştirmeyi savunuyorlar
Drawing up their bargains, trading baby lives
– Pazarlıklarını hazırlamak, bebek hayatlarını ticaret yapmak
()
– ()
Ivory Madonna, dying in the dust
– Fildişi Madonna, toz içinde ölüyor
Waiting for the manna coming from the west
– Batıdan gelen kudret helvasını bekliyorum
Hear the bells are ringing, Christmas on it’s way
– Çanların çaldığını duy, Noel geliyor
Hear the angels singing, what is that they say?
– Meleklerin şarkı söylediğini duy, ne diyorlar?
Eat and drink rejoicing, joy is hear to stay
– Yemek ve sevinç içmek, sevinç kalmak duymak
Jesus son of Mary is born again today
– Meryem oğlu İsa bugün yeniden doğdu

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.