Living in darkness,
– Karanlıkta yaşamak,
Became a burden in daylight
– Gün ışığında bir yük oldu
Carrying the souls of the dead
– Ölülerin ruhlarını taşımak
And feeding them with life
– Ve onları hayatla beslemek
Stop wearing me out, I present you the gate
– Beni yıpratmayı bırak, sana kapıyı takdim ediyorum.
I’m passing you over and leave you with faith
– Seni teslim ediyorum ve seni imanla bırakıyorum.
You’re living a second life that don’t belong to you
– Sana ait olmayan ikinci bir hayat yaşıyorsun.
Step out of my body, I believe you like it too
– Vücudumdan çık, senin de hoşuna gittiğine inanıyorum.
Stop wearing me out, I present you the gate
– Beni yıpratmayı bırak, sana kapıyı takdim ediyorum.
I’m passing you over and leave you with faith
– Seni teslim ediyorum ve seni imanla bırakıyorum.
You’re now leaving
– Şimdi gidiyorsun
I couldn’t rule with you
– Seninle hükmedemezdim.
One minute to sing the shotgun blues
– Av tüfeği mavilerini söylemek için bir dakika
How you feeling?
– Nasıl hissediyorsun?
Do you love it too?
– Ben de onu seviyor musun?
One minute to sing the shotgun blues
– Av tüfeği mavilerini söylemek için bir dakika
32 years have gone, you’re now on the other side
– 32 yıl geçti, şimdi diğer taraftasın.
Leaving with good energy, a blessing in disguise
– İyi enerjiyle ayrılmak, kılık değiştirmiş bir nimet
Stop wearing me out, I present you the gate
– Beni yıpratmayı bırak, sana kapıyı takdim ediyorum.
I’m passing you over and leave you with faith
– Seni teslim ediyorum ve seni imanla bırakıyorum.
You’re now leaving
– Şimdi gidiyorsun
I couldn’t rule with you
– Seninle hükmedemezdim.
One minute to sing the shotgun blues
– Av tüfeği mavilerini söylemek için bir dakika
How you feeling?
– Nasıl hissediyorsun?
Do you love it too?
– Ben de onu seviyor musun?
One minute to sing the shotgun blues
– Av tüfeği mavilerini söylemek için bir dakika
You’re now leaving
– Şimdi gidiyorsun
I couldn’t rule with you
– Seninle hükmedemezdim.
One minute to sing the shotgun blues
– Av tüfeği mavilerini söylemek için bir dakika
How you feeling?
– Nasıl hissediyorsun?
Do you love it too?
– Ben de onu seviyor musun?
One minute to sing the shotgun blues
– Av tüfeği mavilerini söylemek için bir dakika
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.