What could make me die, what could make me live?
– Beni ne öldürebilir, ne yaşayabilir?
Keep me up all night, make me wanna sleep in?
– Beni bütün gece ayakta tutup, uyumak mı istiyorsun?
What could make me never wanna pick up a bottle again?
– Bir daha asla bir şişe almak istememe ne sebep olabilir?
Nothing but the love you give
– Verdiğin sevgiden başka bir şey yok
What could make me feel a like little child?
– Küçük bir çocuk gibi hissetmeme ne sebep olabilir?
Swear to God, it’s Heaven when I crack a joke and you crack a smile
– Yemin ederim, ben bir şakayı kırdığımda ve sen bir gülümsemeyi kırdığında cennettir
What could find me down so low, take me so high?
– Böylece düşük aşağı beni bulamayacağı bir şey, bu kadar yüksek beni alır?
Nothing but the love you give
– Verdiğin sevgiden başka bir şey yok
Nothing but the love
– Hiçbir şey ama aşk
Nothing but the love
– Hiçbir şey ama aşk
Nothing but the love
– Hiçbir şey ama aşk
Oh, no, no-no, nothing but the love you give
– Oh, hayır, hayır-hayır, verdiğin sevgiden başka bir şey değil
What could heal the pain of a broken heart?
– Kırık bir kalbin acısını ne iyileştirebilir?
What could pick the pieces up and frame ’em like a work of art?
– Ne parçaları toplayıp bir sanat eseri gibi çerçeveleyebilir ki?
What could take a tired soul and make it restart?
– Yorgun bir ruhu ne alabilir ve yeniden başlatabilir?
Nothing but the love you give
– Verdiğin sevgiden başka bir şey yok
Nothing but the love
– Hiçbir şey ama aşk
Nothing but the love
– Hiçbir şey ama aşk
Nothing but the love
– Hiçbir şey ama aşk
Oh, no, no-no, nothing but the love you give
– Oh, hayır, hayır-hayır, verdiğin sevgiden başka bir şey değil
What if I told you I could die in your arms right now
– Ya sana şu anda kollarında ölebileceğimi söyleseydim?
But no pressure, we could find some way, somehow
– Ama baskı yok, bir şekilde bir yol bulabiliriz
Hell, I know, people change, I guess all I’m really tryna say is
– Cehennem, biliyorum, insanlar değişiyor, sanırım gerçekten söylemeye çalıştığım tek şey
Would you stay here forever?
– Sonsuza kadar burada kalır mısın?
Nothing but the love
– Hiçbir şey ama aşk
Nothing but the love
– Hiçbir şey ama aşk
Nothing but the love
– Hiçbir şey ama aşk
Oh, no, no-no, nothing but the love you give
– Oh, hayır, hayır-hayır, verdiğin sevgiden başka bir şey değil
Your love
– Senin aşkın
Nothing but your love
– Hiçbir şey ama senin aşkın
Nothing but your love
– Hiçbir şey ama senin aşkın
Nothing but your love
– Hiçbir şey ama senin aşkın
There’s nothing better than your love
– Aşkından daha iyi bir şey yok
Nothing but your love
– Hiçbir şey ama senin aşkın
Nothing but your love (there’s nothing better than your love)
– Sevginizden başka bir şey yok (sevginizden daha iyi bir şey yok)
Nothing but your love
– Hiçbir şey ama senin aşkın
What could make me die, what could make me live?
– Beni ne öldürebilir, ne yaşayabilir?
Nothing but the love you give
– Verdiğin sevgiden başka bir şey yok
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.