Sąsiad się mnie pyta, czemu ciągle wiercę
– Bir komşu bana neden kıpır kıpır durduğumu soruyor
Bo ja robię drill, nie jakąś piosenkę
– Çünkü drill yapıyorum, bir şarkı değil
Odkładam sobie stack, cegła na cegle
– Kendime bir yığın koydum, tuğlaya tuğla koydum
Opadła jej kopara, bo zobaczyła pengę
– Penje’yi gördüğü için bir copara düştü
Mordo, wiertara, jakbym był Skrillexem
– Namlu, matkap, sanki ben bir Skrillekmişim gibi
Muza napierdala przez głośnik USB
– Muse USB hoparlörü çalıyor
Ziomal wali beton i pyta mnie czy jebnę
– Dostum betona vuruyor ve sikip sikmeyeceğimi soruyor
Ja wolę spawać, bo dla mnie to przyjemne
– Pişirmeyi tercih ederim çünkü bu benim için güzel
Mam brudne ręce od roboty, ciągle na tym ślęczę
– İşimden kirli ellerim var, her zaman bunun üzerinde çalışıyorum.
Cały dom się trzęsie tu od muzy, od soboty do soboty
– Bütün ev burada ilham perisinden, cumartesiden cumartesiye kadar titriyor
Kułem dopóki gorące, bym został platynowy
– Sıcakken topallarsam platin olurdum
Robiłem płytki w Opocznie, jak wszystkie moje ziomy
– Bütün arkadaşlarım gibi fayansları arka planda yaptım
Gdy zaoszczędzę pieniądze zbuduję cztery domy
– Para biriktirdiğimde dört ev inşa edeceğim.
Dla mamy, brata, dla siory, no i swój wymarzony
– Annem için, erkek kardeşim için, kız kardeşim için ve hayallerim için
Niosę hajs, wielkie wory
– Para taşıyorum, büyük çantalar taşıyorum
Mama, don’t worry, bo mam hajs wyłączony
– Anne, don’t worry, çünkü param kesildi
Sąsiad się mnie pyta, czemu ciągle wiercę
– Bir komşu bana neden kıpır kıpır durduğumu soruyor
Bo ja robię drill, niе jakąś piosenkę
– Çünkü drill yapıyorum, bir şarkı değil
Odkładam sobie stack, cegła na cеgle
– Kendime bir yığın koydum, tuğlaya tuğla koydum
Opadła jej kopara, bo zobaczyła pengę
– Penje’yi gördüğü için bir copara düştü
Mordo, wiertara, jakbym był Skrillexem
– Namlu, matkap, sanki ben bir Skrillekmişim gibi
Muza napierdala przez głośnik USB
– Muse USB hoparlörü çalıyor
Ziomal wali beton i pyta mnie czy jebnę
– Dostum betona vuruyor ve sikip sikmeyeceğimi soruyor
Ja wolę spawać, bo dla mnie to przyjemne
– Pişirmeyi tercih ederim çünkü bu benim için güzel
Jestem robotnikiem, rozstawiam pachołki tam, gdzie mają stać
– Ben bir işçiyim, direkleri durmaları gereken yere yerleştiriyorum.
I kieruję ruchem, stawiam wam drogowskaz
– Ve hareketi yönlendiriyorum, size bir işaretçi yerleştiriyorum
A jeśli nie ja, to kto ci da nad głową dach?
– Ben olmasaydım, sana kafanın üstünde bir çatı verecek olan kim olacak?
Zbudowałem coś z niczego, teraz zamek, kiedyś piach
– Hiçbir şeyden bir şey inşa ettim, şimdi bir kale, bir zamanlar kum vardı
Gdzie jest kierownik budowy? (gdzie?)
– İnşaat müdürü nerede? (nerede?)
Wszędzie mi stawiają schody (ej)
– Her yere merdiven koyuyorlar.
A mój but waży tyle, jakby był cementowy
– Ve ayakkabım o kadar ağırdır ki, sanki çimento gibi
Lecz powiedz, na chuj chcesz w nich chodzić? (czemu?)
– Ama söyle bana, ne bok yemeye onların içine girmek istiyorsun? (neden?)
Żeby Cię bolały stopy? (oh)
– Ayaklarının ağrıyabilmesi için mi? (oh)
Drillem wywiercę więcej siana, niż na polu ropy
– Petrol sahasından daha çok saman fırtınası yapıyorum
Sąsiad się mnie pyta, czemu ciągle wiercę
– Bir komşu bana neden kıpır kıpır durduğumu soruyor
Bo ja robię drill, nie jakąś piosenkę
– Çünkü drill yapıyorum, bir şarkı değil
Odkładam sobie stack, cegła na cegle
– Kendime bir yığın koydum, tuğlaya tuğla koydum
Opadła jej kopara, bo zobaczyła pengę
– Penje’yi gördüğü için bir copara düştü
Mordo, wiertara, jakbym był Skrillexem
– Namlu, matkap, sanki ben bir Skrillekmişim gibi
Muza napierdala przez głośnik USB
– Muse USB hoparlörü çalıyor
Ziomal wali beton i pyta mnie czy jebnę
– Dostum betona vuruyor ve sikip sikmeyeceğimi soruyor
Ja wolę spawać, bo dla mnie to przyjemne
– Pişirmeyi tercih ederim çünkü bu benim için güzel
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.