Take a seat right over there, sat on the stairs
– Şuraya otur, merdivenlere otur.
Stay or leave, the cabinets are bare and I’m unaware
– Kal ya da git, dolaplar çıplak ve ben farkında değilim
Of just how we got into this mess, got so aggressive
– Bu karmaşaya nasıl girdiğimizi, bu kadar saldırganlaştığımızı
I know we meant all good intentions
– Hepimizin iyi niyetli olduğunu biliyorum.
So pull me closer
– Bu yüzden beni yaklaştır
Why don’t you pull me close?
– Neden beni yaklaştırmıyorsun?
Why don’t you come on over?
– Neden buraya gelmiyorsun?
I can’t just let you go
– Öylece gitmene izin veremem.
Oh, baby, why don’t you just meet me in the middle?
– Bebeğim, neden benimle ortada buluşmuyorsun?
I’m losing my mind just a little
– Sadece biraz aklımı kaçırıyorum
So why don’t you just meet me in the middle?
– Öyleyse neden benimle ortada buluşmuyorsun?
In the middle
– Ortada
Baby, why don’t you just meet me in the middle?
– Bebeğim, neden benimle ortada buluşmuyorsun?
I’m losing my mind just a little
– Sadece biraz aklımı kaçırıyorum
So why don’t you just meet me in the middle?
– Öyleyse neden benimle ortada buluşmuyorsun?
In the middle
– Ortada
Oh, take a step back for a minute, into the kitchen
– Bir dakikalığına mutfağa geri dön.
Floors are wet and taps are still running, dishes are broken
– Zeminler ıslak ve musluklar hala çalışıyor, bulaşıklar kırıldı
How did we get into this mess? Got so aggressive
– Bu karmaşaya nasıl girdik? Çok agresif
I know we meant all good intentions
– Hepimizin iyi niyetli olduğunu biliyorum.
So pull me closer
– Bu yüzden beni yaklaştır
Why don’t you pull me close?
– Neden beni yaklaştırmıyorsun?
Why don’t you come on over?
– Neden buraya gelmiyorsun?
I can’t just let you go, oh
– Öylece gitmene izin veremem, oh
Oh, baby, why don’t you just meet me in the middle?
– Bebeğim, neden benimle ortada buluşmuyorsun?
I’m losing my mind just a little
– Sadece biraz aklımı kaçırıyorum
So why don’t you just meet me in the middle?
– Öyleyse neden benimle ortada buluşmuyorsun?
In the middle
– Ortada
Looking at you I can’t lie
– Sana bakarken yalan söyleyemem.
Just pouring out admission
– Sadece kabul döküyorum
Regardless of my objection, oh-oh
– İtirazım ne olursa olsun, oh-oh
And it’s not about my pride
– Ve bu gururumla ilgili değil.
I need you on my skin
– Sana tenimde ihtiyacım var.
Just come over, pull me in, just-
– Sadece gel, beni içeri çek, sadece-
Oh, baby, why don’t you just meet me in the middle?
– Bebeğim, neden benimle ortada buluşmuyorsun?
I’m losing my mind just a little
– Sadece biraz aklımı kaçırıyorum
So why don’t you just meet me in the middle?
– Öyleyse neden benimle ortada buluşmuyorsun?
In the middle, no, no
– Ortada, hayır, hayır
Baby, why don’t you just meet me in the middle? Oh, yeah
– Bebeğim, neden benimle ortada buluşmuyorsun? Oh, evet
I’m losing my mind just a little
– Sadece biraz aklımı kaçırıyorum
So why don’t you just meet me in the middle? Oh
– Öyleyse neden benimle ortada buluşmuyorsun? Ey
In the middle
– Ortada
Baby, why don’t you just meet me in the middle, baby?
– Bebeğim, neden benimle ortada buluşmuyorsun bebeğim?
I’m losing my mind just a little
– Sadece biraz aklımı kaçırıyorum
So why don’t you just meet me in the middle, middle?
– Öyleyse neden benimle ortada buluşmuyorsun, ortada?
In the middle, middle
– Orta, ortadaki
Zedd, Maren Morris & Grey – The Middle İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.