I’ve been picking myself off of the floor
– Kendimi yerden kaldırıyordum.
Every damn night I start a war
– Her lanet gece bir savaş başlatıyorum
I got all these problems on my mind
– Aklımda bütün bu sorunlar var.
I’ve been trying hard to survive
– Hayatta kalmak için uğraşıyorum
This world is cruel
– Bu dünya acımasız
You love then you lose
– Seversen kaybedersin
Until your heart stops
– Kalbin duruncaya kadar
All my life, all my life, all my life
– Hayatım boyunca, hayatım boyunca, hayatım boyunca
Yeah, I’ve been told
– Evet, söylendi
That’s how it, that’s how it goes, yeah
– İşte böyle, işte böyle gidiyor, evet
You gotta fight on your own
– Kendi başına savaşmalısın
Who needs enemies, friends like these
– Kimin düşmana, bu gibi dostlara ihtiyacı var
When I need them they don’t call
– Onlara ihtiyacım olduğunda aramazlar.
They all got their reasons, their demons, they don’t know
– Hepsinin sebepleri var, şeytanları, bilmiyorlar.
Devil by my side, trying to take my life
– Şeytan yanımda, hayatımı almaya çalışıyor
Social control
– Sosyal kontrol
But that’s how it goes (uh-uh, uh)
– Ama işler böyle yürüyor (uh-uh, uh)
That’s how it goes (uh-uh, uh)
– İşte böyle gidiyor (uh-uh, uh)
That’s how it goes (uh-uh, uh)
– İşte böyle gidiyor (uh-uh, uh)
That’s how it goes (uh-uh, uh) (yeah, yeah yeah)
– İşte böyle gidiyor (uh-uh, uh) (evet, evet evet)
Slip and fall, getting back up
– Kayma ve düşme, ayağa kalkma
Body feeling maxed up, taxed up
– Vücut duygu maxed kadar, vergi kadar
Came from the bottom now we up
– Aşağıdan geldik şimdi yukarı
I remember bottling it up
– Şişelediğimi hatırlıyorum.
Now I’m on the high
– Şimdi zirvedeyim.
I just take the hand I’m dealt
– Bana verilen eli alıyorum.
Made the best with it (made the best with it)
– Bununla best (en iyi) ile yapılan)yapılan
Trouble like a routine
– Bir rutin gibi sorun
I’ma stealth with it (I’ma stealth with it)
– Onunla gizliyim (onunla gizliyim)
I am not the one for counting out
– Sayacak kişi ben değilim.
If I hear ’em talking, drown ’em out
– Eğer konuştuklarını duyarsam, onları boğun.
Move through the pain like a pill
– Bir hap gibi acının içinden geç
My spirit’s something you can never kill
– Ruhum asla öldüremeyeceğin bir şey
All my life, all my life, all my life
– Hayatım boyunca, hayatım boyunca, hayatım boyunca
Yeah, I’ve been told (yeah, I’ve been told)
– Evet, bana söylendi (evet, bana söylendi)
That’s how it, that’s how it goes, yeah
– İşte böyle, işte böyle gidiyor, evet
You gotta fight on your own (fight on your own)
– Kendi başına savaşmalısın (kendi başına savaş)
Who needs enemies, friends like these
– Kimin düşmana, bu gibi dostlara ihtiyacı var
When I need them they don’t call
– Onlara ihtiyacım olduğunda aramazlar.
They all got their reasons,
– Hepsinin kendi sebepleri var.,
Their demons, they don’t know (they don’t know)
– Şeytanları, bilmiyorlar (bilmiyorlar)
Devil by my side, trying to take my life
– Şeytan yanımda, hayatımı almaya çalışıyor
Social control
– Sosyal kontrol
But that’s how it goes (uh-uh, uh)
– Ama işler böyle yürüyor (uh-uh, uh)
That’s how it goes (uh-uh, uh)
– İşte böyle gidiyor (uh-uh, uh)
That’s how it goes (uh-uh, uh)
– İşte böyle gidiyor (uh-uh, uh)
That’s how it goes (uh-uh, uh) (yeah)
– İşte böyle gidiyor (uh-uh, uh) (evet)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.