Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 27

ağzısulanmak * imrenmek.
ağzısüt kokmak * çok genç ve toy olmak.
ağzıteneke kaplı(olmak) * çok sıcak veya çok acışeyleri kolaylıkla içebilen veya yiyebilenler için şaka yollu söylenir.
ağzıtorba değil ki büzesin * herkesin dedikodu yapmasının önüne geçilemeyeceğini anlatır.
ağzıvar, dili yok * pek sessiz, kendi hâlinde.
* konuşmayan, derdini anlatamayan.
ağzıvarmamak * söylemeye, açıklamaya gönlü elvermemek.
ağzıyanmak * o şeyden büyük zarar görmek.
ağzına (veya diline) kira istemek * söylemesi beklenen şeyi söylemekte nazlıdavranmak.
ağzına (veya diline) sağlık * bir sözü yerinde söyleyen kişilere söylenir.
ağzına (veya önüne) bir kemik atmak * birini küçük bir çıkar göstererek susturmak.
ağzına abdestle almak * o kişiyi anarken çok saygılıdavranmak.
ağzına almak * söylemek.
ağzına almamak * adınıağzına almamak.
ağzına almamak * söz konusu etmemek, anmamak, söylememek.
ağzına atmak * yemek için ağza koymak.
ağzına bakakalmak * sözlerine hayran olmak.
ağzına baktırmak * kendini zevk ile dinletmek.
ağzına bir parmak bal çalmak * birini tatlısözlerle veya çeşitli hediyelerle bir süre için kandırmak, oyalamak.
ağzına bir şey (veya bir çöp) koymamak * hiçbir şey yememek.
ağzına bir zeytin verir, altına (veya ardına) tulum tutar.
* yaptığıküçük iyiliklere karşılık büyük çıkar bekler.
ağzına burnuna bulaştırmak * bir işi beceremeyip berbat etmek, bozmak.
ağzına düşmek * çok yaygın olarak bilinip konuşulmak.
ağzına etmek * haddini bildirmek.
ağzına geldiği gibi * önünü sonunu düşünmeden.
ağzına geleni söylemek * nezaket dışına çıkarak ağır ve kırıcısözler söylemek.
* çok ve düşüncesizce konuşmak.
ağzına gem vurmak * susturmak, söyletmemek.
ağzına kadar * boşyeri kalmayacak biçimde.
ağzına kilit takmak (veya vurmak) * susturmak.
ağzına koymamak * yememek veya içmemek.
ağzına lâyık * bir yiyeceğin tadıanlatılırken “sen de yesen, beğenirsin” anlamı ile söylenir.
ağzına sakız olmak * dedikodusuna konu olmak.
ağzına sürmemek * bir şeyden hiç yememek.
ağzına taşalmış * söze karışmayıp susanlar için kullanılır.
ağzına tıkamak * susturmak, fazla konuşmasına engel olmak.
ağzına tükürmek * birini küçültmek üzere küfür olarak kullanılan uygunsuz sözler sarf etmek.
* birine benzemek.
ağzına verilmesini beklemek (veya istemek) * çalışmayıp, işlerinin başkalarıtarafından yapılmasını beklemek.
ağzına vur, lokmasınıal * yumuşak huylu kimseye her istenileni kolaylıkla yaptırabilme anlamında bir atasözüdür.
ağzına yakışmamak * söylemesi ayıp kaçmak, uygun düşmemek, yakışık almamak.
ağzında bakla ıslanmamak * hiç sır saklamamak.
ağzında bırakmak * Bkz. lâf ağzında kalmak.
ağzında büyümek * sevmediğinden veya içi almadığından yutamamak.
ağzında gevelemek * açıkça söylememek.
ağzında yaşkalmamak * bir düşüncesini bir kimseye birçok kez söylemişolmak.
ağzından * birisinden dinleyerek.
* adına.
ağzından baklayıçıkarmak * Bkz. baklayıağzından çıkarmak.
ağzından bal akmak * çok tatlıkonuşmak.
ağzından çıkanı(veya çıkan sözü) kulağıduymamak (işitmemek) * sözlerini tartmadan söylemek.
ağzından çıkmak * bir sözü istemeden, farkına varmadan söylemek,söylemiş bulunmak.
ağzından çıt çıkmamak * hiçbir şey söylememek.
ağzından dirhemle çıkmak * çok az konuşmak.
ağzından dökülmek * açıkça söylemekten çekindiği şey, konuşmasından belli olmak.

Bir yanıt yazın