Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 16

balyoz * Taşlarıkırmak, kazık çakmak gibi işlerde kullanılan, çok iri ve ağır çekiç, varyos.
balyoz gibi * çok ağır, ezici (kol veya yumruk).
balyozlama * Balyozlamak işi.
balyozlamak * Balyozla vurmak, balyozla dövmek.
balyozlanma * Balyozlanmak işi veya durumu.
balyozlanmak * Balyoz ile dövülmek.
bam teli * Bazısazlarda kalın ses veren tel veya kiriş.
* Sakalın, alt dudağın hemen altındaki bölümü.
bam teline basmak (veya dokunmak) * en çok kızacağışeyi yapmak veya sözü söylemek.
bambaşka * Büsbütün başka, apayrı, değişik, farklı.
bambaşkalık * Bambaşka olma durumu.
bambu * Buğdaygillerden, sıcak ülkelerde yetişen, boyu 25 m kadar olabilen, mobilya, merdiven, baston gibi birçok
eşyanın yapımında kullanılan bir tür kamış, Hint kamışı, hezaren (Bambusa vulgaris).
* Bu kamıştan yapılmışolan.
bambul * Kurtçuk evresinde ekinlerin kökünü, ergin evrede başaklarıkemiren, kahverengi, kın kanatlı böcek
(Anisoplia austriaca).
bambul otu * Sıcak ve ılıman bölgelerde yetişen otsu veya çalıtürü bir bitki (Heliotropium).
bamya * Ebegümecigillerden bir bitki (Hibiscus esculentus).
* Bu bitkinin hem taze, hem kurutularak yenilen ürünü.
bamya tarlası * Mezarlık.
ban * Osmanlıİmparatorluğu döneminde Macaristan ve Hırvatistan’da sancak beylerine ve küçük prenslere
verilen unvan.
ban ağacı * Asya’nın tropik bölgelerinde ve Afrika’nın kuzeyinde yetişen, yapraklarıtelek damarlı, çiçekleri salkım
durumunda, meyvesinden kokusuz bir yağelde edilen ağaç (Moringa oleifera).
* Sepetçi söğüdü, sorgun.
ban otu * Asya, Kuzey Afrika ve Avrupa’nın sıcak bölgelerinde yetişen zehirli ve otsu bir bitki (Hyoscyamus).
ban yağı * Hint yağı.
bana * Ben zamirinin yönelme hâli ekli biçimi.
bana bak! * “beni dinle” anlamında teklifsiz bir seslenme ve gözdağısözü.
bana da … demesinler * bir işin kesinlikle yapılacağını belirtmek için söylenir.
bana dokunmayan (veya beni sokmayan) yılan bin yaşasın * birçok kimseler, kendilerine kötülüğü dokunmayan kişiye dokunmak istemezler.
bana mısın dememek * hiçbir şey etkili olmamak, aldırışetmemek.
banak * Ekmek parçası, lokma.
banal * Herkesin kullandığı, herkesin anladığı.
* Bayağı, sıradan.
banallik * Banal olma durumu.
banço * Amerika zencilerinin çaldığı gitar biçiminde, madenî gövdesi olan beşveya daha çok teli olan bir müzik
aleti.
bançolaşma * Bançolaşmak durumu.
bançolaşmak * Banço durumuna gelmek.
banda almak * bir sesi, ses cihazı ile bant üzerine kaydetmek.
bandaj * Sargı ile sarma.
* Bağ, sargı.
bandajlama * Bandajlamak işi.
bandajlamak * Sargı ile sarmak.
bandajlatma * Bandajlatmak işi.
bandajlatmak * Sargı ile sardırmak, bandaj yaptırmak.
bandıra * Geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak.
* Yabancıdevlet bayrağı.
bandıralı * Bandırası olan.
bandırma * Bandırmak işi.
* İpe dizilmiş ceviz, badem ve benzerlerinin, nişasta ile kaynatılmışüzüm suyuna veya başka bir tatlıya
batırılmasıyla yapılan sucuk.
* Kurutulacak üzümün güneşe serilmeden önce içine batırıldığıpotaslısuyun konulduğu kap.
bandırmak * Banmak.
* Çabuk kurumasıve renginin parlak sarı olması için üzüm salkımlarınıveya inciri küllü veya potaslıılık suya
daldırıp çıkarmak.
bando * Türlü üfleme ve vurgulu çalgılardan oluşan ve daha çok geçit törenlerinde kullanılan mızıkacılar topluluğu
veya takımı, mızıka.
bandocu * Bandoda görevi olan kimse, mızıkacı.
bandoculuk * Bandocu olma işi veya durumu.
bandrol * Paket veya şişelerin ağızlarına konulan şerit veya etiket.
* Devletçe verginin kesildiğini gösteren etiket.
* Bayrak direğinin tepesine süs olarak konulan uzun, kumaşşerit.
bandrollü * Bandrolü bulunan.
bangır bangır * Yüksek sesle, gürültüyle.
bangır bangır ağlamak * yüksek sesle, hıçrıkarak ağlamak.
bangır bangır bağırmak * yüksek sesle, avazıçıktığıkadar bağırmak.
bangırdama * Bangırdamak işi.
bangırdamak * Öfkelenerek yüksek sesle bağırıp çağırmak, bangır bangır bağırmak.

Bir yanıt yazın