başyazar | * Bir gazete veya derginin başyazılarınıyazan kimse, başmuharrir, sermuharrir. |
başyazarlık | * Başyazar olma durumu. * Başyazarın görevi. |
başyazı | * Gazete ve dergilerde ilk sütuna veya birinci sayfaya konulan önemli yazı, başmakale. |
başyazman | * Bir dairedeki yazmanların başı, başkâtip. |
başyazmanlık | * Başyazman olma durumu, başkâtiplik. * Başyazmanın görevi veya makamı. |
başyemek | * Geleneksel Türk mutfağında çorbadan sonra gelen en önemli yemek. |
başyıldız | * Çift yıldızlarda büyük olan yıldız. |
başyönetmen | * Bir filmde veya tiyatro oyununda en üst düzeyde yönetmenlik yapan kimse, başrejisör. |
başyönetmenlik | * Başyönetmenin işi veya mesleği. |
başyukarı | * Bir yer altıkuyusunun üst kısmına geçmeyi sağlayan geçit. |
bat | * Kurşun boruların ağzınıaçmakta kullanılan, şimşirden yapılmış, ucu sivri bir çeşit takoz. |
bata çıka | * Güçlükle zorlukla. |
batağa saplanmak | * içinden çıkılması güç bir durumda olmak. |
batak | * Üzerine basınca çöken çamurlaşmıştoprak. * Hayır gelmez, yarar sağlamaz, batmış. * Kötü durum, içinden çıkılmaz iş. |
batak çulluğu | * Çullukgillerden, bataklıklarda yaşayan, rengi kahverengiye çalan siyah, 30 cm uzunluğunda bir çulluk türü (Gallinago gallinago). |
batakçı | * Borcunu ödememeyi alışkanlık hâline getirmişolan (kimse). * Eline geçen parayı batıran. |
batakçıl | * Bataklıklarıseven, bataklıklarda yaşayan (bitki, hayvan). |
batakçılık | * Batakçı olma durumu. |
batakhane | * Gidenlerin dolandırıldığıveya kötü bir durumda bırakıldığıyer. * İşlerin zamanında ve gereğince yapılmadığıyer. |
bataklı | * Bataklığı olan (yer). |
bataklık | * Çok derin olmayan sularla örtülü batak bölge. * Uygunsuz ve kötü, ahlâk dışıdurum. |
bataklık ardıcı | * Bataklık ve sık bitki örtülü yerlerde yaşayan küçük ve ötücü kuş(Acrocephahus palustris). |
bataklık baykuşu | * Baykuşgiller familyasından, sırt tüyleri pas rengi olan, bataklıklarda yaşayan bir kuştürü, ishak kuşu (Asio flammeus). |
bataklık gazı | * Metan. |
bataklık keteni | * Papirüs familyasından, bataklıklarda yetişen bir bitki, pamuk otu (Eriophorum). |
bataklık kırlangıcı | * Kısa gagalı, uzun kanatlı, uçarken deniz kırlangıcınıandıran bir tür kuş(Glareda). |
bataklık kuşları | * Omurgalıhayvanlardan hem tavuksulardan, hem yağmur kuşlarını içine alan kuşlar sınıfı. |
bataklık nergisi | * Avrupa ve Kuzey Amerika’da güneşli su kıyılarında yetişen çok yıllık bir bitki (Caltha palustris). |
batar | * Zatürree. |
batarya | * En küçük topçu birliği. * Savaşgemilerinde borda toplarıve bunların bulunduğu güverte parçası. * Birkaç aygıtın bir araya getirilerek belirli biçimde eklenmesinden oluşan takım. |
batarya ateşi | * Bir bataryada bulunan topların hep birden ateşdüzenine geçmesi. |
batarya kutusu | * Bataryanın bütün olarak taşınmasınısağlayan sandık. |
bataryalı | * Batarya ile güçlendirilmişveya desteklenmiş. * Batarya ile çalışan (radyo, telefon vb.). |
bateri | * Orkestrada vurma çalgılar takımı, davul. |
baterist | * Bateri çalan kimse, davulcu. |
batı | * Yeryüzündeki başlıca dört yönden güneşin battığıyön, gün indi, garp. * Bu yönde olan, bu yönle ilgili, garbî. * Bulunulan yere göre güneşin battığıyönde olan bölge, garp. * (siyasî anlamda) Avrupa ve Kuzey Amerika. * Güneşin 22 Martta ve 23 Eylülde battığınokta. |
batı bloku | * BatıAvrupa ülkeleri ile Kuzey Amerika ülkelerinin oluşturduğu blok. |
BatıTürkçesi | * Hazar Denizinin batısındaki Türk dünyasında XIII. yüzyıldan beri kullanılan ve Oğuzcaya dayanan Türk dili. |
batıcı | * Batıyanlısı olan kimse, garpçı. |
batıcılık | * Batıyanlısı olma durumu, garpçılık. |
batık | * (gemi için) Batmış. |
batıl | * Doğru ve haklı olmayan. * Çürük, temelsiz. |
batıl inanç | * Doğa üstü olaylara, gizli ve akıl dışı güçlere, kehanetlere aşırıderecede bağlı boşinanç, batıl itikat. |
batıl itikat | * Boşinanç. |
batılı | * Batıülkeleri veya batı bölgesi halkından olan (kimse), garplı. * Batıuygarlığını benimsemiş bulunan (kimse). |
batılılaşma | * Batılılaşmak işi, garplılaşma. |
batılılaşmak | * Özellikle Avrupa ülkelerinin düşüncede, çalışmada, görüşve anlayışta izledikleri temel ilkeleri benimsemiş olmak, garplılaşmak. |
batılılaştırma | * Batılılaştırmak işi, garplılaştırma. |
batılılaştırmak | * Batılılaşmasını sağlamak, garplılaştırmak. |
batılılık | * Batılı olma durumu. * Batıuygarlığını benimseme, garplılık. |
Kategoriler