Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 33

başyazar * Bir gazete veya derginin başyazılarınıyazan kimse, başmuharrir, sermuharrir.
başyazarlık * Başyazar olma durumu.
* Başyazarın görevi.
başyazı * Gazete ve dergilerde ilk sütuna veya birinci sayfaya konulan önemli yazı, başmakale.
başyazman * Bir dairedeki yazmanların başı, başkâtip.
başyazmanlık * Başyazman olma durumu, başkâtiplik.
* Başyazmanın görevi veya makamı.
başyemek * Geleneksel Türk mutfağında çorbadan sonra gelen en önemli yemek.
başyıldız * Çift yıldızlarda büyük olan yıldız.
başyönetmen * Bir filmde veya tiyatro oyununda en üst düzeyde yönetmenlik yapan kimse, başrejisör.
başyönetmenlik * Başyönetmenin işi veya mesleği.
başyukarı * Bir yer altıkuyusunun üst kısmına geçmeyi sağlayan geçit.
bat * Kurşun boruların ağzınıaçmakta kullanılan, şimşirden yapılmış, ucu sivri bir çeşit takoz.
bata çıka * Güçlükle zorlukla.
batağa saplanmak * içinden çıkılması güç bir durumda olmak.
batak * Üzerine basınca çöken çamurlaşmıştoprak.
* Hayır gelmez, yarar sağlamaz, batmış.
* Kötü durum, içinden çıkılmaz iş.
batak çulluğu * Çullukgillerden, bataklıklarda yaşayan, rengi kahverengiye çalan siyah, 30 cm uzunluğunda bir çulluk türü
(Gallinago gallinago).
batakçı * Borcunu ödememeyi alışkanlık hâline getirmişolan (kimse).
* Eline geçen parayı batıran.
batakçıl * Bataklıklarıseven, bataklıklarda yaşayan (bitki, hayvan).
batakçılık * Batakçı olma durumu.
batakhane * Gidenlerin dolandırıldığıveya kötü bir durumda bırakıldığıyer.
* İşlerin zamanında ve gereğince yapılmadığıyer.
bataklı * Bataklığı olan (yer).
bataklık * Çok derin olmayan sularla örtülü batak bölge.
* Uygunsuz ve kötü, ahlâk dışıdurum.
bataklık ardıcı * Bataklık ve sık bitki örtülü yerlerde yaşayan küçük ve ötücü kuş(Acrocephahus palustris).
bataklık baykuşu * Baykuşgiller familyasından, sırt tüyleri pas rengi olan, bataklıklarda yaşayan bir kuştürü, ishak kuşu (Asio
flammeus).
bataklık gazı * Metan.
bataklık keteni * Papirüs familyasından, bataklıklarda yetişen bir bitki, pamuk otu (Eriophorum).
bataklık kırlangıcı * Kısa gagalı, uzun kanatlı, uçarken deniz kırlangıcınıandıran bir tür kuş(Glareda).
bataklık kuşları * Omurgalıhayvanlardan hem tavuksulardan, hem yağmur kuşlarını içine alan kuşlar sınıfı.
bataklık nergisi * Avrupa ve Kuzey Amerika’da güneşli su kıyılarında yetişen çok yıllık bir bitki (Caltha palustris).
batar * Zatürree.
batarya * En küçük topçu birliği.
* Savaşgemilerinde borda toplarıve bunların bulunduğu güverte parçası.
* Birkaç aygıtın bir araya getirilerek belirli biçimde eklenmesinden oluşan takım.
batarya ateşi * Bir bataryada bulunan topların hep birden ateşdüzenine geçmesi.
batarya kutusu * Bataryanın bütün olarak taşınmasınısağlayan sandık.
bataryalı * Batarya ile güçlendirilmişveya desteklenmiş.
* Batarya ile çalışan (radyo, telefon vb.).
bateri * Orkestrada vurma çalgılar takımı, davul.
baterist * Bateri çalan kimse, davulcu.
batı * Yeryüzündeki başlıca dört yönden güneşin battığıyön, gün indi, garp.
* Bu yönde olan, bu yönle ilgili, garbî.
* Bulunulan yere göre güneşin battığıyönde olan bölge, garp.
* (siyasî anlamda) Avrupa ve Kuzey Amerika.
* Güneşin 22 Martta ve 23 Eylülde battığınokta.
batı bloku * BatıAvrupa ülkeleri ile Kuzey Amerika ülkelerinin oluşturduğu blok.
BatıTürkçesi * Hazar Denizinin batısındaki Türk dünyasında XIII. yüzyıldan beri kullanılan ve Oğuzcaya dayanan Türk
dili.
batıcı * Batıyanlısı olan kimse, garpçı.
batıcılık * Batıyanlısı olma durumu, garpçılık.
batık * (gemi için) Batmış.
batıl * Doğru ve haklı olmayan.
* Çürük, temelsiz.
batıl inanç * Doğa üstü olaylara, gizli ve akıl dışı güçlere, kehanetlere aşırıderecede bağlı boşinanç, batıl itikat.
batıl itikat * Boşinanç.
batılı * Batıülkeleri veya batı bölgesi halkından olan (kimse), garplı.
* Batıuygarlığını benimsemiş bulunan (kimse).
batılılaşma * Batılılaşmak işi, garplılaşma.
batılılaşmak * Özellikle Avrupa ülkelerinin düşüncede, çalışmada, görüşve anlayışta izledikleri temel ilkeleri benimsemiş
olmak, garplılaşmak.
batılılaştırma * Batılılaştırmak işi, garplılaştırma.
batılılaştırmak * Batılılaşmasını sağlamak, garplılaştırmak.
batılılık * Batılı olma durumu.
* Batıuygarlığını benimseme, garplılık.

Bir yanıt yazın