Kategoriler
C SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük C Sayfa 16

ceza görmek * kendisine ceza verilmek, cezalandırılmak.
ceza hukuku * Suç kapsamı içine giren eylemler ile bunlara uygulanacak cezaları inceleyen hukuk dalı.
ceza kesmek * (görevli) para cezasıyazmak.
ceza reisi * Ağır ceza mahkemesi başkanı.
ceza sahası * Bkz. ceza alanı.
ceza vermek * cezalandırmak.
* para cezasıödemek.
ceza vuruşu * Özellikle futbolda, bir oyuncunun oyun alanında yanlışdavranışınıcezalandırmak için, karşıtarafın
yapmaya hak kazandığıserbest vuruş.
ceza yazmak * Bkz. ceza kesmek.
ceza yemek * cezalandırılmak.
cezaî * Ceza ile ilgili, cezaya ilişkin, cezaya dayanan.
cezalandırılma * Cezalandırılmak işi.
cezalandırılmak * Cezaya çarptırılmak, ceza verilmek, tecziye edilmek.
cezalandırma * Cezalandırmak işi.
cezalandırmak * Bir kimseye veya varlığa ceza vermek.
cezalanma * Cezalanmak işi.
cezalanmak * Cezaya çarpılmak.
cezalı * Cezalandırılmış(kimse).
cezasını bulmak * hak ettiği kötü sona uğramak.
cezasını çekmek * yaptığı bir kusur veya tedbirsizliğin zararına uğramak.
* hükmedilen cezayı bitirmek.
cezasız * Cezaya çarptırılmamış, cezalandırılmamış.
cezaya çarptırmak * cezalandırmak.
Cezayir menekşesi * Zakkumgillerden, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kendine özgü mavi, açık mor renkli çiçekleri ve
ortasıçukur taç yaprakları olan bir bitki (Vinca).
Cezayirli * Cezayir halkından olan (kimse).
cezbe * Bir duygu veya bir inanışın etkisiyle aşırıölçüde coşup kendinden geçme durumu.
cezbelenme * Cezbelenmek durumu.
cezbelenmek * Cezbeye tutulmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek.
cezbeli * Cezbesi olan.
cezbesiz * Cezbesi olmayan.
cezbetme * Cezbetmek durumu.
cezbetmek * Kendine çekmek, bağlamak.
cezbeye tutulmak (veya kapılmak) * bir duygu veya bir inanışın etkisiyle aşırıölçüde coşup kendinden geçmek.
cezerye * Ezilmişhavuç içine fındık, şeker vb. eklenerek yapılan bir tatlıtürü.
cezir * Kök.
* Alçalma.
cezire * (denizde) Ada.
cezp * Kendine çekme.
* Etkileyerek kendine bağlama.
cezrî * Köklü, kökten, temelden, radikal.
cezve * Kahve pişirmeye yarayan, saplı, silindire benzer küçük kap.
cezve sürmek * kahveyi pişirmek için cezveyi ateşe doğru itmek.
Cf * Kaliforniyum’un kısaltması.
CGS * Santim, gram, saniye kelimelerinin kısaltılmasından oluşan uluslar arasıfizik birimleri sistemi.
charter * Bkz. çartır.
check up * Bkz. çekap.
-cı/ -ci, -cu / -cü * İsimden isim ve sıfat türeten ek: kapı-cı, köfte-ci, su-cu, türkü-cü, balık-çı, simit-çi, yoğurt-çu, kürk-çü vb.
cı bıl * Çıplak.
* Yoksul, parasız, geçim darlığıçeken.
cıcığıçıkmak (veya cıcığınıçıkartmak) * çok yorulmak, hırpalanmak.
cıcık * Güzel.
* Süs.
* Derisi soyulmuşet.
* İç organlar.
cıda * Mızrak.
cıdağı * Atın iki omzunun arası.
* Derin, işleyen yara, büyük çı ban.
cıdak * Mızrak.
cı gara * Bkz. sigara.

Bir yanıt yazın