Kategoriler
Ç SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük Ç Sayfa 19

çekememezlik * Çekememe durumu veya çekememekten, kıskançlıktan doğan davranış.
çekemez * Kıskanç.
çekemezlik * Bkz. çekememezlik.
çeker * Bir tartma aletinin kaldırabildiği ağırlık miktarı.
* Çekici araç.
çeki * Tartı.
* İki yüz elli kiloya eşit olan, odun, kireç gibi ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan bir ağırlık ölçüsü.
* Kadınların başlarına bağladıklarıörtü.
* Bkz. çeki düzen.
* Üzüntü, sıkıntı.
çeki düzen * Düzenlilik, özen, itina, intizam, ihtimam.
çeki düzen vermek * düzgün duruma getirmek, düzeltmek, düzenlemek.
çeki taşı gibi * ağır ve kımıldamaz.
çekici * Çekme işini yapan.
* Kendisi için eğilim uyandıran, alımlı, cazibeli, cazip.
* Kurtarma aracı.
çekicilik * Çekici olma durumu, cazibe.
* Çekme gücü.
çekiç * Çivi çakmak, madenleri dövmek gibi işlerde kullanılan ve bir sapla dövecek bir maden bölümden yapılmış
araç.
* Yaklaşık 1.20 m uzunluğundaki madenî tele bağlıve ağırlığı7.257 kg olan gülle.
çekiç atma * Çekicin en uzağa atılmasıtemeline dayanan atletizm dalı.
çekiç kemiği * Orta kulaktaki dört küçük kemikten biri.
çekiç makinesi * Ayakkabı imalâtında taban köşelerinin burun kısımlarını incelten ve köseleleri döverek düzelten bir
makine.
çekiçhane * Demir fabrikalarında makine ile çalışan çok ağır çekiçlerin bulunduğu yer.
çekiçleme * Çekiçlemek işi.
çekiçlemek * Çekiçle dövmek.
çekik * Yanlara doğru çekilerek gerilmişgibi olan.
* İçeriye doğru kaçmış, batık.
çekikçe * Çekiğe yakın, biraz çekik.
çekiliş * Çekilme işi.
çekilme * Çekilme işi.
* Bir görevden, bir işten kendi isteği ile ayrılma, istifa.
* Yerin yükselmesiyle bu yeri örten deniz sularının gerilemesi, basma karşıtı.
* Savaşta, bir ordunun veya bir birliğin düşmandan ayrılmak için yaptığıdavranış, ricat.
* Bir boksörün veya güreşçinin herhangi bir sebeple karşılaşmayı bırakması.
çekilmek * Çekme işi yapılmak.
* Kendini geriye veya bir yana çekmek.
* Bir işten bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek.
* Azalmak veya yok olmak.
* Bir yere, bir duruma geçmek.
* Bir yerden uzaklaşmak, bir yere uğramamak.
* Gerilemek, geri gitmek, ricat etmek.
* Katılmamak, vazgeçmek.
* Katlanmak, üstlenmek, tahammül etmek.
çekim * Çekmek işi.
* Herhangi bir cismin, başka bir cismi kendine doğru çekme gücü, cazibe.
* Fiillerin çeşitli zaman, kişi ve kiplere, isimlerin de isim hallerine göre uğradıklarıdeğişiklikler, tasrif.
* Alıcının sürekli olarak bir kez çalıştırılmasıyla elde edilen film parçası, plân.
çekim ekleri * Fiil, isim kök veya gövdelerine gelerek bağlı olduklarıkelime gruplarına göre kelimeler arasında durum
(hâl) iyelik, çokluk, zaman, şahıs ilişkisi kuran birimler: ev-e, ev-im, ev-ler, gel-di, gel-di-m, gel-di-ler gibi.
çekimci * Yapımcı.
* Kameraman.
çekimleme * Çekimlemek işi.
çekimlemek * (bir cismi) Genel çekim yasasına göre başka bir cismi çekmek.
çekimli * Çekimi olan.
* Çekim ekleri alabilen.
çekimli fiil * Kip zaman ve kişi eklerini almışfiil.
çekimölçer * Çekim kuvvetlerini ölçmeye yarayan araç.
* Yer yer değişen yer çekiminin tam ve gerçek değerini dikey olarak belirlemeye yarayan araç, gravimetre.
çekimsenme * Çekimsenmek işi.
çekimsenmek * Bir şeyi yapmaktan geri durmak, kaçınmak, el çekmek, istinkâf etmek.
çekimser * Oy vermekten, eğilim göstermekten veya bir şey yapmaktan kaçınan, müstenkif.
çekimserlik * Çekimser davranma durumu.
çekimsiz * Çekimi olmayan.
* Cins, sayı, kişi belirtmeden bütün durumlarda değişmeyen kelimeler.
çekimsizlik * Çekimsiz olma durumu.
çekince * Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek çekinmeyi gerektiren sebep veya durum, rezerv, ihtiraz.
çekince koymak * çekindiğini, sakındığını belirtmek.
çekine çekine * Çekinerek.
çekingen * Her şeyden çekinme huyu olan, ürkek, sıkılgan, muhteriz.
çekingen davranmak * ürkekçe davranışlarda bulunmak.
çekingence * Çekingene yakışır (biçimde), ürkekçe.
çekingenleşme * Çekingenleşmek işi.
çekingenleşmek * Çekingen duruma gelmek.
çekingenlik * Çekingen olma durumu.
çekinik * Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan soya çekim nitelikleri için
kullanılır, resesif.
çekinilme * Çekinilmek işi.
çekinilmek * Çekinmek işine konu olmak.
çekiniş * Çekinmek işi veya biçimi.
çekinme * Çekinmek işi.

Bir yanıt yazın