çekememezlik | * Çekememe durumu veya çekememekten, kıskançlıktan doğan davranış. |
çekemez | * Kıskanç. |
çekemezlik | * Bkz. çekememezlik. |
çeker | * Bir tartma aletinin kaldırabildiği ağırlık miktarı. * Çekici araç. |
çeki | * Tartı. * İki yüz elli kiloya eşit olan, odun, kireç gibi ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan bir ağırlık ölçüsü. * Kadınların başlarına bağladıklarıörtü. * Bkz. çeki düzen. * Üzüntü, sıkıntı. |
çeki düzen | * Düzenlilik, özen, itina, intizam, ihtimam. |
çeki düzen vermek | * düzgün duruma getirmek, düzeltmek, düzenlemek. |
çeki taşı gibi | * ağır ve kımıldamaz. |
çekici | * Çekme işini yapan. * Kendisi için eğilim uyandıran, alımlı, cazibeli, cazip. * Kurtarma aracı. |
çekicilik | * Çekici olma durumu, cazibe. * Çekme gücü. |
çekiç | * Çivi çakmak, madenleri dövmek gibi işlerde kullanılan ve bir sapla dövecek bir maden bölümden yapılmış araç. * Yaklaşık 1.20 m uzunluğundaki madenî tele bağlıve ağırlığı7.257 kg olan gülle. |
çekiç atma | * Çekicin en uzağa atılmasıtemeline dayanan atletizm dalı. |
çekiç kemiği | * Orta kulaktaki dört küçük kemikten biri. |
çekiç makinesi | * Ayakkabı imalâtında taban köşelerinin burun kısımlarını incelten ve köseleleri döverek düzelten bir makine. |
çekiçhane | * Demir fabrikalarında makine ile çalışan çok ağır çekiçlerin bulunduğu yer. |
çekiçleme | * Çekiçlemek işi. |
çekiçlemek | * Çekiçle dövmek. |
çekik | * Yanlara doğru çekilerek gerilmişgibi olan. * İçeriye doğru kaçmış, batık. |
çekikçe | * Çekiğe yakın, biraz çekik. |
çekiliş | * Çekilme işi. |
çekilme | * Çekilme işi. * Bir görevden, bir işten kendi isteği ile ayrılma, istifa. * Yerin yükselmesiyle bu yeri örten deniz sularının gerilemesi, basma karşıtı. * Savaşta, bir ordunun veya bir birliğin düşmandan ayrılmak için yaptığıdavranış, ricat. * Bir boksörün veya güreşçinin herhangi bir sebeple karşılaşmayı bırakması. |
çekilmek | * Çekme işi yapılmak. * Kendini geriye veya bir yana çekmek. * Bir işten bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek. * Azalmak veya yok olmak. * Bir yere, bir duruma geçmek. * Bir yerden uzaklaşmak, bir yere uğramamak. * Gerilemek, geri gitmek, ricat etmek. * Katılmamak, vazgeçmek. * Katlanmak, üstlenmek, tahammül etmek. |
çekim | * Çekmek işi. * Herhangi bir cismin, başka bir cismi kendine doğru çekme gücü, cazibe. * Fiillerin çeşitli zaman, kişi ve kiplere, isimlerin de isim hallerine göre uğradıklarıdeğişiklikler, tasrif. * Alıcının sürekli olarak bir kez çalıştırılmasıyla elde edilen film parçası, plân. |
çekim ekleri | * Fiil, isim kök veya gövdelerine gelerek bağlı olduklarıkelime gruplarına göre kelimeler arasında durum (hâl) iyelik, çokluk, zaman, şahıs ilişkisi kuran birimler: ev-e, ev-im, ev-ler, gel-di, gel-di-m, gel-di-ler gibi. |
çekimci | * Yapımcı. * Kameraman. |
çekimleme | * Çekimlemek işi. |
çekimlemek | * (bir cismi) Genel çekim yasasına göre başka bir cismi çekmek. |
çekimli | * Çekimi olan. * Çekim ekleri alabilen. |
çekimli fiil | * Kip zaman ve kişi eklerini almışfiil. |
çekimölçer | * Çekim kuvvetlerini ölçmeye yarayan araç. * Yer yer değişen yer çekiminin tam ve gerçek değerini dikey olarak belirlemeye yarayan araç, gravimetre. |
çekimsenme | * Çekimsenmek işi. |
çekimsenmek | * Bir şeyi yapmaktan geri durmak, kaçınmak, el çekmek, istinkâf etmek. |
çekimser | * Oy vermekten, eğilim göstermekten veya bir şey yapmaktan kaçınan, müstenkif. |
çekimserlik | * Çekimser davranma durumu. |
çekimsiz | * Çekimi olmayan. * Cins, sayı, kişi belirtmeden bütün durumlarda değişmeyen kelimeler. |
çekimsizlik | * Çekimsiz olma durumu. |
çekince | * Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek çekinmeyi gerektiren sebep veya durum, rezerv, ihtiraz. |
çekince koymak | * çekindiğini, sakındığını belirtmek. |
çekine çekine | * Çekinerek. |
çekingen | * Her şeyden çekinme huyu olan, ürkek, sıkılgan, muhteriz. |
çekingen davranmak | * ürkekçe davranışlarda bulunmak. |
çekingence | * Çekingene yakışır (biçimde), ürkekçe. |
çekingenleşme | * Çekingenleşmek işi. |
çekingenleşmek | * Çekingen duruma gelmek. |
çekingenlik | * Çekingen olma durumu. |
çekinik | * Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan soya çekim nitelikleri için kullanılır, resesif. |
çekinilme | * Çekinilmek işi. |
çekinilmek | * Çekinmek işine konu olmak. |
çekiniş | * Çekinmek işi veya biçimi. |
çekinme | * Çekinmek işi. |
Kategoriler