Kategoriler
D SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük D Sayfa 73

dörtgen * Dört kenarı olan çokgen, dört kenar.
dörtkenar * Dörtgen.
dörtleme * Dörtlemek işi.
* Bir gazelin her beytinin başına iki dize katılarak yapılan nazım biçimi, terbî.
* Tarlayıdört kez sürme.
dörtlemek * Bir şeyin sayısınıdörde çıkarmak.
dörtlü * Dört parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden dört tane bulunan.
* İskambil, domino gibi oyunlarda üzerinde dört işareti bulunan kâğıt veya pul.
* Dört kişiden oluşan müzik topluluğu, kuartet.
dörtlü final * Dört takımın katılımı ile oynanan final maçları.
dörtlük * Dört taneden oluşmuş, dört tane alabilen.
* Birlik notanın dörtte biri uzunluğunda nota.
* Dört dizelik bölümlerden oluşmuşşiir veya şiir parçası, kıta.
* Birbirine dik iki çap boyunca dörde bölünmüşdairenin her bir dilimi.
dörtnal * Atın en hızlıkoşma biçimi.
* Bir işi çok çabuk yapma, acele etme.
dörtnala * (at için) Dörtnal koşarak.
dörtnala kaldırmak * dörtnal koşturmaya başlamak.
dörtnala kalkmak * dörtnal koşmak.
dörttek * Kürek yarışlarında sancak ve iskelesinde ikişer tek küreği olan tekne.
döş * Göğüs, bağır.
* Kaburga altı.
döşeğe düşmek * Bkz. yatağa düşmek.
döşek * Yatak.
* Gemi gövdesinde, su basıncı, çarpma, karaya oturma vb. durumlarda darbeleri karşılayabilecek, yük ve
makinelerin ağırlığına dayanabilecek dirençteki yapı gereci.
* Dövülmek üzere harman yerine serilen ekin sapları.
döşekli * Döşeği olan.
* Yalpasıaz olan yayvan gemi.
döşeli * Döşenmişolan, mefruş.
* Bkz. dayalıdöşeli.
döşem * Tesisat, donanım.
döşemci * Döşeyici, tesisatçı.
döşemcilik * Döşemcinin yaptığı iş, tesisatçılık.
döşeme * Döşemek işi.
* Yapılarda taban üzerine döşenen tahta vb. kaplama.
* Bir yapının döşenmesine yarayan her türlü eşya, mefruşat.
* Koltuk, kanepe, divan gibi eşyaların kumaş, yay, pamuk vb. bölümleri.
* Halk edebiyatında ve türkülerden önce söylenen, bazen tekerleme biçiminde olan uyaklı giriş bölümü.
döşemeci * Döşeme yapan (kimse).
* Perde, koltuk, kanepe gibi eşya satan veya onaran (kimse).
döşemeci çivisi * Özellikle mobilya döşemeciliğinde kullanılan büyük başlı, kore kesitli gövdeli, sivri uçlu ve siyah renkli çivi.
döşemecilik * Döşeme yapma işi.
* Döşeme alıp satma işi.
döşemek * Bir tabanı, tahta, karo, mermer gibi yapı gereçleriyle kaplamak.
* Açıp yaymak; kumaş, halı gibi şeyleri bir yeri iyice örtecek biçimde sermek.
* Bir ev veya dairenin oturulabilir duruma gelmesi için gerekli eşyayı oraya yerleştirmek.
* Yerleştirmek.
döşemeli * Döşemesi olan.
döşemelik * Yapılarda tabana döşemek için kullanılan (gereç).
* Kanepe, koltuk gibi eşyanın kaplanmasına elverişli (kumaş).
döşemesiz * Döşemesi olmayan.
döşeniş * Döşenmek işi veya biçimi.
döşenme * Döşenmek işi.
döşenmek * Döşemek işi yapılmak.
* Birine kızarak kötü ve küçük düşürücü sözler söylemek.
* Uzun uzadıya ve yererek yazmak.
döşetilme * Döşetilmek işi.
döşetilmek * Döşetmek işi yaptırılmak.
döşetme * Döşetmek işi.
döşetmek * Döşemek işini yaptırmak.
döşeyici * Tesisat işini yapan usta, tesisatçı.
döşeyiş * Döşemek işi veya biçimi.
döşgömü * Hayvanın ön iki bacağı ile göbek arasındaki etten yapılan pastırma.
döteryum * Çekirdeğinde bir proton ve bir nötron bulunduran hidrojen atomunun bir izotopu, ağır hidrojen.
KısaltmasıD.
dövdürme * Dövdürmek işi.
dövdürmek * Dövmek işini yaptırmak.
dövdürtme * Dövdürtmek işi.
dövdürtmek * Birine dövdürmek işini yaptırmak.
* Dövme yaptırmak.
dövdürtülme * Dövdürtülmek işi.
dövdürtülmek * Birine dövdürülmek.
dövdürülme * Dövdürülmek işi.
dövdürülmek * Dövmek işi yaptırılmak.
döveç * Ağaçtan yapılmışhavan.
döven * Bkz. düven.
dövenci * Bkz. düvenci.

Bir yanıt yazın