Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 28

endişe * Düşünce.
* Tasa, kaygı; kuşku, korku.
endişe etmek * tasalanmak, kaygılanmak.
endişelenme * Endişelenmek işi.
endişelenmek * Tasalanmak, kaygılanmak.
endişeli * Tasalı, kaygılı; kuşkulu, korkulu.
endişesiz * Tasasız, kaygısız, kuşkusu olmayan, korkusuz; düşüncesiz.
endişesizlik * Endişesiz olma durumu.
endişeye düşmek * tasaya kapılmak, kaygılanmak.
endoderm * İç deri.
endogami * İç evlilik.
endokrin * İç salgı.
endokrinoloji * İç salgı bilimi.
Endonezyalı * Endonezya halkından olan kimse.
endoskop * İnsan vücudunun herhangi bir boşluğunu, muayeneyi kolaylaştırmak için aydınlatıp görünür hâle getiren
alet, andoskop.
endoskopi * İnsan vücudunda, organ veya kovuk içlerinin endoskopla muayenesi.
endotermik * Isıalan.
endüksiyon * Tüme varım.
endüstri * Sanayi.
endüstrileşme * Endüstrileşmek işi, sanayileşme.
endüstrileşmek * Endüstri alanında gelişmek, sanayileşmek.
endüstriyalizm * Sanayicilik.
endüstriyel * Endüstri ile ilgili, sınaî.
enek * Enenmiş, burulmuş, erkekliği giderilmiş.
-enek * Bkz. -anak / -enek.
eneme * Enemek işi.
enemek * Erkeklik bezlerini burarak veya çıkararak erkekliğini gidermek, iğdişetmek, hadım etmek.
enenme * Enenmek işi.
enenmek * Enemek işi yapılmak, erkekliği giderilmek.
enerji * Maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan güç, erke.
* Organizmanın etkin gücü.
* Manevî güç.
enerjik * Enerji ile ilgili.
* Güçlü ve hareketli.
* Davranışlarında kararlarınıkesinlikle uygulayan.
enerjiklik * Enerjik olma durumu.
enez * Cılız, zayıf, güçsüz.
eneze * Enez.
enezeleşme * Enezeleşmek işi.
enezeleşmek * Eneze duruma gelmek.
enfarktüs * Bir organda, bir atardamarın, doku bozukluğu sonucu kan pıhtısı ile tıkanması.
enfeksiyon * Organizmada hastalığa yol açan bir mikrobun genel veya yerel gelişmesi, yayılması.
enfes * Çok güzel, en güzel.
enfiye * Çürütülmüştütünden yapılan ve burna çekilen keyif verici toz, burun otu.
* Burna çekilmek için hazırlanmıştoz ilâç.
enflâsyon * Para şişkinliği.
* Pahalılık.
* Gereğinden fazla artış, şişkinlik.
enflüanza * Grip, ingin, paçavra hastalığı.
enformasyon * Danışma, tanıtma.
* Haber alma, haber verme, haberleşme.
enfraruj * Kızıl ötesi.
enfrastrüktür * Alt yapı.
enfüsî * Nesnelerin gerçeğine değil, ferdin düşünce ve duygularına dayanan, öznel.
engebe * İç ve dışgüçlerin etkisiyle oluşan, yayla, ova, koyak, çukur gibi biçimlerin bütünü, yer biçimleri, yüzey
şekilleri, arıza.
engebeli * Engebesi olan, engebesi çok olan, arızalı.
engebelik * Engebeli olma durumu.
* Yer biçimleri, yüzey biçimleri, arıza.
engebesiz * Engebesi olmayan.
engel * Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, mânia.
* Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken, çerçeve ile tabandan kurulu tahta düzen.

Bir yanıt yazın