Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 7

faydalanma * Yararlanma.
faydalanmak * Yararlanmak, istifade etmek.
faydalı * Yararlı.
faydalı olmak * yararlı olmak, yarar sağlamak.
faydasıdokunmak * yararlı olmak, kâr sağlamak.
faydası olmak * yararlı olmak, olumlu etki yapmak.
faydasını görmek * yarar sağlamak.
* kâr elde etmek.
* iyileştirmek.
faydasız * Yararsız.
fayrap * Bir istim kazanının, istim oluşturacak biçimdeki yanar durumu.
* Gemilerde ateşçiye ateşi harlandırmak için verilen komut.
* Herhangi bir şeyi veya işi hızlandırma.
* (kapı, pencere, giysi için) Açma, çıkarma.
fayrap etmek * ocağın ateşini harlandırmak.
* herhangi bir işi veya şeyi hızlandırmak.
* açmak, çıkarmak.
fayton * Tek körüklü, dört tekerlekli, genellikle çift atlı binek arabası, payton.
* Perde ayaklılardan, sıcak deniz kıyılarında yaşayan, uzun kuyruklu bir kuş(Phaeton).
faytoncu * Fayton süren kimse.
* Fayton işleten kimse.
faytonculuk * Faytoncunun işi.
faz * Evre, safha.
faz kalemi * Priz, dağıtma tabloları gibi yerlerde gerilim bulunup bulunmadığınıanlamaya yarayan araç.
fazıl * Faziletli, erdemli (kimse).
fazilet * Erdem.
faziletkâr * Fazilet sahibi, faziletli.
faziletli * Erdemli.
faziletsiz * Erdemsiz.
faziletsizlik * Faziletsiz olma durumu.
fazla * Gereğinden, alışılmıştan çok, aşırı(olan), ziyade.
* Daha çok, aşkın.
* Artmışolan.
* Gereksiz, yersiz.
fazla gelmek (veya gitmek, kaçmak) * çekilmeyecek, bıktıracak, tedirgin edecek bir durum almak.
fazla kaçırmak * alışılmışolan ölçüde çok içmek (veya yemek, konuşmak).
fazla mal göz çıkarmaz * ne kadar ve ne türden mal olursa olsun elden çıkarılmamalıdır.
fazla olmak * dayanma gücünü aşacak davranışlarda bulunmak, çok olmak.
fazlaca * Gereğinden biraz daha çok olarak, bir hayli çok.
fazladan * alışılana ek olarak, alışılandan çok, bol bol, çok çok.
fazlalaşma * Fazlalaşmak işi, ziyadeleşme.
fazlalaşmak * Çoğalmak, sayısıartmak, ziyadeleşmek.
fazlalık * Çokluk, gereğinden artık olma durumu.
fazlalık etmek * birinin varlığı, bulunduğu yerde gereksiz olmak.
Fe * Demir’in kısaltması.
fe * Türk alfabesinin yedinci harfinin adı.
fecaat * Çok acıklı, yürekler acısıdurum.
feci * Acıklı, çok acıklı, yürekler acısı, trajik.
fecir * Tan vakti, gün ağarması.
* Tan kızıllığı.
fecrikâzip * Tan yerinde gün doğmadan beliren, sonradan kaybolan geçici aydınlık, yalancıtan, geçici tan.
fecrisadık * Tan yerinde gün doğuncaya kadar süren kesiksiz aydınlık, gerçek tan.
feda * Bir amaç uğrunda bir değer veya varlıktan vazgeçme, uğruna verme.
feda etmek * kıymak, gözden çıkarmak.
feda olsun * varsın gitsin, uğrunda yok olsun!.
fedaî * Bir ülkü uğruna tehlikeli işlere girişerek canınıesirgemeyen kimse, serdengeçti.
* Bir kimseyi veya bir yeri koruyan kimse.
fedaîce * Fedaî gibi, fedaî olarak.
fedaîlik * Fedaice davranış, serdengeçtilik.
fedakâr * Özverili.
fedakârca * Özverili (olarak).
fedakârlığa katlanmak * bir amaca, bir emele ulaşmak için birçok sıkıntıya, üzüntüye, güçlüğe dayanmaya çalışmak.
fedakârlık * Özveri.
fedakârlık etmek * özverili davranmak.
* azlığına katlanmak, az oluşu ile yetinmek, vazgeçmek.

Bir yanıt yazın