hidrofil | * Sucul, susever. * Su böceği. |
hidrofobi | * Bkz. Su korkusu. |
hidrofor | * Suya yapının üst katlarına çıkacak basıncıveren depo. |
hidrograf | * Hidrografi uzmanı. |
hidrografi | * Bir bölgedeki yer altıve yer üstü sularının durumunu inceleyen bilim. * Bir bölgenin akarsularıyla göllerinin bütünü. * Bir bölgedeki kıyıların, adaların topografyası. |
hidrojen | * Oksijenle birleşerek suyu oluşturan, atom numarası1, rengi, kokusu ve tadı olmayan bir gaz. KısaltmasıH. |
hidrojen bombası | * Ağır hidrojen atomlarıçekirdeklerinin kaynaşarak helyum durumuna girmesiyle elde edilen enerji temeline dayanan bomba. |
hidrojenleme | * Hidrojenlemek işi. |
hidrojenlemek | * Hidrojen ile birleştirmek. |
hidrojeoloji | * Yer altısularının araştırılmasınıve elde edilmesini inceleyen yer bilimi kolu. |
hidrokarbon | * Karbon ve hidrojen birleşiği. |
hidrokarbonat | * Hidratlı bazik karbonat. |
hidrokarbür | * Hidrokarbon. |
hidroklorik asit | * Hidrojen ve klordan oluşan, renksiz, havada beyaz dumanlar saçan, suda kolayca eriyen ve hayvan kemiklerinden jelâtin, fosfor elde edilmesinde, çeliğin pasını gidermede kullanılan keskin kokulu bir gaz, tuz ruhu (HCl). |
hidroksil | * Bir madenle birleştiği zaman hidroksit yapan atom grubu (OH). |
hidroksit | * Bir maden üzerine suyun etkisiyle, yani bir hidroksil grubu ile bir madenin kaynaşmasından oluşan birleşik. |
hidrolik | * Su ile ilgili. * Su veya başka bir sıvı basıncıyla işleyen (makine, cendere vb.). * Suların akışına uygulanan yasaları, suyun dağıtılmasısırasında ortaya çıkan sorunları inceleyen bilim ve teknik. |
hidroliz | * Bir molekülün su etkisiyle ikiye ayrılmasınısağlayan tepkime. |
hidrolog | * Su bilimi uzmanı. |
hidroloji | * Su bilimi. |
hidrometre | * Suölçer. |
hidrosefal | * Hidrosefali olan. |
hidrosefali | * Beyin omurilik sıvısının çoğalmasıyla, beyin karıncıklarının büyümesine yol açan, bazen de kafatasının büyümesine sebep olan hastalık. |
hidrosfer | * Su yuvarı. |
hidrosiyanik | * Siyanojen ile hidrojenin birleşmesinden oluşan asit (HCN). |
hidroskopi | * Yer altındaki sularıarayıp bulma işi. |
hidrostatik | * Sıvıların dengesini ve kaplar üzerine yaptıkları basıncı inceleyen fizik dalı. * Sıvıların dengesiyle ilgili olan. |
hidroterapi | * Bazıhastalıklarısu ile tedavi etme, su tedavisi. |
hidrozol | * Sıvıdurumundaki koloitlere verilen ad. |
hidrür | * Bir element veya birleşikle hidrojen birleşimi. |
higrofil | * Nemcil. |
higrometre | * Nemölçer. |
higrometrik | * Nem ile ilgili, neme ilişkin. |
higroskop | * Bir tür nemölçer. |
higroskopik | * Nemçeker. |
higrostat | * Nem denetimi. |
higrotropizm | * Neme yönelim. |
hijyen | * Sağlık bilgisi; sağlık koruma, hıfzıssıhha. |
hijyenik | * Sağlık koruma ile ilgili, sağlık bilgisine uygun, sağlığa yararlı. |
hikâye | * Bir olayın sözlü veya yazılı olarak anlatılması. * Gerçek veya tasarlanmışolaylarıanlatan düz yazıtürü, öykü. * Aslı olmayan söz, olay. |
hikâye birleşik zamanı | * Yalın zamanlı bir fiilin geçmişte yapıldığınıanlatan kip. Türkçede bu birleşik zaman idi > -di ekiyle kurulur. |
hikâye etmek | * ayrıntılarıyla anlatmak, söylemek. |
hikâyeci | * Hikâye yazan, öykücü. |
hikâyecilik | * Hikâye yazma veya anlatma sanatı, öykücülük. |
hikâyeleme | * Anlatma, tahkiye. |
hikâyelemek | * Anlatmak. |
hikâyeleştirme | * Hikâyeleştirmek işi. |
hikâyeleştirmek | * Hikâye durumuna getirmek. |
hikem | * Hikmetler. |
hikemî | * Felsefe ile ilgili; felsefî söz veya düşünce. |
Kategoriler