Kategoriler
H SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük H Sayfa 46

hidrofil * Sucul, susever.
* Su böceği.
hidrofobi * Bkz. Su korkusu.
hidrofor * Suya yapının üst katlarına çıkacak basıncıveren depo.
hidrograf * Hidrografi uzmanı.
hidrografi * Bir bölgedeki yer altıve yer üstü sularının durumunu inceleyen bilim.
* Bir bölgenin akarsularıyla göllerinin bütünü.
* Bir bölgedeki kıyıların, adaların topografyası.
hidrojen * Oksijenle birleşerek suyu oluşturan, atom numarası1, rengi, kokusu ve tadı olmayan bir gaz. KısaltmasıH.
hidrojen bombası * Ağır hidrojen atomlarıçekirdeklerinin kaynaşarak helyum durumuna girmesiyle elde edilen enerji temeline
dayanan bomba.
hidrojenleme * Hidrojenlemek işi.
hidrojenlemek * Hidrojen ile birleştirmek.
hidrojeoloji * Yer altısularının araştırılmasınıve elde edilmesini inceleyen yer bilimi kolu.
hidrokarbon * Karbon ve hidrojen birleşiği.
hidrokarbonat * Hidratlı bazik karbonat.
hidrokarbür * Hidrokarbon.
hidroklorik asit * Hidrojen ve klordan oluşan, renksiz, havada beyaz dumanlar saçan, suda kolayca eriyen ve hayvan
kemiklerinden jelâtin, fosfor elde edilmesinde, çeliğin pasını gidermede kullanılan keskin kokulu bir gaz, tuz ruhu
(HCl).
hidroksil * Bir madenle birleştiği zaman hidroksit yapan atom grubu (OH).
hidroksit * Bir maden üzerine suyun etkisiyle, yani bir hidroksil grubu ile bir madenin kaynaşmasından oluşan birleşik.
hidrolik * Su ile ilgili.
* Su veya başka bir sıvı basıncıyla işleyen (makine, cendere vb.).
* Suların akışına uygulanan yasaları, suyun dağıtılmasısırasında ortaya çıkan sorunları inceleyen bilim ve
teknik.
hidroliz * Bir molekülün su etkisiyle ikiye ayrılmasınısağlayan tepkime.
hidrolog * Su bilimi uzmanı.
hidroloji * Su bilimi.
hidrometre * Suölçer.
hidrosefal * Hidrosefali olan.
hidrosefali * Beyin omurilik sıvısının çoğalmasıyla, beyin karıncıklarının büyümesine yol açan, bazen de kafatasının
büyümesine sebep olan hastalık.
hidrosfer * Su yuvarı.
hidrosiyanik * Siyanojen ile hidrojenin birleşmesinden oluşan asit (HCN).
hidroskopi * Yer altındaki sularıarayıp bulma işi.
hidrostatik * Sıvıların dengesini ve kaplar üzerine yaptıkları basıncı inceleyen fizik dalı.
* Sıvıların dengesiyle ilgili olan.
hidroterapi * Bazıhastalıklarısu ile tedavi etme, su tedavisi.
hidrozol * Sıvıdurumundaki koloitlere verilen ad.
hidrür * Bir element veya birleşikle hidrojen birleşimi.
higrofil * Nemcil.
higrometre * Nemölçer.
higrometrik * Nem ile ilgili, neme ilişkin.
higroskop * Bir tür nemölçer.
higroskopik * Nemçeker.
higrostat * Nem denetimi.
higrotropizm * Neme yönelim.
hijyen * Sağlık bilgisi; sağlık koruma, hıfzıssıhha.
hijyenik * Sağlık koruma ile ilgili, sağlık bilgisine uygun, sağlığa yararlı.
hikâye * Bir olayın sözlü veya yazılı olarak anlatılması.
* Gerçek veya tasarlanmışolaylarıanlatan düz yazıtürü, öykü.
* Aslı olmayan söz, olay.
hikâye birleşik zamanı * Yalın zamanlı bir fiilin geçmişte yapıldığınıanlatan kip. Türkçede bu birleşik zaman idi > -di ekiyle
kurulur.
hikâye etmek * ayrıntılarıyla anlatmak, söylemek.
hikâyeci * Hikâye yazan, öykücü.
hikâyecilik * Hikâye yazma veya anlatma sanatı, öykücülük.
hikâyeleme * Anlatma, tahkiye.
hikâyelemek * Anlatmak.
hikâyeleştirme * Hikâyeleştirmek işi.
hikâyeleştirmek * Hikâye durumuna getirmek.
hikem * Hikmetler.
hikemî * Felsefe ile ilgili; felsefî söz veya düşünce.

Bir yanıt yazın