Kategoriler
H SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük H Sayfa 57

hurdacılık * Hurdacının yaptığı iş.
hurdahaş * Onarılamayacak biçimde kırılıp parçalanmış, paramparça.
hurdahaşetmek * kırıp dökmek, parçalamak.
hurdahaşolmak * kırıp dökülmek, paramparça olmak.
* aşırıölçüde yorulmak.
hurdalık * Hurda yığınıveya hurdanın atıldığıyer.
hurdasıçıkmak * (eşya için) kullanılmayacak duruma gelmek, eskimek.
hurdaya çevirmek * işe yaramaz duruma getirmek.
huri * Cennette yaşadığına inanılan kızlara verilen ad.
huri gibi * çok güzel (genç kadın).
hurma * Hurma ağacının yemişi.
hurma ağacı * Palmiyegillerin eski çağlardan beri Kuzey Afrika’da kültürü yapılan örnek bitkisi (Phoenix dactylifera).
hurma tatlısı * Hurma biçimi verilerek yapılan bir çeşit hamur tatlısı.
hurmalık * Hurma ağacıçok olan yer.
hurra * Batılıulusların “yaşa!” anlamında kullandıklarıünlem.
huruç * Çıkma, çıkış.
* Göç.
hurufat * Harfler.
* Basımda, baskı işinde kullanılan metal veya başka bir maddeden yapılmışharf, rakam veya başka işaret
kalıpları.
* Dizgi işinde kullanılan harf türlerinin bütünü.
Hurufî * Hurufîliğe mensup olan kimse.
Hurufîlik * Kur’an’ın harflerinden birtakım anlam ve yargılar çıkaran bir mezhep.
huruşan * Coşkun.
husuf * Ay tutulması.
husul * Olma, oluş, oluşma, meydana gelme.
husul bulmak * olmak, oluşmak, doğmak, çıkmak, meydana gelmek.
husumet * Hasım olma durumu, düşmanlık, yağılık, hasımlık.
husumet beslemek * hasım olmak, düşman olmak.
husumetkâr * Düşmanlık besleyen, kin güden (kimse).
husus * Konu, madde.
* Özellik, yön.
hususî * Özel.
* Özel olarak, özel bir biçimde.
hususiyet * Özellik.
* İleri derecede tanışıklık, ahbaplık, yakınlık.
hususuyla * Özellikle, hele.
husye * Er bezi, testis.
huş * Gürgengillerden, kerestelik bir ağaç cinsi (Betula).
huşu * Alçak gönüllülük.
* Tanrı’ya boyun eğme, gönlü korku ve saygı ile dolu olma.
huşunet * Sertlik, kabalık, kırıcılık.
hutbe * Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt.
hutut * Çizgiler.
huy * İnsanın yaradılışve ruh özelliklerinin bütünü, mizaç, tabiat.
* İçgüdü durumunu almışalışkanlık.
huy canın altındadır * doğuştan gelen özellikler değiştirilemez.
huy edinmek * (bir şeyi) alışkanlık durumuna getirmek.
huylandırma * Huylandırmak işi.
huylandırmak * Huylanmasına sebep olmak, huylanmasına yol açmak.
huylanış * Huylanma biçimi.
huylanma * Huylanmak işi.
huylanmak * Kuşkulanmak, işkillenmek, pirelenmek, tedirgin olmak.
* (hayvan) Ürküp sinirlenmek.
huylu * (herhangi bir nitelikte) Huyu olan.
* İşkilli, kuşkulu.
* (binek hayvanları için) Ürkek, sinirli.
huysuz * Huyu iyi olmayan, geçimsiz, şirret.
huysuzca * Biraz huysuz; huysuz (bir biçimde).
huysuzlanış * Huysuzlanmak işi veya biçimi.
huysuzlanma * Huysuzlanmak işi.
huysuzlanmak * Huysuzluk etmek, huysuzca davranmak.
huysuzlaşma * Huysuzlaşmak işi.

Bir yanıt yazın