Kategoriler
İ SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük İ Sayfa 40

ipnotizmacı * İpnotizma ile uğraşan kimse.
ipnotizmalı * İpnotizma edilmiş(kimse).
ipnoz * Sözle, bakışla telkin yapılarak sağlanan bir çeşit uyku durumu, hipnoz.
ipotek * Bir gayrimenkulün bir borca karşıteminat oluşturmasını gerektiren ve aynî bir hak mahiyetinde olan
gayrimenkul rehin, tutu, rehin.
ipotek etmek * rehinde bırakmak, rehine koymak.
ipotekli * Rehinde bulunan, rehine konulmuş.
ipotetik * Varsayıma dayanan, farazî.
ipotez * Bkz. hipotez.
ipsi * İp veya iplik biçiminde olan.
ipsi solucanlar * Solucanların, çoğu insan ve hayvanlarda asalak olarak yaşayan, ince uzun vücutlu bir sınıfı.
ipsiler * İpsi solucanların bir dalı, iplik solucanlar.
ipsiz * İpi olmayan.
* Haylaz, serseri, hayta.
ipsiz sapsız * Birbirini tutmaz, yersiz ve anlamsız.
* Serseri, hayta.
iptal * Yararlıktan, kullanıştan kaldırma, silme, bozma.
* Herhangi bir hükmün geçersiz olduğunu gerekçeleri ile göstererek çürütme.
iptal etmek * kullanıştan kaldırmak; bozmak.
* hükümsüz bırakmak, çürütmek.
ipten kazıktan kurtulmuş * her türlü kötülüğü yapacak yaradılışta olan (kimse).
ipten kuşak kuşanmak * yoksul düşmek.
iptida * Başlangıç.
* Bir işe başlama.
* (i’ptida:) Önceleri, en önce, ilk önce.
iptidaî * İlkel.
* İlkokul.
iptidaî mektep * İlkokul.
iptidaîlik * İptidaî olma durumu.
iptidaları * Önceleri.
iptilâ * Düşkünlük, tiryakilik.
iptizal * Bayağılaşma, ayağa düşme.
* Bir şeyi sürekli olarak kullanma.
ipucu * Aranılan gerçeğe ulaştırabilecek iz.
ipucu vermek * aranılan gerçeğe ulaştırabilecek şeyle ilgili, onu bulmaya yarayan bilgi vermek.
ir * İridyum’un kısaltması.
-ir * Bkz. -ır / -ir.
irade * İstek, dilek.
* Buyruk.
* Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü.
* İstenç.
irade beyanı * Bir sonuca yönelmişirade açıklaması.
irade dışı * İradesiz.
irade kaybı * Bkz. irade yitimi.
irade yitimi * Karar verme, dikkat, istekli kımıldama gibi zihin veya beden etkinliğine ilişkin işleri yapamamaktan doğan
sinir yorgunluğunda görülen bir belirti, abuli, istenç yitimi.
iradeci * İrade yanlısı.
iradecilik * İstenççilik.
iradeli * İradeye dayanan, iradî.
iradesiz * İrade dışı, gayriiradî.
iradesizlik * İradesiz olma durumu, istençsizlik.
iradımesel * Bir düşünceyi atasözleri, özdeyişvb. ile güçlendirme.
iradî * İradeli, istençli.
iradiye * Bkz. İstenççilik.
İranist * İran dili ve kültürü ile uğraşan kimse.
İranistik * İran dili ve kültürü araştırmaları.
İranlı * İran halkından veya bu halkın soyundan olan (kimse).
irap * Düzgün konuşma.
irapta mahalli yok * hiçbir değeri ve önemi yok.
irat * Gelir.
* Gelir getiren mülk.
* Söyleme.
irat etmek * söylemek.
irca * Eski biçimine sokma, çevirme.
* Döndürme.
* İndirgeme.
irca etmek * eski biçime sokmak, çevirmek, döndürmek.
* indirgemek.

Bir yanıt yazın