Kategoriler
İ SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük İ Sayfa 57

it kuyruğu * Kenarlarıdüz şerit gibi yapraklıve saplarının ucu koçanıandıran, başak çiçekli, otsu bir bitki (Phleum).
it sürüsü kadar * gereğinden çok, oldukça kalabalık.
it ürür, kervan yürür * gerçekleşmesi doğal olan işlere, durumlara karşıçıkılsa da engellenemez.
it üzümü * Patlıcangillerden, 20-50 cm yüksekliğinde, bazı ilâçların yapımında kullanılan bir yıllık otsu bir bitki, köpek
üzümü, tilki üzümü.
* Böğürtlen (Solanum nigrum).
ita * Verme, ödeme.
ita âmiri * Ödemeye yetkili kimse.
ita emri * Hükûmetçe verilen ödeme emri, verile buyruğu.
itaat * Söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uymak.
itaat etmek * söz dinlemek, boyun eğmek, verilen buyruğa uymak.
itaatkâr * Söz dinler, itaat eder, itaatli.
itaatli * Söz dinler, buyruğa uyar, itaatkâr.
itaatsiz * Söz dinlemez, buyruk dinlemez, kendi başına buyruk olan (kimse).
itaatsizlik * İtaatsiz olma durumu veya itaatsizce davranış.
itaatsizlik etmek * söz dinlememek, boyun eğmemek, buyruğa uymamak.
italik * Üstten sağa doğru eğik olan (basım harfi).
İtalyan * İtalya halkından veya bu halkın soyundan olan (kimse).
* İtalyan halkına özgü olan.
İtalyanca * Hint-Avrupa dil ailesinden İtalya’da konuşulan dil.
itap * Paylama, azarlama.
itap etmek * paylamak, azarlamak.
itboğan * Kaplanboğan.
itburnu * Yaban gülünün meyvesi.
itçe * İt gibi, terbiyesiz bir biçimde, ite benzer.
itdirseği * Arpacık.
ite atsan yemez * çok kötü, berbat.
ite kaka * (kaba ve hoyrat bir biçimde) İterek; zorla.
* Güçlük(ler)le.
ite ot, ata et vermek * Bkz. ata et, ite ot vermek.
iteği * Un elerken dökülmemesi için yere serilen örtü.
itekleme * İteklemek işi.
iteklemek * Sürekli itmek, kakmak.
iteleme * İtelemek işi.
itelemek * Sürekli itmek, arka arkaya itmek.
itelenme * İtelenmek işi.
itelenmek * İtelemek işi yapılmak.
itenek * Piston.
iterbiyum * Atom numarası70, atom ağırlığı173,04 olan, değerli bir element. KısaltmasıYb.
itfa * Söndürme.
* Sönüm.
* Bir borcu azar azar ödeyerek kapatma, sönüm.
itfa etmek * söndürmek.
* ödemek, sönümlemek.
* sönümlemek.
itfaiye * Yangın söndürme kuruluşu.
* İtfaiye aracı.
itfaiye aracı * Yangın söndürmek üzere özel olarak donatılmışmotorlu araçlar.
itfaiyeci * Yangın söndürme kuruluşunda görevli kimse, yangın söndürücü.
itfaiyecilik * İtfaiyecinin işi.
ithaf * (birinin) Adına sunma, armağan etme.
ithaf etmek * (birinin) adına sunmak, armağan etmek.
ithaf yazısı * Bir kitabın veya eserin bir kimseye sunulduğunu belirten yazı, ithafname.
ithafname * İthaf yazısı.
ithal * İçine alma.
* Bir ülkeye başka ülkelerden mal getirme veya satın alma.
ithal etmek * içine almak.
* bir ülkeye başka ülkelerden mal getirmek.
ithal malı * Yurt dışından getirilen mal.
ithalât * Bir ülkeye başka bir ülkeden mal getirme veya satın alma.
* Bir ülkeye başka bir ülkeden alınan malların bütünü.
ithalâtçı * İthalât yapan kimse.

Bir yanıt yazın