jeolog | * Yer bilimci. |
jeoloji | * Yer bilimi. |
jeolojik | * Yer bilimi ile ilgili. |
jeomorfolog | * Jeomorfoloji uzmanı. |
jeomorfoloji | * Yeryüzü engebelerini ve aşınma ile ilgili gelişimleri inceleyen bilim. |
jeopolitik | * Coğrafya, ekonomi, nüfus vb.nin bir devletin politikasıüzerindeki etkisi. * Bir devlette bir bölgede uygulanan politikayla o yerin coğrafyasıarasındaki ilişki. * Bir devletin saldırgan nitelikteki genişlemesini, ekonomik ve siyasî coğrafya açısından haklıkılmaya yönelik siyasî öğreti. |
jeosantrik | * Yer özekçil. |
jeosantrizm | * Yer özekçilik. |
jeosenklinal | * Yer kabuğunun uzun bir süre çöken, buna bağlı olarak kat kat kalın tortullarla dolmuş bulunan bölümü. |
jeosismik | * Bir patlama sonucu, derinlemesine yayılan dalgaların incelenmesi yoluyla (yeryüzü katmanlarındaki madenleri) araştırma yöntemi. |
jeotermal | * Sıcaklığı, yer içinde kalmaya veya buradan geçmeye bağlı olan ısı. |
jeotermal enerji | * Yer altından çıkan sıcak su veya sıcak su buharından elde edilen enerji. |
jeotermi | * Yerkürede oluşan ısı olaylarının incelenmesi. * Yerküreyle ilgili ısışartlarını(sıcaklıkların dağılımı, ısıalışverişi vb.) inceleyen jeofizik dalı. |
jeotermik | * Jeotermi ile ilgili. |
jeotropizma | * Yere yönelim. |
jersey | * Sarıve kahverenginden esmere kadar değişen renkte et tutmayan, kemikleri belirgin, sakin bakışlı bir kültür ırkısığırı. |
jest | * Herhangi bir şeyi açıklamak için genellikle el, kol veya başile yapılan içgüdüsel veya iradeli hareket. * Genellikle yerinde yapılan ve beğenilen davranış. |
jet | * Tepkili uçak. |
jet gibi | * hızla, son sür’atle. |
jet motoru | * Yüksek basınçla ve çok büyük hızla gaz akışınıpüskürtme sistemiyle en yüksek düzeyde itme gücü yaratan motor, tepkili motor. |
jet yakıtı | * Jet motorlarının çalışma sistemine göre ayrıştırılmışrenksiz benzin. |
jeton | * Telefonda, türlü oyunlarda garsonların kasa ile hesaplaşmasında para yerine kullanılan küçük, metal veya plâstik marka. |
jeton geç düşmek | * konuşulan veya sözü edilen konuyu geç anlamak, geç intikal etmek. |
jetoncu | * Jeton satan kimse. |
jig | * Bir Orta Çağçalgısı. |
jigolo | * Geçimi yaşlıve zengin bir kadın tarafından sağlanan genç, erkek sevgili, tokmakçı. |
jigolo tutmak | * (yaşlı, zengin bir kadın) genç bir erkekle ilişki kurmak. |
jigololuk | * Jigolo olma durumu. |
jikle | * Motorlu taşıtların yüksek devirde çalışması için fazla benzin akışınısağlayan alet. |
jile | * Daha çok kadınların blûz üzerine giydikleri yelek. |
jilet | * İnce çelikten yapılmış, iki yanıkeskin tıraş bıçağı. |
jilet gibi | * çok keskin. |
jimnastik | * Vücudu çevikleştirmek ve güçlendirmek için yapılan alıştırmaların tümü, idman, kültürfizik. * Erkeklerde, yer alıştırmaları, barparalel, barfiks, halkalar ve kulplu beygir; kadınlarda yer alıştırmaları, eşit olmayan çubuklar, barfiks, denge kalasıalıştırmalarını içeren yarışma disiplini. |
jimnastik yapmak | * vücudu çevikleştirmek ve güçlendirmek için hareket yapmak. |
jimnastikçi | * Jimnastik yapan sporcu. * Jimnastik öğretmeni. |
jin | * Bkz. cin. |
jinekolog | * Jinekoloji uzmanıhekim, nisaiye uzmanı. |
jinekoloji | * Kadın organizmasınıve cinsel organlarınıfizyolojik, morfolojik ve patolojik bakımdan inceleyen bilim, nisaiye. * Kadın hastalıklarınıkonu edinen tıp dalı, nisaiye. |
jip | * Bkz. cip. |
jips | * Alçıtaşı. |
jiujitsu | * Güçten çok yönteme dayanan, çıplak elle savunma tekniği; Japon güreşi. |
jiujitsucu | * Jiujitsu yapan sporcu. |
jogging | * Kırda, ormanda vb. yerlerde yapılan koşu sporu. |
jokey | * Bkz. Cokey. |
jorjet | * Bürümcük görünüşlü, çok bükümlü, genellikle pamuk iplikleri ile dokunmuş bir kumaş. * Bu kumaştan yapılmışolan. |
jöle | * Meyve suyunun şekerle kaynatılmasıyla istenilen yoğunlukta elde edilmişşekerleme. * Et suyunun soğuduktan sonra gevşek ve esnek bir kıvam almışdurumu. * Saçın düzgün bir biçimde uzun süre kalmasınısağlayan yağlı, parlak ve yapışkan madde. |
jön | * Genç. * Önemli rollerde oynayan genç oyuncu, jönprömiye. |
jönprömiye | * Jön. |
judo | * Jiujitsudan gelişmiş, silâhsız olarak, tutmalara, fırlatmalara, hareketsiz bırakmalara dayanan Japon kökenli dövüşsporu. |
judocu | * Judo yapan kimse. |
Kategoriler