kabuk kahvesi | * Antep fıstığıkabuğunun öğütülmüşve hafifçe kavrulmuşu ile yapılan ve kahveye benzer içecek. |
kabuk yönetim | * İçi, iç yapısı belli olmayan, belirsiz kalan yönetim. |
kabuklanma | * Kabuklanmak işi. * Bir lâv akıntısıveya bir lâv gölü yüzeyinin katılaşması. |
kabuklanmak | * Kabuk oluşmak. |
kabuklaşma | * Kabuklaşmak işi. |
kabuklaşmak | * Kabuk durumunu almak, kabuk gibi sertleşmek. |
kabuklu | * Kabuğu olan. |
kabuklu bit | * Koşnil. |
kabuklular | * Kabukları, yapılarındaki kireçli tuzlar dolayısıyla sertleşmiş bulunan, solunum aygıtları balıklara benzeyen, çok hücreli hayvanlardan eklem bacaklılar sınıfı. |
kabuksu | * Kabuğa benzeyen. |
kabuksuz | * Kabuğu olmayan. |
kabuksuz yumurtlatmak | * bir işi ivedilikle yaptırıp eksik kalmasına yol açmak. |
kabul | * Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma. * (konuklarıveya işi olanları) Yanına sokma, katına alma. * Sunulan bir şeyi, armağanıalma. * Bir öneriyi uygun bulma, onaylama. * Bir yere alınma. * Rıza veya izin, akseptans. |
kabul etmek | * bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olmak. * yanına, katına almak. * bir armağanıalmak. * onaylamak. |
kabul eylemek | * kabul ettirmek. |
kabul günü | * Ev hanımlarının konuk ağırladıkları belirli gün. |
kabul kredisi | * Kabulün vadesinden önce poliçeyi kabul eden bankaya belirli bir tarihte belirli bir meblâğın ödeneceğine dair anlaşmadan sonra bankanın açtığıkredi. |
kabul odası | * Büyük konak veya dairelerde konukların oturtuldukları büyük oda. |
kabul salonu | * Resmî konukların ağırlandığı büyük konuk salonu. |
kabul töreni | * Resmî konuklarıkarşılama töreni. |
kabul yeri | * Bkz. kabul odası; kabul salonu. |
kabullenme | * Kabullenmek işi. |
kabullenmek | * Kabul etmek. * Hakkıyokken veya istemeyerek kendine mal etmek. |
kaburga | * Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes. * Bkz. Eğe. * Gemilerde dışkaplamanın dayandığı iskelet. |
kaburgalarıçıkmak (veya sayılmak) | * çok zayıf olmak. |
kâbus | * Karabasan. * Acı, sıkıntı, korku veren. |
kâbus basmak (veya çökmek) | * büyük sıkıntı, korku duymak. |
kâbus gibi | * kâbusa benzer, kâbusu andıran. |
kâbuslu | * Karabasan dolu, sıkıntılıve korkulu. |
kabuz | * Yalan, palavra. |
kabuzcu | * Yalancı, palavracı. |
kabz | * El ile tutma, kavrama. * Azrail tarafından ruh teslim alınma, ölme. * “Alma” anlamında “ahzükabz” teriminde kullanılır. |
kabza | * Tutulacak yer, tutak, sap. |
kabzımal | * Meyve ve sebze üreticileri ile satıcılar arasında aracılık eden kimse, komisyoncu. |
kabzımallık | * Kabzımal olma durumu. * Kabzımalın yaptığı iş. |
kacak | * Bkz. kap kacak. |
kaç | * Herhangi bir şeyin niceliğini sormak için kullanılan soru sıfatı. * (cümle, soru cümlesi olmadığında) Birçok. |
-kaç / -keç | * Bkz. -gaç / -geç. |
kaç para eder? | * neye yarar, ne değeri var?. |
kaç paralık (adam veya şey) | * değersiz. |
kaç parça olayım! | * (birçok işler karşısında) hangi birine yetişeyim!. |
kaç zamandır | * belirsiz, fakat çok zamandan beri, çoktan beri. |
kaça | * (fiyat için) Ne kadara?. |
kaça kaç | * Bir yarışmada tarafların aldığısayıveya derecenin oranını belirtir. * Yarışma, tartışma, kavga ve benzeri gibi durumlarda tarafların oranını belirtir. * İki kişinin karşılıklı olarak gizlice sayıyazıp tahmin etmesine dayanan bir oyun. |
kaça patlamak | * ne kadara mal olmak, fiyatıne olmak. |
kaçacak delik aramak | * korku ile saklanacak yer aramak. |
kaçak | * Bağlı bulunduğu yerden veya yasadan kaçan, uzaklaşan kimse. * Yasaca yapılmasıyasak olan veya yapılması için gerekli izin alınmayan. * Yasaca belirtilmişgerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan veya bir yerden çıkarılan. * Bir kaptan, bir borudan gaz, sıvıveya bir telden akım kaçması. * Yasalara, kurallara uymayarak, gizlice. * Gizlice kaçırılmışolan mal veya madde. |
kaçak güreşmek | * asıl konuya girmeksizin başka şeylerden söz etmek veya politikada sık sık düşünce değiştirip esas amacını gizlemek. |
kaçakçı | * Yasalara karşı gelerek bir yere mal sokan, bir yerden mal kaçıran veya bir yerde satan kimse. |
kaçakçılık | * Bir devletin yasalarına karşı gelerek yapılan ticaret. * Bir ülkeye gizli olarak, gümrüğü ödenmemiş, yasaklanmışmal sokma işi. * Gizli olarak, sezdirmeden kaçırma işi. |
Kategoriler