kafayıyemek | * aşırıyorgunluktan bunalıma düşmek. |
Kafdağı | * Genellikle masallarda yer alan, dünyayıçevrelediğine inanılan, arkasında cinlerin, perilerin bulunduğu var sayılan, zümrütten dağ. |
kafe | * Bkz. kahve. |
kafein | * Kahve ve çaydan elde edilen, hekimlikte kullanılan, uyarıcıniteliği olan bir madde. |
kafes | * Aralıklıtelden, metal veya ağaç çubuklardan yapılmış, genellikle taşınabilir koyacak. * Vahşî hayvanlar için demir çubuklarla yapılmıştaşınabilir bölme. * Çapraz çubuklarla ve aralıklı olarak yapılmış, pencerelere takılan siper. * Cami ve tekke gibi yerlerde kadınlara ayrılan yer. * Ahşap yapıların direk ve çatmalardan oluşan kaplama tahtalarıdışında kalan iskeleti. * Hapishane. |
kafes gibi | * zayıf, kuru veya delik deşik. |
kafes teli | * Tel çitlerde kullanılan veya bir makine aracılığıyla kafes yapımında gerekli olan ince, galvanizli tel. |
kafesçi | * Kafes yapan veya satan kimse. * Birini aldatarak çıkar sağlayan (kimse). |
kafese girmek | * aldatılıp kendisinden çıkar sağlanmak. * hapse girmek. |
kafese koymak | * aldatıp çıkar sağlamak. |
kafesleme | * Kafeslemek işi. |
kafeslemek | * Çıkar sağlamak için birini aldatmak. |
kafesli | * Kafesi olan veya kafes biçiminde olan. |
kafeşantan | * İçkili, çalgılıkahvehane. |
kafeterya | * Müşterilerin kendi kendilerine servis yaptıklarılokanta. * Kahve ve benzeri içecekler satılan yer. |
kâffe | * Bütün, tamam, hep, cümle. |
kâffesi | * Bütünü, hepsi, tamamı. |
kâfi | * Yeterli, yetecek ölçüde olan. * Yeter, yetişir, artık istemez!. |
kâfi gelmek | * yetmek, yetişmek. |
kafile | * Birlikte yolculuk eden topluluk. * Aynıyöne giden taşıt veya yolcu topluluğu, konvoy. * Sıra ile gönderilen şeylerin her bir bölüğü. |
kâfir | * Tanrı’nın varlığını inkâr eden (kimse). * Genellikle Müslüman olmayanlara verilen ad. * Acımasız, zalim. * Sevilen birine takılma, sitem yollu kullanılır. |
kâfiristan | * Kâfir ülkesi, Müslüman olmayanların yaşadığıyer. |
kâfirleşme | * Kâfir gibi olma. |
kâfirleşmek | * Kâfir gibi olmak. |
kâfirlik | * Kâfir olma durumu. |
kafiye | * Şiirde dizelerin sonunda tekrarlanan ve aynısesi veren hecelerin benzeşmesi, uyak, (halk edebiyatında) ayak. |
kafiyeli | * Kafiyeli olma durumu, uyaklı, mukaffa. |
kafiyesiz | * Şiirde kafiye kuralına uymayan, uyaksız. |
Kafkasyalı | * Kafkasya halkından olan (kimse). |
kaftan | * Çoğu ipek bir çeşit uzun, süslü üst giysisi. |
kaftancı | * Kaftan yapan veya satan kimse. |
kâfur | * Kâfur ağacından elde edilen, hekimlikte kullanılan, beyaz ve yarısaydam, kolaylıkla parçalanan, çok ıtırlı bir madde. * Çok beyaz. |
kâfur ağacı | * Defnegillerden, Uzak Doğu’da yetişen, kâfur elde edilen ağaç (Cinnamonum camphora). |
kâfuru | * Bkz. kâfur. |
kâgir | * Taşve tuğladan yapılmışolan. |
kağan | * (hakan sözünün eski biçimi) Hanların bağlı olduğu devlet başkanı, imparator. |
kağanlık | * Kağan olma durumu. * Kağanın yönetimindeki ülke. |
kâğıda dökmek | * yazıya geçirmek. |
kâğıt | * Hamur durumuna getirilmiştürlü bitkisel maddelerden yapılan, yazıyazmaya, basmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak. * Yazılıkâğıt yaprağı, pusula, tezkere. * Yazılısınav kâğıdı. * İskambil kâğıdı. * Kâğıt para. * Kâğıttan yapılmış. * Belge ve doküman. * Menkul kıymetler borsasında işlem gören tahvil, hisse senedi gibi malî değeri olan senet. |
kâğıt açmak | * iskambil kâğıtlarını oyunculara dağıttıktan sonra koz olacak kâğıdın yüzünü çevirmek. |
kâğıt ağacı | * Kâğıt dutu. |
kâğıt balığı | * Kâğıt balığı gillerden, gövdesi kâğıt gibi ince ve saydam, üzerinde üç siyah benek bulunan kemikli bir balık (Trachypterus trachypterus). |
kâğıt balığı giller | * Kemikli balıklardan, örnek hayvanıkâğıt balığı olan, ince gövdeli, gümüşî renkli balık familyası. |
kâğıt dutu | * Dutgillerden, Çin’de ve Japonya’da yetişen, kabuğundan kâğıt yapılan bir ağaç (Broussenetia papyrifera). |
kâğıt gibi (olmak) | * kanı çekilip benzi solmak. |
kâğıt helvacı | * Kâğıt helvasıyapan veya satan kimse. |
kâğıt helvası | * Tekerlek biçiminde, ince, yassıve gevrek bir çeşit helva. |
kâğıt kaleme sarılmak | * hemen yazmaya başlamak. |
kâğıt kebabı | * Kemiksiz koyun eti, domates, biber, soğan ve baharat karışımının yağlıkâğıt içerisine konarak fırında pişirilmesi yoluyla hazırlanan bir kebap türü. |
kâğıt oynamak | * iskambil kâğıtlarınıkullanarak çeşitli oyunlar oynamak. |
Kategoriler