kendi göbeğini kendi kesmek | * ihtiyaç duyduğu yardım, başkalarınca esirgendiğinde işini kendi görmek. |
kendi hâlinde | * Hiçbir şeye karışmayan, sessiz. |
kendi hâlinde bırakmak | * üzerinde çalışmayarak geliştirmemek veya bakımsız bırakmak; işlememek. |
kendi hâline bırakmak | * ilgilenmemek, karışmamak. |
kendi havasında gitmek (veya havasında olmak) | * yalnız başına, istediği gibi davranmak. |
kendi hesabına | * (para, düşünce, davranışvb. için) kendine göre, kendince. |
kendi içine çekilmek | * başkasıyla ilişki kurmamak, kendi yalnız başına kalmak, inzivaya çekilmek. |
kendi kabuğuna çekilmek | * Bkz. kabuğuna çekilmek. |
kendi kanatlarıyla uçmak | * hiç kimsenin desteği veya yardımı olmaksızın yaşamak veya bir işi olumlu sonuca ulaştırmak. |
kendi kendine | * Kimseye danışmaksızın; kimseyle ilgisi, ilişkisi olmadan. * Yalnız başına. * Başkasının yardımıve ortaklığı olmadan. * Kendiliğinden. |
kendi kendine gelin güvey olmak | * ilgilinin nasıl karşılayacağınıdüşünmeden bir işi olmuş bitmişsayarak sevinmek. |
kendi kendini yemek (veya kendini yemek) | * açığa vurmadan, gizli gizli üzülmek. |
kendi köşesinde yaşamak | * yalnız başına yaşamak. |
kendi kuyusunu kendi kazmak | * kendine zarar verecek davranışta bulunmak. |
kendi payıma | * kendi adıma, bana göre, bana gelince. |
kendi söyler kendi dinler | * ne söylediği anlaşılmaz veya söylediği şeylere önem verilmez. |
kendi yağıyla kavrulmak | * olanıyla geçinip kimseye muhtaç olmamak. |
kendigelen | * Umulmadık bir zamanda gelen ve gelişinden sevinç duyulan kimse veya şeyler için söylenir. |
kendiliğinden | * Başka şeylerin etkisi olmaksızın kendi kendine ortaya çıkan, bizatihi. * İradesiz olarak gerçekleşen (hareket). * İnsan eliyle ekilmeden yetişen, hudayinabit. * Dışetkilerin zorlaması olmadan, iç sebeplerle oluşan süreçlerin gerçekleşme niteliği. |
kendiliğinden üreme | * Her türlü bilimsel üreme olaylarının dışında, yoktan var olmayıanlatan bilim dışıkuram. |
kendiliğindenlik | * Dıştan bir belirleme ile değil, kendi kendine gerçekleşen etkinlik. |
kendilik | * Bir nesnenin varlığınıveya tözünü oluşturan şey. |
kendince | * Kendine göre, kendi bakımından. |
kendinde | * Nesnenin doğal varlığı, durumu. |
kendinde olmamak | * bilinci, aklıyerinde olmamak. |
kendinde toplamak | * kendi üzerinde bulundurmak, kendi varlığı içinde yer almasını sağlamak. |
kendinde toplamak | * kendi üzerinde bulundurmak, kendi varlığı içinde yer almasını sağlamak. |
kendinden | * Kendi aklından, kendi kendine. |
kendinden geçmek | * bilinci işlemez olmak, kendini kaybetmek, bayılmak. * bir şey karşısında coşkuya kapılmak, duygulanmak. * uykuya dalmak, uyuya kalmak. |
kendine … süsü vermek | * kendini … gibi göstermek. |
kendine gel! | * aklını başına topla” anlamında bir uyarma sözü. |
kendine gelmek | * ayılmak. * aklı başına gelmek. * durumu düzelmek. |
kendine has | * 343 kendine özgü. |
kendine kıymak | * kendini öldürmek. |
kendine mahsus | * 343 kendine has. |
kendine mal etmek | * benimsemek veya saymak. |
kendine özgü | * Bir kimse veya şeye özgü olan kendine mahsus, kendine has. |
kendine yedirememek (veya onuruna yedirememek) | * başkasının kendisine yaptığı işi, onur kırıcısayarak tepki ile karşılamak; kendisinin başkasına yapmasısöz konusu olan işi, kişiliği için onur kırıcısaydığından yapmamak. |
kendine yontmak | * çıkan bir fırsattan yararlanarak, başkalarınıhiç düşünmeyerek hep kendi çıkarını sağlamak. |
kendini (kapıp) koyuvermek | * kendine özen göstermemek, kötümser olmak. |
kendini alamamak | * istemeyerek bir işi yapma duruma girmek, kendini tutamamak. |
kendini aşağı görmek | * kendini başkalarından değersiz görmek. |
kendini ateşe atmak | * bile bile tehlikeli bir işe girmek. |
kendini atmak | * vakit geçirmeden hemen gitmek. |
kendini avutmak | * oyalamak. |
kendini beğendirmek | * başkalarına hoş, iyi, yetenekli görünmek. |
kendini beğenmek | * başkalarınıküçümseyerek kendini üstün görmek. |
kendini bırakmak | * kendine özen göstermemek. * çevre ile ilgisini keserek yalnız bir konuyla uğraşmak. * gevşek, rahat bir biçimde kalmak. |
kendini bilen (veya bilir) | * ağırbaşlıve onuru olan. |
kendini bilmek | * aklıve muhakemesi yerinde olmak. * baliğolmak. * kendinin ve çevresinin bilincine varmak. * durum ve onuruna yakışacak biçimde davranmak. |
Kategoriler