Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 124

komando * Baskın, sabotaj gibi özel görevler yapan, az sayıda askerden kurulu birlik.
* Komando birliğinde görevli asker.
* Vurucu kuvvet.
komando er * Askerliğini komando olarak yapan er.
komar * Kuzey Anadolu dağlarında yetişen, 3-5 m boyunda, kışın yapraklarınıdökmeyen, iri ve mor çiçekleri olan
bir ağaççık (hododendron ponticum).
komaya girmek * duyma, anlama ve hareket kabiliyetlerini kaybederek yarıölü duruma gelmek, kendinden geçmek.
* kendinden geçecek kadar sinirlenmek, şaşırmak, üzülmek.
kombi * Isıtmada kullanılan yakıtı düzenli ve ayarlıyakan araç.
kombina * Birkaç sanayi kurumunun tek yönetimde birleşmesi.
kombinezon * Bir işi başarıya ulaştırmak için alınan önlemler, düzenleme.
* Kadınların giydikleri kısa ve kolsuz iç çamaşırı.
kombiyum * Dışodun ile kabuk arasında bulunan, ağacın yaşamasınıve büyümesini sağlayan bölüm.
komedi * Güldürü.
* Yalan ve yapmacık söz veya davranış.
* Gülmeye sebep olan olay veya olaylar.
komedi yazarı * Daha çok komedi türünde eser veren kimse.
komedya * Komedi.
komedyacı * Komedyen.
komedyen * Güldürülerde oynayan oyuncu.
* Sözleri, davranışlarıyalan ve yapmacık olan (kimse).
komi * Otel vb. yerlerde ayak işlerine bakan kimse.
* Lokantalarda garson yamağı.
komik * Gülme duygusu uyandıran, güldürücü, gülünç.
* Güldürülerde oynayan oyuncu.
komikleşme * Gülünçleşme.
komikleşmek * Gülünçleşmek.
komiklik * Komik olma durumu.
* Güldürücü davranış.
* Gülünç durum.
komiser * Güvenlik teşkilâtının meslek aşamaları içinde yer alan, en az lise öğrenimi görmüşveya polis okullarının
orta ve yüksek bölümlerini bitirmiş, üniformalıveya sivil memur.
* Ortaklıklarıve toplantılarıhükûmet adına denetlemekle görevli kimse.
komiserlik * Komiser olma durumu.
* Komiserin makamı.
komisyon * Alt kurul, encümen, komite.
* Bir işte aracılık yapan kimseye bırakılan yüzdelik, simsariye.
komisyoncu * Komisyon işleri yapan kimse, simsar.
komisyonculuk * Komisyoncunun yaptığı iş, simsarlık.
komita * Siyasî bir amaca ulaşmak için silâh kullanan gizli topluluk.
komitacı * Siyasî bir amaca ulaşmak için silâhlımücadele yapan gizli topluluk veya örgüte bağlıkimse.
komitacılık * Komitacı olma durumu.
* Komitacıya vergi davranış.
komite * Alt kurul, encümen, komisyon.
komodin * Karyolanın yanı başına konulan üstü masa biçimindeki küçük dolap, komot.
komodor * Amiral yetkisiyle görevli deniz subayı.
* Bir kuruluşa bağlıyolcu gemilerinin en eski kaptanı.
komot * Komodin.
kompakt disk * Yoğun teker.
kompartıman * Yolcu trenlerinde vagonların bölmelerle ayrılmış bölümlerinden her biri.
kompas * Küçük uzunlukları, çaplarıve kalınlıklarıdoğru olarak ölçmeye yarayan bir ölçü aracı.
kompetan * Uzman, yetkili.
kompetitif * Tekabetçi.
kompilâsyon * Derleyip toparlama; derme çatma yapılan iş.
komple * Dolu.
* Eksiksiz, gerekli her şeyi tamam olan, tam.
* Aynımadde, kumaşvb.den yapılmışolan.
* Üstün nitelikleri kendinde toplayan, mükemmel.
komple kilit * Bir mobilyanın sadece bir çekmece veya kapağına takılan, kilitlendiği zaman mobilyanın bütün kapak ve
çekmecelerini kilitleyebilen özel bir kilit çeşidi.
kompleks * Hemen kavranamayan, çözümü güç olan, karmaşık.
* Karmaşıklık, karmaşa.
* Aynıekonomik etkinliğe açık sanayinin tesisler bütünü.
* Karmaşık.
* Karmaşa, ruh karmaşası.
kompleksli * Kompleksi olan.
komplikasyon * Karışıklık.
* Yan etki.
komplike * Öğelerinin veya gerekli işlemlerin sayısının çokluğu, çeşitliliği yüzünden anlaşılması, yapılması güç olan,
(şey), karışık.
kompliman * Gönül okşayıcısöz, ilgi, gösterici söz.
* Koltuklama.
komplo * Bir kimseye, bir kuruluşa karşıtoplu olarak alınan gizli karar, gizli düzen.
* Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plân.
* Tuzak.
komplo hazırlamak * bir kimsenin aleyhine çalışmak, onun kötü duruma düşmesini sağlamak.
komplo kurmak * bir kimseye karşı gizlice, toplu olarak zarar verici karar almak, tuzak kurmak.
komplocu * Komplo kuran kimse.
komposto * Hoşaf.
* Bitki artıklarından yapılan gübre.
kompostoluk * Komposto veya meyve dağıtımıyapmak için kullanılan, genellikle yüksek ayaklıtabak.
* Komposto yapmaya elverişli olan (meyve).
kompoze * “Öğelerini birleştirmek, bütünleştirmek, yeniden oluşturmak” anlamında kompoze etmek sözünde geçer.

Bir yanıt yazın