Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 131

kopolimer * Kopolimerleşme ile elde edilen madde.
kopolimerleşme * Doymamış birleşikler karışımının büyük moleküller vererek polimerleşmesi.
kopoy * Orta boylu, düşük kulaklı, tüyleri kısa bir tür av köpeği.
kopuk * Kopmuş.
* Toplum kurallarına aldırmayan erkek, işsiz, güçsüz, serseri.
kopukluk * Kopuk olma durumu.
* Kopuğa yaraşır davranış.
kopuksuz * Ara vermeden, durmaksızın.
kopuntu * Kopmuşparça, diaspora.
kopup gelmek * uzak bir yerden ayrılarak gelmek.
kopuz * Ozanların çaldığıtelli Türk sazı.
kopuzcu * Kopuz çalan kimse.
kopya * Bir sanat eserinin veya yazılı bir metnin taklidi.
* Suret çıkarma işi.
* Bir sınavda sorularıcevaplamak için başka birinden veya yerden gizli yoldan yararlanma.
* Yazılısınavda gizlice bakmak için hazırlanmışkâğıt.
* Taklit edilmişolan.
kopya çekmek (veya yapmak) * (genellikle yazılısınavlarda) sorularıcevaplamak için gizlice bir kaynağa bakmak.
kopya defteri * Mektup kopyalarının çıkarıldığı ince yapraklıdefter.
kopya etmek (yapmak veya kopyasınıçıkarmak) * (bir yazıveya eser için) aslına bakarak aynınıveya benzerini oluşturmak.
kopya kâğıdı * Birkaç kopya çıkarmak için beyaz kâğıtların arasına konulan karbonlu kâğıt.
kopya kalemi * Yazısıkopya kâğıdıyla birkaç kâğıda birden çıkan sert, mor renkli bir tür kalem.
kopya mürekkebi * Yazısı, üzerine konulan kâğıda ancak ıslatılınca çıkan mürekkep.
kopya vermek * sınavda sorulara cevap vermesi için bir kimseye gizlice yardımda bulunmak.
kopyacı * Yazılısınavlarda kopya yapan öğrenci.
* Özgün eser vermeyip başkalarının eserlerini kopya eden kimse.
kopyacılık * Kopya yapma işi.
kopyalama * Kopyalamak işi.
* Geliştirilmişözel yöntemlerle bir canlının ikizini, tıpkısınıyapma.
* Basılı bir malzemeyi tıpkı basım yöntemiyle aynen çoğaltma.
kopyalamak * Aynısınıveya benzerini çoğaltmak.
* Bir canlının geliştirilmişözel yöntemlerle ikizini veya benzerini yapmak.
kopyalanmak * Özdeşleşmek, bütünleşmek.
kopye * Bkz. kopya.
kor * İyice yanarak ateşdurumuna gelmişkömür veya odun parçası.
* Kırmızı.
* Büyük acı, üzüntü, sıkıntı.
kor * Kolordu kelimesinin kısaltması: Korgeneral.
kor dökmek * yanınca dayanıklıkor durumuna girmek.
kor gibi * kıpkırmızı, ateşgibi.
kor gibi yanmak * çok parlamak.
kora * Başlıca belirtisi kısa, çabuk, değişken güçte irade dışı hareketler olan bir hastalık.
koral * Dinî ezgi veya kaynağıdinî ezgi olan orkestra parçası.
koramiral * Deniz kuvvetlerinde, tümamiral ile oramiral arasındaki, kara kuvvetlerindeki korgeneralin deniz
ordusundaki dengi olan amiral rütbesi.
koramirallik * Koramiralin rütbesi.
* Koramiralin makamıve görevi.
kordalılar * Sölomları iyi gelişmişçok hücreli hayvanlar topluluğu.
kordiplomatik * Bir yerde bulunan elçi ve elçilik görevlilerinin topluluğu, elçiler topluluğu.
kordon * Çoğu ipekten yapılmışkalın ip.
* Saat veya madalyon gibi şeyleri asmaya yarayan çoğunlukla ince zincir.
* İnce tellerden örülen ve özellikle ev araçlarında kullanılan elektrik iletkeni.
* İnce uzun sıralar durumunda yapılmışoymalıduvar veya mobilya süsü.
* Teneke ve çinkodan yapılan eşyaların üstüne süs yapmak için kullanılan araç.
* Bir yere girip çıkmayıdenetim altına almak için görevlilerden oluşturulan dizi.
* Kabaran denizin kumsalda bıraktığıdöküntü katmanı.
kordon altına almak * bir yere girişçıkışıönlemek için o yeri görevlilerce, korumak.
kordon boyu * Denize kıyısı olan şehirlerde kıyı boyunca uzanan imarlıyol.
kordone * Sim, gümüşveya ipek ipliklerin bükülmesiyle hazırlanan ve el işlemelerinde kullanılan ince kordon.
* Üç katlı bükülmüşipek ipliği.
Korece * Kore dili.
koregraf * Baleyi oluşturan adım ve figürleri düzenleyen sanatçı.
* Koreografi eserleri yazarı.
koregrafi * Dans adımlarının kâğıda geçirilmesi.
* Bir baleyi oluşturan adım, figür ve anlatımların bütünü.
korekt * Doğru.
korelâsyon * Bağlılaşım.
Koreli * Kore halkından olan (kimse).
koreograf * Koregraf.
koreografi * Koregrafi.
korgeneral * Kara ve hava kuvvetlerinde görevi kolordu komutanlığı olan, tümgeneralle orgeneral arasındaki rütbe.
korgenerallik * Korgeneral rütbesi.
* Korgeneralin makamıve görevi.
korida * Boğa güreşi.

Bir yanıt yazın