kuzu kapama | * Kemikli kuzu etinin, arpacık soğanı, yeşil soğan, havuç, dereotu ile birlikte ağır ateşte pişirilmesiyle yapılan bir yemek türü. |
kuzu kapısı | * Büyük bir kapının içinde veya yanında bulunan küçük kapı, kuzuluk. |
kuzu kesilmek | * uysallaşmak, sessizleşmek,sakin bir durum almak. |
kuzu kestanesi | * Yabanî ağaçlardan elde edilen, küçük, lezzetli bir kestane türü. |
kuzu kuzu | * Hiç ses çıkarmadan, karşı gelmeden, uysal bir biçimde. |
kuzu mantarı | * Bazitli mantarlardan, çayırlarda, sulak yerlerde yetişen, şapkasıetli, kalın, koni biçiminde, pürüzlü, yenilir bir mantar (Boletus edulis). |
kuzu postuna bürünmek | * karşısındakini aldatmak için gerçek kişiliğini saklamak, kendini zararsız ve uysal göstermek. |
kuzu sarmaşığı | * Boyu 3 m kadar olabilen, tırmanıcı, beyaz sütlü, çok yıllık ve otsu bir bitki (Canvolvulus arvensis). |
kuzugöbeği | * Sulak çayırlarda yetişen, şapkasıkalın ve etli, yenir bir mantar çeşidi (Agaricus campestris). |
kuzukulağı | * Kara buğdaygillerden, sulak yerlerde yetişen, çiçekleri iki evcikli ve kırmızımtırak bir bitki, yapraklarısalata olarak kullanılır (Rumex acetosa). |
kuzukulağıasidi | * Oksalik asit. |
kuzulama | * (koyun) Yavrulama. * Kuzu yürüyüşü gibi emekleme. |
kuzulamak | * (koyun) Yavrulamak. * (çocuk) Ellerini yere dayayarak dizleri üstünde emeklemek. |
kuzulaşma | * Kuzulaşmak işi. |
kuzulaşmak | * Kuzu gibi uysal ve zararsız duruma gelmek. |
kuzulu | * (koyun için) Kuzusu olan. * (meyve ve sebze için) Kendisine bitişik olarak aynıcinsten küçük tanesi olan. |
kuzuluk | * Kuzu barınağı, ağıl. * Yumuşak huyluluk. * Büyük kapıların ortasındaki küçük kapı, kuzu kapısı. |
kuzuluk kapısı | * Hanlarda büyük kapıüzerindeki küçük kapı. |
kuzum! | * okşamalık, yalvarma veya dikkat çekme anlamlarıtaşıyan bir ünlem. |
-kü | * Bkz. -ki. |
Kübalı | * Küba halkından olan. |
kübik | * Küp ve kesme biçiminde olan. * Kübizm akımına uyularak yapılmışolan. * Küp (II) biçiminde olan. |
kübist | * Kübizmle ilgili olan. * Kübizmi uygulayan, kübizm yanlısı(kimse). |
kübizm | * Nesneleri geometrik biçimlerde gösteren bir sanat akımı. |
-küç | * Bkz. -gıç / -giç. |
küçücük | * Çok küçük. |
küçük | * Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, büyük karşıtı. * Eni, boyu az. * Daha az yaşlı. * Niceliği az olan. * Niteliği aşağı olan, bayağı. * Geri aşamada. * Üstün yeteneği olmayan. * Büyümesini, gelişmesini henüz tamamlamışolan. * Çocuk. * (ses) Kısık, parlak olmayan. * Yaş, makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan (kimse). * Küçük abdest. |
küçük abdest | * İşeme ihtiyacı, çiş, idrar. |
küçük ad | * İlk ad, soyadı olmayan ön ad. |
Küçük Asya | * Anadolu. |
küçük ay | * Şubat ayı, gücük ay. |
küçük bey | * Evin küçük erkek çocuğu. * Çıtkırıldım, şımarık genç. |
küçük burjuva | * Gelir düzeyi düşük şehirli halk. |
küçük çaplı | * Değeri ve ağırlığı az. |
küçük çapta | * Belirli bir ölçüde. * Yaygın olmayan. |
küçük dağları ben yarattım demek | * çok böbürlenmek, kibirlenmek. |
küçük dalga | * Orta dalga. |
küçük dil | * Damak eteğinin ortasında bulunan küçük uzantı. |
küçük dil ünsüzü | * Akciğerlerden gelen havanın art damakta küçük dilin çevresinden sızarak çıkmasıyla oluşan ünsüz: ğ. |
küçük dilini yutmak | * şaşırmak, donakalmak. |
küçük düşmek | * değeri veya onuru sarsılmak. |
küçük düşürmek | * değerini veya şerefini sarsmak. |
küçük gezegen | * Bilinen dokuz büyük gezegene göre çok küçük olan gezegen. |
küçük görmek | * değer, önem vermemek. |
küçük hanım | * Evin kızıveya genç gelini. |
küçük harf | * Büyük harflerden ayrı biçimde yazılan harf, minüskül. |
küçük Hindistan cevizi | * İki çeneklilerden, sıcak iklimlerde yetişen bir ağaç (Myristica frangrans). * Bu ağacın baharat olarak da kullanılan ceviz biçimindeki yemiş. |
küçük kan dolaşımı | * Çeşitli organlardan gelen toplardamarların kanısağkulakçık ve sağkarıncığa taşıması, oradan da atardamarlarla kanın akciğerlere ulaştırılmasıve oradan sol kulakçığa taşınması düzeni. |
küçük karga | * Karga cinsi bir tür kuş. |
küçük köprü | * Vücudun, sırt yere dönük olarak avuçlar ve dizler üstünde dayalıve gergin bulunduğu durum, el diz köprüsü. |
Kategoriler