Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 31

meleş * İki kuzulu koyun.
meleşme * Meleşmek işi.
meleşmek * Birlikte melemek.
melez * Değişik türden hayvan veya bitkiden üremiş(hayvan veya bitki), kırma, azma, metis.
* Değişik ırkta ana babadan doğmuşolan (kimse).
* Katışık.
melezleme * Melezlemek işi.
melezlemek * İki ayrıtürü çiftleştirip birleştirmek.
melezleşme * Melezleşmek işi.
melezleşmek * (bir bitki) Başka bir bitki türünün çiçekleriyle döllenmek.
* Yabancılaşmak.
melezleştirme * Melezleştirmek işi veya biçimi.
melezleştirmek * Melez duruma getirmek.
melezlik * Melez olma durumu.
melfuf * Sarılmış, bağlanmış, eklenmiş.
melfufen * Eklenmişolarak.
melhem * Bkz. merhem.
melhuz * Mülâhaza edilen, düşünülen.
melik * Padişah, hükümdar, hakan.
melike * Kadın hükümdar, padişah karısı.
melinit * Aslıpikrik asit olan patlayıcı bir madde.
melisa * Oğul otu.
melodi * Ezgi.
melodik * Melodi ile ilgili, ezgili.
melodram * Yunan trajedilerinde koro başı ile bir oyuncu arasında geçen şarkılıdiyalog.
* Müzik eşliğinde oyuncuların sahneye girip çıktıkları bir oyun türü.
* Çağdaştiyatroda, hareketli ve duygusal olaylara dayalı bir oyun türü.
melon * Yuvarlak ve bombeli bir tür şapka.
meltem * Yazın karadan denize doğru esen mevsim rüzgârı.
mel’un * Tanrıtarafından lânetlenmişolan, lânetli.
* Nefretle karşılanan, kötü.
* Lânetlenmişkimse.
mel’unca * Mel’una yakışır biçimde, melun gibi.
melül * Üzgün.
* Boynu bükük, zavallı, yoksul.
melül mahzun * Çok üzgün, sıkıntılı, ağlamaklı.
melül melül * Üzgün üzgün.
memalik * Memleketler.
memat * Ölüm.
memba * Kaynak, pınar.
* Bir şeyin çıktığıyer.
memba suyu * İçinde erimişolarak mineraller bulunan, içme suyu olarak veya tedavi amacıyla kullanılan su.
meme * Yavrularınıemzirmek için, memelilerin göğsünde türlü biçim ve sayıda bulunan ve meme başıdenilen
çıkıntıları olan organ.
* Bazıaraçların meme başına benzeyen bölümü.
* Vücudun herhangi bir yerinde oluşmuşküçük çıkıntı.
* Ateşli silâhların veya bazıpatlayıcıların ateşlendiği çıkıntı.
* Gemi çapasında kolların birleştiği şişkin yer.
* Bkz. Emcek, emcik.
meme başı * Memenin ucundaki çıkıntı.
meme bezi * Memenin süt salgılayan dokusu.
meme süngeri * Meme başının çevresindeki koyu renkli yuvarlak bölüm.
meme vermek * emzirmek.
meme yapmak * motorlu araçlarda plâtin elektrik akımını geçirmeyecek ölçüde oksitlenmek, işlevini yapmaz olmak.
memecik * Deri ve sümük doku üzerinde görülen küçük ve sivri çıkıntı.
memede olmak * henüz meme ile beslenmek.
memeden kesmek * artık emzirmemek.
memeli * Memesi olan.
* Herhangi bir biçimde memesi olan.
memeliler * Doğurarak üreyen, memeleri olan, sıcak kanlı, iki akciğerli, yüreğinde dört boşluğu olan, vücutları
genellikle tüylerle örtülü omurgalıhayvanlar sınıfı.
mememsi * Meme başı biçiminde olan.
memişhane * Ayak yolu, abdesthane.
memleha * Tuzla.
memleket * Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke.
* Bir kimsenin doğup büyüdüğü yer, yurt.
* İklim ve üretim bakımından ele alınan bölge.
* Bir ülkede yaşayan bireylerin bütünü.
memleket havası * Halk türküsü.
memleketçi * Memleketin her bakımdan yükselmesini, gelişmesini isteyen, bu yolda çaba harcayan kimse.

Bir yanıt yazın